6

2.7K 258 116
                                    

iki ay sonra

Sandalyeme oturup zamanı öldürüyor, böylelikle çocukları bekliyordum. Son dersteydiler ve çıkmalarına on dakika kadar bir süre vardı.

Hana'nın annesi Taehyung'la olan konuşmasından sonra yumuşamış ve kızına engel olmamaya karar vermişti. Elbette bundan Hana'nın haberi yoktu. Olmasına gerekmde yoktu çünkü derslerini aksatan bir kız değildi.

Yarışmaya iki hafta kalmıştı, çocukların içindeki heyecanı hissediyordum, onlarla beraber ben de heyecanlanıyordum. Elbette kazanacağımıza şüphe yoktu fakat rakipleri hafife almak da aptallık olurdu. Karşımıza kimlerin çıkacağını henüz bilmiyorduk. İsmen değil tabii ki icraat olarak.

Taehyung'un ailesi bana alışmıştı, sanırım olumlu bakıyorlardı. Onları sevmiştim, bana sıcak davranıyorlardı. Taehyung'un ailesinin öğrenmesine karşın benim ailem daha henüz bir şey öğrenmemişti, şu anlık söyleme ihtiyacı hissetmemiştim. Gerçeği söylesem mi söylemesem mi karar verememiştim.

"öğretmenim? bizi duymuyor musunuz?" Jungkook'un sesini duymamla daldığım delikten anında çıktım o yöne döndüm.

"ah, geldiniz mi çocuklar? dalmışım, özür dilerim."

Hepsi sırayla dizilmişler karşımda duruyorlardı.

"sorun değil öğretmenim. Videoyu çekmeyecek miyiz?"

Ah, doğru... Bugün video çekip gönderecektik, yarışmayı düzenleyenler resmi sayfalarında paylaşacaklardı. Kısaca kendimizi tanıtacağımız ve şarkı söyleyeceğimiz bir video olacaktı bu.

"bir dakika, kameram çantamda olacaktı, siz hazırlanın alıp geliyorum hemen." deyip müzik odasından çıktım ve öğretmenler odasındaki çantamdan kameramı almaya gittim. Tam alıp arkamı dönmüştüm ki kapıda duran bedenle birden ürpermiştim.

Bu Taehyung'tu, tabii ki de bunu beklemediğim için korkmuştum.

"ay, korkuttum mu? özür dilerim." deyip yanıma ilerlediğinde sakinleşmiştim.

"yok, sadece beklemediğim için ürperdim birden. Hayırdır, ne için gelmiştin?"

Bomboş olan öğretmenler odasında gözlerini gezdirdi, ellerini ceplerine koydu.

"bugün yarışma için video çekip yollayacağınızı duydum sizi izlemek için geldim."

Bunu duymak beni memnun etmişti, okulundaki müzik grubunu önemsiyordu. Buna karşılık gülümsedim.

"evet, çekecektik biz de videoyu şimdi. Gel hadi." dedim. Ben önden o arkadan müzik odasına ilerlemiştik. Çocuklar onu gördükleri gibi selam vermişlerdi.

"hoş geldiniz efendim." diyen Hana'ya baktım.

"hoş buldum çocuklar." Benim sandalyeme, tam çocukların karşısına geçip oturdu. Ben de hemen onun yanında kamerayı ayarladım ve çocuklara işaret verdim.

Kısaca kendilerini tanıttılar, daha sonrasında önceden belirledikleri korece şarkıyı söylemeye başladılar. Taehyung onları ilgiyle izliyor ve dinliyordu, ben de öyle.

"Tamamdır." kamerayı kapattım.

"vaov, kazanacağımızı önceden söylemiş miydim?" Yoongi konuştuğunda gülümsedim.
"buna hiç şüphem yok çocuklar. Size güvenim sonsuz."

Birkaç dakika sonrasında sayfaya göndermiştik. Bu esnada gönderilen videolara bakıyorduk, yanımda Taehyung arkamızda çocuklar telefonuma odaklanmıştık. Birkaç güçlü grup dışında diğerlerini beğenmemiştim.

"seul lisesi zorlayacak gibi." diyen Taehyung'a döndüm. "haklısın, dişli bir rakip gibi duruyorlar."

"mükemmel sesimle onları geçeceğiz." Mina ortamı yumuşatmaya çalışıyordu.

Birkaç saat sonra dağılmıştık, çocuklar evlerşne çoktan gitmişti fakat biz Taehyung'la henüz okuldan çıkabilmiştik. Beni eve bırakmayı teklif etmişti, ben de kabul etmiştim. Müdürle yarım saat kadar konuşmuştu, o yüzden geç kalmıştık.

"çok iyi bir iş çıkarıyorsun, Ro Na." dedi emniyet kemerini bağlarken. Hem utanmış hem de mutlu olmuştum.

"ben sadece yetenekli öğrencileri bir araya getirdim. Asıl iş onlarda." gülümseyerek başını salladı.

Sessiz geçen yolculuk sonrası evime varmıştık. Kahve içmeden gönderirsem ayıp olurdu, bu yüzden ben de kahve içmeyi teklif etmiştim.

"kahve içmek için vaktin var mı?" dediğimde başını salladı. "evet."
Anahtarı yerine sokup kapıyı açtım ve onu içeriye davet ettim. Bu, iki ay içerisinde ilk defa gelişiydi. Gözleriyle evi süzdü. "evinin dizaynı çok sade ve şık. Sevdim."

Gülümsedim. "gösterişi sevmiyorum. Zaten pek arkadaşım da yok evime çağırabileceğim. Bunu göz önünde bulundurdum." Mutfağa gidip kahveleri hazırlamaya koyuldum, birkaç dakika sonrası hazırdı. Geri Taehyung'un yanına döndüm ve bardağı uzattım. "teşekkür ederim." karşılık olarak "afiyet olsun." demiştim.

"iki gün sonra iş adamlarının olacağı bir davet düzenleniyor, eşleri de orada olacak. Annem senin de gelmeni istiyor. Müsaitsen gelir misin?"

Ah, ulu tanrım... Hayatımda hiç davete katılmadım ki ben!

"şey, ben hiç böylesine büyük bir davete katılmadım ki." güldü. Çok güzel güldüğünü söylemiş miydim?

"bilirsin, böyle davetler çok sıkıcıdır. Bir sürü insan içerler, yerler be ardından sıkıcı sohbetlerine başlarlar. Normalde ben katılmayacaktım fakat babam çok ısrar etti, onu kabul edince annem de senin gelmen için ısrar etti."

Bu hoştu, bana değer veriyorlardı. Gerçeği bilseler böyle olmazdı belki de.

"peki, gelmeye çalışacağım." gözleri parıldadı.

"teşekkür ederim."

Birkaç dakika sonrası kapı çalmıştı, birbirimize baktık. "birini mi bekliyordun?" diye sorduğunda başımı olumsuz anlamda salladım. "hayır." ayaklandım ve kapıya doğru ilerledim. Açtığımda gördüğüm manzara ne sevineceğim ne de telaşlanacağım cinstendi.

"ah, ben geldim kızım! Sana sürpriz yapmak istedim!" boynuma sarıldı.

Tamam anne iyi hoş da Taehyung evdeyken niye?

90 oy ve yorum

baby ⚘ kim taehyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin