* 3,3 milyon yen yaklaşık 30 bin usd yanii 442.836,00 Türk lirasıı
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Senju, bebeğim, hayatımın aşkı."
"Ne kadar harcadın?" biraz daha büyük olan kız, etrafı giysi çantalarıyla çevrili olan Senju'ya sordu. Senju, soruyu bir anlığına düşünmüş gibi göründü ve ardından, "Dürüst olmak gerekirse hiçbir fikrim yok" dedi. Hangi markalardan satın aldığını anlamaya çalışırken ve daha pahalı olanları fark ettiğinde tüm dünyanın durduğunu hissetti. "Aman Tanrım, Takeomi bundan sonra kafanı yiyecek" genç kıza bakarken birden ağzından çıktı, "Gerçekten sana kredi kartını mı verdi yoksa sen mi ondan çaldın?"
"Evet, bana kız gibi şeyler almamı söyledi ve kredi kartını verdi," dedi Senju, kız arkadaşının ani sorularına biraz kafası karışarak. Vay canına, Takeomi çok doluydu. (h/c)-ed kız sanki bir pot altın keşfetmiş gibi görünüyordu ve Senju giderek endişeleniyordu. "Ahhh bebeğim iyi misin?" dünyada ne düşündüğünü anlamaya çalışırken sordu. "Seni. Az önce aklıma harika bir plan geldi" diye ellerini çırptı ve gözlerinde ışıltılar varmış gibi görünüyordu, "Bir dahaki sefer Takeomi sana kredi kartını verirse, alışverişe gitmek için beni de yanında getir". Senju hemen kız arkadaşının ima ettiğini anladı ve gülümsedi.
Ah, keşke ikisi de kendilerini neyin içine soktuklarını bilselerdi.
-----------------------------
"Suçlu hissediyor musun? Sanki, hiç mi?"
İki kız, Akashi Takeomi'den başkası tarafından sorgulanmıyordu. Bir şekilde banka hesabındaki paranın neredeyse tamamını harcamayı başardılar ve bankası onu bu konuda aramıştı bile. "Açıkçası? Hayır, kesinlikle istemiyorum" diye ağzından çıktı ve Senju kendi kendine kıkırdadı. Takeomi dehşete düşmüş görünüyordu ve bu gencin ne kadar sorun çıkarabileceğinden korkmaya başlamıştı. Senju'nun kız arkadaşını neden bu kadar çok sevdiğini anlamaya başlamıştı. Kelimenin tam anlamıyla o kadar benzerler ki korkutucuydu.
"İkiniz yine ne kadar harcamayı başardınız? 3,3 milyon yen* gibi mi??" iki kızı soru yağmuruna tutmaya devam etti, büyük ihtimalle onları suçlu hissettirmeye çalıştı. Senju, kız arkadaşını dirseğiyle dürttü ve kaçmaları gerektiğini ima etti. Yaşlı erkek, kızların, dünyayı umursamadan hepsini harcamak yerine, ne kadar para harcadıklarını nasıl düşünmeleri gerektiği hakkında konuşuyordu.
"3...
2...
1!"
Senju bir tane söylediği anda, iki kız kapıya koştular ve kapıya doğru koştular. Takeomi onların peşinden koşma zahmetine bile girmedi ve kaçtıkları için homurdandı. Bu arada, iki kız yakındaki bir parka kaçmıştı. Nefes nefeseydiler ve tüm duruma gülüyorlardı. "Bunu gerçekten yüzüne söylediğine inanamıyorum," diye bağırdı Senju kendini toplamaya çalışırken. "Hiç pişman değilim" duruma güldü ve kendini çimenlere bıraktı. Senju sonunda onun üzerine düştü ve karnının üzerine düşerken acı dolu bir inilti çıkardı. "Lütfen... düştüğünüz yere dikkat edin. Lanet olsun bu bok acıttı".
"En azından şu an kardeşim kadar acı çekmiyorsun."
