özet: baji ve mikey'in her zaman kavga edeceği bir şey varsa o da sizsiniz
eşleştirme: baji keisuke x gn!reader/manjirou sano x gn!reader
tür: acı/rahatlama
uyarılar: eğlenceli başlar sonra sinirlenir, karakter ölümlerinden bahseder
kelime sayısı: 1.1k+
Çeviri hatası olabilirr
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
küçük oldukları için mikey ve baji hep kavga ederdi. ister son dilim pizzanın bittiğine, ister oyun alanındaki mevcut salıncaktan. genellikle işleri oldukça çabuk hallederlerdi ama ikisinin de geri adım atmayı reddettiği bir şey vardı ve o da sendin.
mahalleye taşınıp mikey ve baji ile arkadaş olduğunuz andan itibaren ikisi dikkatinizi çekmek için yarışıyor. Baji diğerini çekerken mikey'in bir elinizden çekiştirdiği zamanlar vardı. "[y/n] gel benimle maymun barlarına tırman". "Hayır! [y/n] benimle oynamak istiyor!".
zavallı seni, onları tatmin etmek için her zaman zamanını ikisi arasında bölmek zorundasın. Emma çocukları sinir bozucu oldukları için azarlayarak sana yardım etmeye çalıştı ama sen ortaokuldayken bile hala durmadılar. "[y/n] bisikletimin arkasına biniyorum". "Kapa çeneni mikey, [y/n] zaten benimle geliyor". "Geçen sefer seninle at sürdüler!". bugünlerde sadece başınızı sallayıp güleceksiniz, bunca yıldan sonra bu tür çekişmeleri çok fazla kullanacaksınız.
ne kadar ciddi olduğunu çok az biliyor muydunuz? mikey ve baji sana olan sevgilerinin kendi arkadaşlıklarını etkilemesine asla izin vermezlerdi ama bu çocukça bir rekabetin çok ötesindeydi. İki çocukluk arkadaşınızın kalbini de hiç denemeden ele geçirdiğinizi nasıl bilmezsiniz? fark etseniz de etmeseniz de, baji ve mikey, aralarından birini seçerseniz, seçiminize saygı duyacakları konusunda karşılıklı bir anlaşmaya vardılar. her ikisi de sonuçta senin mutlu olman içindi.
bu, ikisinin de sizi kazanma oyununda kolay geçeceği anlamına gelmiyordu. bu yüzden hala zamanınızın bir onsu için bile savaşıyorlar. hiçbiriniz rekabetin ne kadar çabuk biteceğini tahmin edemezdiniz.
baji, 31 Ekim 2005'te ölmek üzere olan chifuyu'nun kollarına atıldığında birkaç pişmanlık duydu. Arkadaşlarını korumak kesinlikle onlardan biri değildi ama kazutora'ya yardım etmek için daha fazlasını yapmadığına pişman oldu. Bunun muhtemelen annesini ağlatacağından pişmandı. En çok da seni son bir kez göremediğine pişman oldu. aynı zamanda bu dövüşte olmadığın için mutluydu. Hayatının geri kalanında beynine kazınmış kanlı vücudu için istediği son şeydi.
tüm bunların kötü bir şekilde bitmesini beklemiyormuş gibi değildi. ya kisaki'yi öldürmekten hapse girecekti ya da denerken ölecekti. maalesef merdivendi ama baji bu sonucu hazırlamıştı. Son enerjisiyle baji'ye chifuyu'dan cebinden bir not çıkarmasını istedi.
"Bunu Mikey'e ver, olur mu chifuyu?" diye sordu baji, biri kan kusarken kıkırdamayı başardı. "Önce benim için yeniden yazmak isteyebilirsin. Mektup yazmakta ne kadar kötü olduğumu biliyorsun ama bir kez yaptığında Mikey'nin onu okuduğundan emin ol. bu önemli".
ağlamaklı gözlerle, chifuyu tam da bunu yapacağına söz verdi. kederi için pek bir çıkış yolu olmayan chifuyu, sonraki iki hafta boyunca baji'nin mektubunu cilaladı ve komutana teslim etme fırsatı ortaya çıkana kadar onu yanında tuttu. chifuyu, baji'nin mezarını ziyaret ederken hala cebindeydi. sonra mikey ortaya çıktı ve chifuyu sonunda sözünü tutabildi.
"baji sana vermemi istedi" dedi chifuyu, o ve mikey birinci bölümün kaderi hakkındaki tartışmalarını bitirdikten sonra kağıdı uzatarak. "Benim el yazımda. heceleme hiçbir zaman baji'nin uzmanlık alanı olmadı ama lütfen okuyun mikey".
Her ne sebeple olursa olsun mikey bir an tereddüt eder ama baji'nin son isteklerini görmezden gelemez ve sonunda teklifi kabul eder. chifuyu hemen ardından ayrılır, mikey'in sayfadaki kelimeleri tüketirken yalnız olması gerektiğini düşünür. "hey mike. Eğer bunu okuyorsan, muhtemelen başıma kötü bir şey geldi. bu konuda kendini kötü hissetme. Ben kendi seçimlerimi yaptım ama bana bir iyilik yapmana ihtiyacım var. [y/n] ile benim için ilgilen".
mikey o kısımda durur. Baji'nin tam önünde duran mezarına bakmak için başını kaldırıyor. ciddi miydi?... baji gerçekten pes mi ediyordu? Bu hiç ona göre değildi. "Kayıt için bu pes etmiyor muyum?" Maikey'nin okuduğu bir sonraki cümleydi. iyi ki bu soruya cevap veriyor. "Buralarda olmayacağım ve [y/n]'nin emin ellerde olacağını bilmek istiyorum. Seninle olacaklarını biliyorum, Mikey. mutlu ol, [y/n] mutlu et - baji".
mikey'nin yanağından bir damla yaş süzülür ve arkadaşının imza attığı yere iner. Mikey işlerin böyle bitmesini istemiyordu. adil değildi. baji'nin seni kendisinin yapmak için bir dövüş şansı olmalıydı ve varsayılan olarak mikey kazandı... bir parçası suçluluk duygusundan dolayı artık seni takip etmemeye cezbediyor ama aynı zamanda, baji'ye nasıl hayır diyebilir?
"mike?"
adını seslenen birinin sesi onu ürkütür. Baji'nin notunu cebine sokan mikey arkasını dönerek seni orada dururken bulur. elinde bir buket çiçek var, ölen arkadaşın için ayaklarının altına serilmiş adaklar. "[y/n] i-" mikey başlıyor ama daha fazla bir şey söyleyemeden görüyor. Gözlerinizin kenarlarında biriken yaşlar, yüzünüzü dökmekle tehdit ediyor.
bir an dondu kaldı ama sonra baji'nin sesi, yazdığı savunmayı tekrarlayarak kafasında çınladı. "benim için [y/n] ile ilgilen". sinirlerini geri kazanan mikey, sana doğru yola çıkmadan önce sessizce sorumluluğu kabul ediyor.
Tam hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladığınızda mikey'in kolları sizi sarar. "Üzgünüm [y/n], onu kurtaramadım".
"Senin hatan değildi mikey," diye inledin, mikey'in eli seni yakın tutmak için güvenli bir şekilde kafanın arkasına inerken yüzünü omzuna gömdün.
mikey buna doğrudan yanıt vermiyor. Bunun yerine konuyu değiştiriyor. "Seni koruyacağıma söz ver. seninle ilgileneceğim. Bir daha asla böyle ağlamana izin vermeyeceğim."
O başıboş dolaşıyor ve tüm bunları neden söylediğini anlamakta güçlük çekiyorsun ama mikey'in dudakları başının üstünü öptüğünde umursamayı bırakıyorsun. Dokunuşunda erirsin ve acıyı öpmesine izin verirsin. Mikey, baji'nin sahip olabileceği ve sana vermek istediği aşkı sana asla sunamayabilirdi ama senin ve baji'nin iyiliği için deneyeceğinden kesinlikle emindi.
