18. Bölüm

21 3 0
                                    


keyifli okumalar...

video bana ait ve benim kanalım. isterseniz gezinebilirsiniz :)

***


Artık yeni bir hayata başlamıştım, yeni bir çevrem vardı ve ben tamamen farklı bir insandım. Yine de içimdeki hisler değişmedi, içimdeki baskılar ve yalnızlık. Kimsenin beni anlamadığını hissediyorum işte bu hissettiğim acı bir gerçeklikti. Nerede olursam olayım bunu hissettiğim sürece gerçektim. İnsanlar beni tamamen görmezden geliyordu, kim olduğum önemsizdi. Sadece figüran olarak yanlarında bulunduğumu hissediyorum. Hissettiğim yalnızlık neden kaybolmuyordu? Ben acınası biri miydim? Bu hislere sahip olduğum için anormal kişi ben miydim? Neden koskoca bu dünyada yeniden böyle hissediyordum? Anlaşılmamış, dinlenmemiş ve önemsiz birisi gibiydim sanki. Lütfen birisi ben bulsun, artık hissettiğim bu duygulardan kurtulmak istiyorum. Sanki bu benim lanetimdi. Lütfen, lütfen tanrım bana yardım et. Bu hisler çok ağır geliyor. Bununla başa çıkamıyorum.


 Rüyamın içerisinde o kadar kaybolmuştum ki uyandığımda, rüya gördüğümü bile idrak edememiştim. Hissettiğim tüm bu duygular bana uzak olmayan şeylerdi, bunları hisseden kişi bendim. Akan gözyaşlarım yavaş yavaş boynumdan akarken, sıcaklığın yerini ürperti alıyordu. Ne kadar zaman geçerse geçsin eski hayatım rüyalarımda bana musallat oluyordu. Hatta o kadar ciddi bir boyuttaydı ki artık uykularımın süresi azalmıştı, uyusam bile dinlenmemiş hissediyordum. Zaman geçtikçe vücut direncim azalıyordu.

Aklıma önceki hayatımda okuduğum kitapta geçen kelimeler geliyor.


İnsanlar tarafından sıkça bahsedilen bir şey var o da kendi sesini dinlemen. Başkalarının seni yönlendirmesine izin vermemen, bu şey bile başka bir düşünceye ait. Aslında insanlar genel bir kalıba sokulamayacak karışık ve ayrıştıramayacak kadar da benzerler. İnsan için bahsedebileceğimiz herhangi bir kural yok. Özellikle insan ilişkileri olan karmaşık yapıda. Hiçbir formül yok, hiçbir güvence yok. Doğru ve yanlış bile yok, sadece olan bir durum var. Aslında var olan gerçekti. Ne bundan azı ne de fazlasıydı.

İnsan oldukça sosyal bir varlık. Bu da her yerde her zaman kullanılan başka bir söz ve gerçekten de doğru. Kendi içinde oluşturduğumuz kalıplar bile başka bir düşünceye dayanıyor. İnsan hiçbir zaman tek olamadı, insanlar birlikte var oldular.

Neden hatalarımızı anlatırız? Neden kötü veya rezil anılarımızdan bahsediyoruz? Veya neden yanlış ve olması mümkün olmayan bir ihtimalden bahsediyoruz. Çünkü insanın kendisi bir hapishanedir. Düşünceleri tarafından mahkum edilmiş aslında masum olan bir suçluydu. Başka insanların sözleri bizim özgürlük anahtarımız oluyor. Başka insanların beyinleri bizim mahkememiz olmuş oluyor. Azad edilmek isteniyoruz birileri tarafından. Yüklerden kurtulmak. Onaylanmak ve yargılanmak aslında aynı şey. Sonucu olan şeyler ama kendine mahkum olup düşünceni hiçbir insanla paylaşamamak işte asıl ceza bu.

Kendine işkence ettirmek, kendini cezalandırmak ve kendini ölümüne hazırlanmana neden olur. Diğer insanların düşünceleri, seninkiler olmadan bir hiç. Senin düşüncelerinde diğer insanlarının düşüncelerinin bir parçası. Paradoks. Bu yüzden ne kendini ne de başkasını dinlemekte hata yok. Hata olan bir şey varsa da o da tek bir olgunun tüm olaylarda kesin sonuç çıkaracağını inanmak. En iyi seçenekler asla aynı değildir.


 Sebepsiz yere aklıma gelen bu cümleler zihnime baskı oluşturdu. Belki de tek başıma yeterli değildim ama biraz olsun değiştirebileceğim birkaç insan bile varsa, kaderi de bir şekilde değiştirebilirdim. Her şeyden öte, ben her gece kendimle yüzleşen birisiydim. Elbette bunu yapabilirdim.

Yeni Bir Başlangıç-Diabolik LoversHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin