14

12K 627 101
                                    

'' Evet, biraz dinlenmeye ihtiyacım var. Hayır, hayır. İşler gayet yolunda baba. Hm, Hyung'um ile gerçekten iyi geçiniyoruz. Oh, demek bizim eve girip çıkan birini görmedin... bizi mi gözetliyorsun yoksa? Evet, evet. Uslu duruyoruz.''

Sehun, babasından izin almak istemişti ama babası onunla dakikalardır konuşuyordu. İşi yerini rayına oturtturduğu için birkaç günlüğüne evde vakit geçirmek istiyordu. Hiç değilse, Luhan'ın evde yalnız kaldığında neler yaptığını görmek istiyordu.

''Ah, evet. Evimde kalan kişi... benim burs verdiğim bir lise öğrencisi. Evet, evet. N-ne? Sizinle mi tanıştırmaya getireyim? Dersleri yoğun olduğu için pek vakti yok. Ama baba... pekâlâ. Annemi benim için öp, yarın akşam sizdeyiz.''   

Sehun telefonunu kapatıp derin bir nefes aldı. ''Ne diyor, moruk?'' Wufan ona alayvari bir ses tonuyla sorduğun da Sehun abisine gülümsedi.

''Biraz dinlenmek için iş yerinden izin aldım. Tabii babam bunun altında yatan sebebi sordu. Ardından Luhan'ı bizim evden çıkarken gördüğünü ve onun kim olduğunu sordu. Ben de ona, Luhan'a burs verdiğimi söyledim. Sonrada onunla tanışmak için yarın akşam aile yemeğine davet etti. Ve özellikle seninle konuşması gereken bir şey varmış.''

''Benim Kore'ye döndüğümü mü söyledin?!'' Wufan kardeşine çıkıştığında Sehun gayet soğukkanlılıkla cevapladı.

''Evet, işte çalışmak gerçekten yorucu. Birazda sen başına geçmelisin şirketin. Öyle değil mi hyung?'' Sehun sırıttığında başına çokta sert olmayan bir darbe yedi.

''Ah, sen nasıl bir kardeşsin böyle?'!

''Çıkarları olan bir kardeşim.'' Sehun ile Wufan kısa bir süre atıştığında Sehun saatini kontrol etti.

''Hyung, Luhan ile samimi olduğunuzu biliyorum. Sana neler bahsediyor?''

''Gerçekten bilmek mi istiyorsun? Bunun karşılığında ne vereceksin?'' Wufan kollarını göğsünde birleştirdi ve Sehun'u dinlemeye başladı.

''Lay'in telefonunu ve ev adresini.'' Sehun bunu ona söylediğinde Wufan'ın gözleri parıldadı.

''Sende olduğunu sanmıyorum.'' Wufan bunun gerçekten doğru olup olmadığını anlamaya çalışıyordu çünkü bir süredir Lay'i barda görmüyordu.

''Eh, Luhan'ın en yakın arkadaşı. Biraz onun hakkında bilgi almakta fayda olduğunu düşündüm. Ne dersin?''

Wufan başını olumlu bir şekilde sallayıp, telefonunu ona uzatarak numarayı kaydetmesini istedi. Sehun numarayı kaydedip, ona uzattı.

'' Senin onu becerdiğinde canını çok fazla yaktığını ve ardından onu kovduğunu söyledi. Senin ne kadar pislik biri olduğunu iki defa söyledi. Ve sayısız kere, senden nefret ettiğini dile getirdiğini söyledi. Ah, bir de... Okulda ki bir çocuk ona çıkma teklifi etmiş ve Luhan...''

Wufan sözünü bitirmeyip, ayağa kalktı ve ona gülümsedi. ''Çok merak ediyorsan ona sor.''

Wufan uzun bacaklarıyla kısa sürede merdivenleri çıktığında Sehun onun arkasından bağırdı.

''Yah! Sen nasıl bir abisin?!''

Wufan koridordan bağırarak onu yanıtladı. ''Çıkarcı kardeşin, çıkarcı abisiyim.''

-

Çoktan yarım saat geçişti ve okul dağılmıştı. Ama Luhan ortalıkta görünmüyordu. Sehun ona hesap sormalıydı. Ona teklif eden çocuğu bulup, sinirini çıkartmak için bir güzel dövmeliydi. Arabasına yaslanmış beklerken, okulun erkekler okulu olduğunu anladığında iyice sinirlenmişti.

I'M YOUR SLAVE ☯Where stories live. Discover now