20

12.7K 656 94
                                    

''Sehun!'' Luhan terlemiş ve yorgun bir vaziyette kendini yere atarak soluklanmaya başladı. ''Sorunun ne? Sana defalarca bacağını arkaya uzatmanı söyledim! Ayağımı oynatamıyorum artık senin yüzünden.'' Luhan ayağının durumuna baktığında, teninin kızardığını gördü.

Sehun kendine kızdı. Dans etmeyi beceremeyen biri ne diye dans bölümüne gitsin ki? Nedeni mi neydi? Tabii ki Luhan için. ''Üzgünüm. O kısmı unutuyorum. Eğer istersen, anlayacağım dilden anlatabilirsin.''

Sehun, Luhan'ı kızdırmak için onunla uğraşıyordu. Eğleniyordu da. Luhan ile birlikte vakit geçirmek ona iyi geliyordu. Ama Luhan, Sehun'un yanında olduğu zaman, Sehun ona saldırmak isteğini aklından bir türlü atamıyordu da. Luhan şu an terli ve nefes nefese kalmış bir vaziyette yerde uzanıyordu.

Sehun'un da daha fazla dayanacak gücü yoktu. Kendini de onun yanına bıraktı. Sırtı duvara yaslı bir biçimde birkaç saatlik dans çalışmalarının ardından mola vermişlerdi. Oda da çıkan tek ses, nefes alış-verişleriyken Luhan sessizliği bozdu.

''Sehun, seks yok. Biliyorsun, sözleşmeyi fes ettin. Eğer, bana dokunacak olursan yanından ayrılırım.'' Luhan sanki Sehun'un aklını okumuştu.

''Gideceğin bir yer olmadığını söylemiştin.'' Sehun onu çıkmaza götürmek istiyordu ama karşınızdaki Luhan ise bu mümkün değildi.

''Buradan ayrılırım ve bir iki güne kadar açlıktan ölmüş bir ceset olurum.'' Luhan bunu düşününce irkilmişti. Korunmayacak biri değildi ama cılız bedene ve güzel bir yüze sahipti. Her iki ihtimalde olabilirdi.

''Bu nedenle yanımdan ayrılmayacaksın.'' Sehun kesin ve net bir şekilde söylediğinde Luhan kıkırdadı. Günden güne aralarında ki bağ güçleniyordu. Daha iyi anlaşıyorlardı ama Luhan, kendisine yaşatılan acıların ufak bir kısmını Sehun'u kıskandırarak ondan intikamını almayı düşünmüyor değildi.

Ardından kulağına dolan tanıdık ses ile telefonunu çıkardı, Luhan. Sehun ona meraklı gözlerle bakınca ayağa kalkıp, biraz olsun Sehun'un bakışlarından uzaklaşmıştı ama hala aynı duvarlar içerisindeydi.

''Ah, evet. Ben iyiyim, Jonghyun Sunbae. Mm, bu akşam mı? Ah, evet. Boşum. Ah, hayır hayır. Beni evden almanıza gerek yok. Evet, adresi mesaj olarak atarsan sevinirim. Sana da iyi günler.'' Luhan tüm sevecenliğiyle telefonda ki kişiye sanki görebilecekmişçesine gülümsüyordu.

''Ders bitti. Daha fazla çalışmalısın Sehun. Gitmeliyim.'' Luhan odadan çıkacakken kalın sesin sahibi onu durdurmuştu. ''Nereye gidiyorsun, Luhan?'' Sehun sakin bir sesle sorsa da çatılan kaşları sakin olmadığının kanıtıydı.

'' Bunun seni ilgilendirdiğini sanmıyorum, Sehun. Şimdi gitmeliyim. Akşama özel bir partiye davetliyim.'' Luhan sekerek ve kendince şarkı mırıldanarak gittiğinde Sehun onun bu hallerine anlam vermesede onu tatlı bulmuştu. Sessize aldığı telefon cebinde titrediğinde, mesaj bildirimi gelmişti.

''Akşam saat 9'da XX barında kostüm partisine davetlisinizdir. Lütfen maskelerinizi takın. Partinin sonunda seçilen çift, herkesin içinde öpüşeceklerdir.''

Sehun zafer kazanmışçasına gülümsediğinde telefonunu cebine attı. Geyik avlama sezonu an itibariyle açılmıştı!

-

''Evet, efendim. Size uygun bir bedeni vardır. Denemek isterseniz, kabine geçebilirsiniz.'' Luhan eline aldığı kurt kostümünü denemek için kabine girdiğinde küçük kabinde sıkışarak kıyafetlerini çıkarmaya başlamıştı.

I'M YOUR SLAVE ☯Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ