9. Bölüm Rüya ve Geçmiş/ Part 2

59 11 74
                                    

oylarınız benim için önemli, çoğunlukla bölüm yayınlama hızı oy ve yorumlara bağlı oluyor. herhangi bir sınır koymayı düşünmüyorum ama destek almaktan mutlu oluyorum :)


Keyifli okumalar dilerim...

Sabahın biraz hüzünlü olduğunu söyleyebilirdim, herkes ağlıyordu ama benim adıma mutluydu. Sağlıklı bir yerde büyümem gerektiğinden bahsedip duruyorlardı. Onlara bende hak veriyorum, dedemin yaşadığı yerin yakınlarında devlet okulu vardı bu yüzden artık okul bir problem olmaktan çıktı. Eğer dedemde yaşamak can sıkıntısı olursa komşu şehirlerdeki yatılı okullardan burs almaya bakacaktım. Benim tek yapmam gereken şey sağlıklı bir şekilde büyümekti. Dedemin babamdan daha kötü olacağını düşünmüyorum.

Önsezilerim bu yöndeydi ve nitekim de beni yanıltmamışlardı.

Küçük ve pisliklerin artık çıkmayacağı boyutuna geldiği odama son kez baktım. Burayı belki özlemezdim, birkaç anı dışında bu evle ilgili hatırlayabileceğim güzel şeyler yoktu. Yine de alıştığın bir şeyi terk etmenin duygusu üzerimdeydi. Tüm eşyalarımı iki sırt çantasına sığdırmıştım. Annemin olan birkaç eşyayı da tıkıştırmıştım hatta tam bunu yaparken babam tarafından görülmüştüm.

"O pis kadının eşyalarına dokunmayacağım, ziyarete geldiğinden bunlardan kurtulmuş ol." Baba, eğer duygularını bu kadar gizlersen kimse tarafından anlaşılmayacaksın. Şu anki pişmanlıkların veya hislerinin önemi yoktu. Annem seni terk etmişti, tüm kasaba seni şiddet uygulayan bir yobaz olarak görüyor ve üstelik tek çocuğunun velayeti karının babasının üzerine alınmıştı. Tek kelimeyle acınasıydın. Yine de bu kaba adama karşı biraz acıma duygusu besledim. Sahip olduğu her şeyi kaybetmişti. 

Baba, hayatta kumar gibi bir oyundur ve sende bunu kaybettin. Tıpkı önceki hayatımdaki ben gibi. Gerçi hala hayatına yeniden başlayabilirsin yaşıyorsun, ben ise ölmüştüm.

Dedem eski bir arabayla beni almaya geldi, duyduğum kadarıyla bu eski arabayla bile gelmesi üç saatini almış, anlaşılan o kadar da uzak bir yere gitmiyordum. Dedemle selamlaştık ve beni dikkatlice inceledi. Buz mavisi gözlerine bakarken, sert bakışlarından biraz çekinmiştim.

"Şimdi insanların ne kast ettiğini anlıyorum, gözleri oldukça sıra dışı bakıyor. Bir çocukta bu bakışları göreceğimi sanmazdım." eğilerek bana baktı. Bir çocuk nasıl bakar bir fikrim yoktu ama en azından sevimli davranmalıydım.

"Bende seni gördüğüm için çok mutluyum dedeciğim." diyerek hazır eğilmişken boynuna sarıldım. Bu nasıldı? Yaşlı kalbini çalmama yeter miydi? Pek etkilenmişe benzemiyordu. Aslında beni istediğim kadar özgür bırakması yeterliydi, sadece aramı baştan iyi tutmanın önemli olacağını düşünüyorum. Sırt çantalarımdan birini eline aldı ve eski arabaya doğru ilerledik. Elimde ailemin geçen doğum günümde almış olduğu pelüş oyuncak tavşan vardı. Ailem düşünceli tipler değildi ve oyuncak yerine para almayı yeğlerdim ama bu benim ailem tarafından verilmiş olan ilk ve son hediyemdi. Bunu da yanıma almak istedim, her şeyden öte şu an küçük bir çocuktum rolümü korumam gerekti. Ama bu oyuncağı gerçekten sevmeseydim uzun zaman önce atardım. Tamamen hissiz olduğumu söylemek yalan olurdu.

Kasabadan ayrılırken arkama döndüm ve geride bıraktığım insanlara son bir kez baktım. Aslında son sayılmazdı, babam ziyaretten bahsetmişti demek ki az da olsa buraya tekrar gelecektim. Kasabadaki tüm insanlara minnettarlıkla baktım, bu ifadem gerçekti. Onların bunu ayırıp ayıramadıklarını merak etmedim, önemli olan benim duygularımdı. Herkes hep bir ağızdan adımı haykırıyordu.

"Görüşürüz, kendine çok iyi bak Amelia."


Sizce de ikinci ve üçüncü hayatımda da aynı ada hatta aynı görünüşe sahip olmam ironik değil miydi?


Yeni Bir Başlangıç-Diabolik LoversHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin