ÖZEL BÖLÜM [4]

6K 323 94
                                    

Chanhyun, açılı olan okul camından esen rüzgârı saçlarının arasında gezindiğini hissediyordu.  İnce parmakları yavaşça dalgalı saçlarını kavradı ve saçlarını geriye attı. Görüş açısına bir futbol topu, topun peşinde ince tişörtü bedenine yapışmış ve terden ötürü yüzü ışıldayan Nam girdiğinde bakışlarını onu destekleyen kızlara çevirdi.

Birkaç güzel kız topluluğu onun gol atmasını bekliyor, dudaklarında ise Nam’ın ismi geziniyordu. Nam’ın her ayrıntısını incelemek, trigonometri dersinden daha çekici gelmişti. Nam, topu kale doğru sürerken Chanhyun gözlerini kıstı ve topun ağlara girmesiyle beraber dudaklarında ki gülümsemeye engel olamadı.

Dudaklarında ki gülümseme, uzun saçlı ve ideal vücut hatlara sahip olan bir kızın Nam’a su uzatması ile silinmişti. Zilin sesi kulaklarına dolduğunda, herkes öğle yemeğine çıkıyorken o sadece Nam’ın suyu içişini izliyordu. Daha önce, onu bu kadar ayrıntılı ve uzunca bir vakit izlediğini hatırlamıyordu.

Bu uzun inceleme sonucunda karar vermeliydi, ondan gerçekten hoşlanıyor muydu?

‘’Onun üzerinde bir delik falan açacak gibisin, şu gözlerini kısma çirkinleşiyorsun.’’ Yifan kalçasını onun sırasına yasladığında Chanhyun bakışlarını camdan çekmiş, Yifan’ın yüzüne sabitlemişti.

‘’Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?’’ Yifan az önce ki sözlerine ek olarak bu soruyu eklemişti. Chanhyun’un gözlerini devirdiğini fark ettiğinde gülümsedi.

‘’Ondan hoşlanmıyorum, FanFan.’’ Chanhyun konuyu değiştirmek için, Yifan’ın hoşuna gitmeyen lakaplardan birini kullanmıştı.

‘’Hey, bana şöyle seslenmeyi bırakacağını söylediğimde ciddiydim adamım. Fakat konumuz bu değil, söyle bakalım ondan hoşlanıyor musun?’’

Chanhyun bakışlarını Nam’ı görmek için tekrar camdan dışarıya sabitlediğinde onu görememişti ve onun sesini yakınlardan duyar gibiydi.

‘’Kim kimden hoşlanıyormuş?’’ Nam soğuk sesiyle söylediğinde Chanhyun etrafın yine buz kestiğini fark ettiğinde o ortamdan ayrılmak istiyordu. Hayır, hayır. Arkasına bakmadan kaçmak istiyordu.

Yifan, Chanhyun’un yerine cevap verdi. ‘’Chanhyun’un hoşlandığı biri varmış. Ve az önce de kimden hoşlandığını söyleyecekti.’’ Belki de bu yalan değildi, Chanhyun için.

Nam bakışlarını Chanhyun’un iri gözlerinde sabitlediğinde, Chanhyun yutkundu. Kendini toparlaması uzun bir zamanını almıştı, afallamasına neden olan şey kesinlikle Nam’ın bakışları değildi. ‘’Bu sadece Yifan’ın her zaman ki uydurmalarından biri. Birinden hoşlanmak ve ben? Mantıksız.’’ Chanhyun reddettiğinde Nam elini Chanhyun’un sırasına koyarak onun kulağına doğru eğildi.

‘’Aşkta mantık aranmaz, Chanhyun.’’ Ardından diğer elinde ki temiz kıyafetlerinin içinde bulunduğu çantasını alarak sınıftan ayrıldığında Chanhyun alt dudağına sinirli bir şekilde dişlerini geçirdi.

‘’Onu hala anlamış değilim. Aptal gibi peşinde koştu ve sonucunda bahsi kazandı. Senden vazgeçmiş olmalı, yoksa yeni birini mi buldu?’’ Yifan’ın sözleri Chanhyun’u neden endişelendirmişti?

Nam’ın, kendisinin peşini bırakmasını istemiyor muydu zaten? İstediği buydu fakat sonucunun böyle olacağını tahmin edemiyordu. Okula giderken bir baş belası onunla konuşmuyor, her fırsatta onu öpmüyor ve aptalca gülümsemiyordu. Yoksa Chanhyun bunların devamını mı istiyordu? Birkaç gece önce Nam’ın dudaklarının kendi dudaklarıyla birleştiği gece aklına gelmişti. Yavaş, yumuşak ve istekli bir öpücük. Her gece Chanhyun’un rüyalarına giren sahne.

I'M YOUR SLAVE ☯Where stories live. Discover now