"Ben... bence ayrılmalıyız." Onun önünde dururken, gözlerini aşağı indirerek bakışlarından kaçınırken boğazın tuhaf bir şekilde kurumuştu.
"Ne diyorsun? Bir problem mi var? İyiyiz, değil mi?" Kaşları çatıldı, böyle bir şey önerdiğin için sana kafası karıştı. Senden cevap alamayınca biraz paniklemiş gibi olurken sen sessiz kaldın.
"Nedir? Ben yanlış bir şey mi yaptım?" Elleri yüzünüze giderken nazikçe soruyor, yanağını nazikçe okşuyor. Dokunuşuyla endişelerinizi ne kadar kolay ortadan kaldırdığı ve bununla anında nasıl rahatladığınız konusunda neredeyse kendinizden nefret etmek istiyordunuz.
"Öyleyse, neden?" diye kafanı salladın. O sorar.
"Onu hala seviyorsun, değil mi?" Kimden bahsettiğini anlayarak gözleri aniden büyüdü. O Akane'ydi, Inui Akane.
"Yaptım...ama bu seni sevemeyeceğim anlamına gelmez," diye yanıtladı bir an sonra.
"Beni hiç sevmedin, sadece bizim fikrimizi sevdin. Akane'nin ölümünden sonra oluşan boşluğu doldurmak için sevecek birine sahip olma fikrini sevdin." Sesindeki çatlak dudağını ısırmana neden oldu ve gelen gözyaşlarıyla savaşmaya çalıştı. Gözleri büyüdü ama ne diyeceğini bilemeden sessiz kaldı.
"Daha önce ona nasıl baktığını gördüm, sanki sadece senin gözlerini dikmiş gibiydi. O gördüğün tek şey. O çok mükemmeldi..." Acı acı gülümsedin, senin yoluna nasıl hiç bakmadığını ve yavaş yavaş içten içe öldüğünü fark ettiğini düşündün. Bunu düşünmek bile gözünden bir damla yaş düşmesine neden oldu.
"Merak etme, ne hissettiğini anlıyorum. Gözlerim asla onun gözleri olmayacak, benimkiler asla kalbini dünyanın hiçbir önemi yokmuş gibi çarpıştırmayacak..." diye fısıldadın göğsündeki zonklayan acıyı görmezden gelerek. Gerçekten de incinmenin en acılı yolu, başka birini sevmeyi henüz bitirmemiş birine aşık olmaktır.
"Ama seni mutlu etmek için elimden gelen her şeyi yaptığımı bilmeni istedim, denedim ve denedim ve denedim... Ama yine de yeterince iyi değil çünkü ben o değilim." Dedin ona bakarak, gözyaşları şimdi yüzünden akıyor.
Elinize uzanmaya çalıştı ama o bunu yapamadan siz onu geri çektiniz.
"Sorun değil Koko. Artık benim için endişelenmene gerek yok." Boğuluyorsun, gözlerin başka bir dizi yaşla doluyor. Kendini onun kollarına koşmaktan alıkoymak için neredeyse tüm iradeni harcadın.
Yüzünün her yerinde yazılı bir suçlulukla aşağıya baktı. "Ö-özür dilerim, seni asla incitmek istemedim..." diye sözünü kesti, sesi alçaktı.
"Biliyorum...ama artık bu kadar acıtmasına gerek yok," diye fısıldadın, çok daha fazlasını hak ettiğini bilerek sessizce başını salladı.
Elini kaldırıp gözlerinin kenarını sildin, yüzünde bir gülümsemeye zorlarken, sevdiğin ve çok değer verdiğin adamın tanıdık, delici siyah gözlerine son bir kez bakarak, son sözlerini fısıldadın. ona söyle.
"Seni sevdiğimi ve her zaman seveceğimi unutma."
Derin bir nefes aldın. Geride kalan tüm cesaretini topladıktan bir dakika sonra ona sırtını döner ve yürümeye başlarsın.
Yavaş yavaş hayatından sonsuza dek kaybolmanı izlerken orada sessizce durdu.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
