11

2.3K 233 37
                                    

Taehyung'un yaptığı konuşmasındaki sarf ettiği cümleler hem utanmama, hem de mutlu olmama neden olurken Bay ve Bayan Kim'in hem bana hem de Taehyung'a gurur duyan bir şekilde baktıklarını yakalamıştım ve bu da duygulanmama neden olmuştu.

Mutluydum, böyle bir ailenin içine kısa süreli de olsa girdiğim için.

Taehyung konuşmasını bitirdikten sonra elindeki ödülü bana uzattı, hiç tereddüt etmeden aldım. Daha sonrasında mikrofonu uzattı ve yerine oturmak için yanımızdan uzaklaştı.

Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım.

"öncelikle bu ödülü bize layık gören juriye ve halka çok teşekkür ederiz. Bu yarışmaya katılmak bile onurken, bu onuru bir de ödülle taçlandırmak apayrı bir duygu. Duyguların da ötesinde." elimdeki ödüle baktım.

"ben aslında bir aracıyım, bu ödül öğrencilerimizin. Hepinizi tebrik ediyorum çocuklar, çok iyi iş çıkardınız." deyip elimdeki ödülü Jungkook'a uzattım. Elimden ödülü alırken eğildi ve teşekkür etti. Gözleri dolu dolu olmuştu. Herkes tekrar ayakta alkışlamıştı.

Sahneden indik, zaten herkes de ayaklanmıştı gitmek için.

Çocuklarla yemek konusunu konuşurken Taehyung aniden yanımıza geldi.

"çocuklarla yemeğe gidelim diyoruz. Gelirsin değil mi?" diye sordum. Gülümsedi. "sen beni davet etmeseydin ben sizi davet edecektim. Bu arada tekrar tebrik ederim çocuklar. Sizinle gurur duyuyorum." dediğinde çocuklar teşekkür etmişlerdi.

Arkadan Bayan Kim'in sesi duyulduğunda o yöne döndüm. "bize de yer var mı?"

Gülümsedim.

"elbette efendim." dedim. Kalabalık olmuştuk iyice. Hangi restoranta sığacaktık bilmiyorum.

"o zaman Nihonryori Ryugin'de görüşmek üzere!" deyip yanımızdan ayrıldılar.

Japon restoronıydı ve burada bayağı ünlüydü. Tanrım!

Hana kulağıma yaklaşıp "öğretmenim, orası çok ünlü değil mi? Ayrıca oraya seçkin kişileri alıyorlar diye biliyorum. Bizim ne işimiz var orada?" dedi. Taehyung duymuş olmalı ki güldü.

"özür dilerim, kulak misafiri oldum ama dert etmene gerek yok Hana. Siz zaten artık seçkinsiniz." deyip göz kırptı, bana döndüğünde ona yolladığım hayran dolu bakışlarımı anında geri çektim.

"hadi araçlara binin bakalım. Orada görüşmek üzere." dedim. Hepsi sırayla binadan ayrıldılar.

"böylesine büyük bir yere gerek yoktu cidden." dedim, yürümeye başladım ardından.

"ne güzel işte, hep beraber ünlü bir restoranda kutlama yapacağız, Ro Na. Neden böyle bir yere gerek olmasın ki? Hem çocuklar hak ettiler."

Dediğinde haklıydı aslında. Hak vermiştim biraz. Ama yine de böylesine ünlü bir yere gerek yoktu diye düşünüyordum. Ne güzel deneyimlemiş oluyorsun diye iç sesimi dikkate almadan ilerledim.

Kapının önünde hazır bir şekilde bekleyen arabaya vardığımızda Taehyung benim kapımı açtı, ben bindikten sonra ardımdan kapattı. Kendisi de sürücü koltuğuna bindikten sonra ilerlemeye başladık.

"ilk sahneye çıktığında nasıl hissettin?"

Sorduğu soruyla kendisine bakmamı sağladı.

"heyecanlıydım. O an sadece aklımda şarkıya kendimi vermem ve seyircileri unutmam gerektiği vardı. Hiç bu kadar heyecanlı bir an yaşadığımı hatırlamıyorum." dedikten sonra önüme döndüm.

"heyecan güzel bir şey. Stres de öyle aslında. Tabii hepsi yerinde ve yeterince olunca." benden onay beklermiş gibi bana döndü ve hemen yola odaklandı.

"evet. Ben normalde heyecanlı ve stresli bir insanım. Kitap okurken bile karakter stresliyse ben de stresleniyorum." dedim ve güldüm.

"saçma ha?"

"hayır, saçma değil. Ona bakacak olursak ben de yüzüncüye izlediğim bir filmin sonu hüzünlüyse yüzüncü kez bıkmadan ağlarım." dedi.

"cidden mi? Ben en fazla 3 kez aynı sona ağlayabiliyorum. Zaten bir filmi veya diziyi 4'ten fazla izlemem."

Aniden sağa manevra yaptı, restoran tüm ihtişamıyla karşımızda duruyordu. Çocuklar ve Bay-Bayan Kim kapıda sohbet ediyorlar, bizi bekliyorlardı.

Taehyung arabasını park ettikten sonra arabadan indik ve onların yanına ilerledik.

"hoş geldiniz, hadi girelim." diyen Bay Kimle birlikte içeriye girdik. İçerisi çok kalabalık değildi fakat verdiği vibe aşırı iyiydi. Sanki zengin gibi hissediyordunuz. Masalar, döşemeler, aydınlatmalar, o küçük aksesuarlar bile "burası zenginlerin yeri" dedirtiyordu.

Gelen görevli "hoş geldiniz efendim."deyip bizi selamlamıştı.

"bize büyük masa hazırlayabilir misiniz?" diye sordu Taehyung.

"hay hay efendim. Sizi üst kata alalım." deyip basamaklara yöneldiğinde görevli önden biz arkadan üst kata çıkmıştık.

"ay burası çok güzel. Hayatım boyunca buraya geleceğimi hiç düşünmezdim." diyen Yoongi'yle gülümsedim. Doğru söylüyordu, ben de ona katılıyor ve öyle düşünüyordum.

Görevlilerin hazırladığı upuzun masaya sırayla oturduk. Siparişleri de verdikten hemen sonra muhabbete başladık.

"öncelikle sizi tekrardan tebrik ediyoruz çocuklar. Bizi ve okulumuzu gururlandırdınız. Bu ödül size açılan büyük bir fırsat aslında. Sizinle müzik alanından iletişime geçmek isteyenler olacaktır. Bunu fırsatı çok iyi değerlendirin." Bay Kim konuşmasında haklıydı. Bence de önlerine çok büyük bir fırsat gelmişti.

"seni de tebrik etmeliyiz kızım. Mükemmel bir ekip kurmuşsun."

"teşekkür ederim efendim." dedim utanmış bir tavırla.

Sipariş ettiğimiz yemekler önümüze geldiğinde yemeye başladık. Sessiz geçen bir yemek olmuştu. Daha sonra çocuklar kalkmak istediğinde ben de ayaklandım.

"her şey için teşekkür ederiz, efendim." diyen Mina'yla gülümseyen Bayan Kim. "ne demek. Bu kutlamayı hak ettiniz."

"sizi geçireyim." dedim. Arkalarından kalktım ve kapıya doğru ilerledim. Hepsiyle sıra aıra vedalaştıktan sonra arabaya bindiklerinden emin oldum ve geri tekrar yukarıya çıktım. Görevliye içki siparişi veriyorlardı.

"şampanya alayım ben." dedim, Taehyung da şampanya söylemişti. Birkaç dakika sonra içkilerimiz gelmişti, Bay Kim bardağını toktuşturmak için kaldırdı, hepimiz tokuşturduk.

"ne zaman ciddiye bindirmeyi düşünüyorsunuz ilişkinizi? Yoksa daha erken mi?" diye sorduğunda Bayan Kim, Taehyung'a döndüm. O da bana dönmüştü.

"bilmiyorum anne. Bunu hiç düşünmedik. Şu an gayet iyi gidiyoruz. Değil mi hayatım?" deyip masadaki elimi tuttuğunda Taehyung, gülümsedim.

"evet, şu anki durumumuzdan gayet memnunuz."

İçkisinden bir yudum alan Bayan Kim tekrar konuştu.

"anlaşıldı, sizin ağzınızdan laf alamayacağım."

"aşk olsun anne, bir şey olsa söyleriz zaten sana."

"tamam tamam. Bir şey demedim oğlum."

Rahat bir nefes vermiştim. Durduk yere germişti insanı.

Aklıma gelen şeyle "ah, şey." dedim ve oturuşumu düzelttim.

"müsait olduğunuz zaman ben de sizi evimde ağırlamak istiyorum efendim. Ne zaman müsait olursunuz?" dediğimde Bay Kim gülümsedi.

"senin için zaman yaratabiliriz kızım, hiç sıkıntı değil."

Tanrım, onlar tarafından bu kadar seviliyor muydum cidden?
Yoksa sırf oğulları için mi bana katlanıyorlardı?

100 oy

pirates of rhodes'i de okur musunuz lütfeeen🥺🤧

baby ⚘ kim taehyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin