Herkese merhaba! 30.bölüme gelmiş bulunmaktayız artık, giderek büyüdüğümüzü görmek beni birazcık duygulandırdı :,)
Bu bölümde, artık oyları bir tık daha yukarı taşıyabilirsek beni çok mutlu ederseniz. Oy ve yorumlarınız beni inanılmaz mutlu ve motive eden tek şey özellikle hayatımın şu dönemlerinde.
Sizi seviyorum, öpüyorum kocaman birde.😘 İyi okumalar!
Bu bölüm için isterseniz eğer siz bir şarkı önerisi bırakın buraya:)
Titreyen ellerle sıkı sıkı tutunduğum, hayatımdaki tek gerçek kişinin sessizliği öldürdü birkaç dakikayı aramızda.
O gerçekti.
Ellerim arasında, varlığı tüm zamanlarda somut olan tek kişiydi. Bana sırtını dönmeyeceğini bildiğim, bir gün ihanetini tatmayacağım...
Başımı geriye çekerek ona bakma isteğimi, orada hâlâ aynı kişi olarak kaldığımı bilmeye olan ihtiyacımı enseme koyduğu eliyle reddetti. Tüm karmaşalarımdan, savaşımdan kaçıp sığındığım adamda değişmiş olabilme ihtimalinin korkusuyla zihnim altüst olurken, o sarılmaya devam etti büyük bir ısrarla.
"Tamam. Güvendesin. Geçti."
Üç kelime yalnızca fısıltı olarak dudaklarından dökülürken, kapının önünde öylece bekleyen Romos, Atena, Ares ve Kain'i buldu gözlerim. Bilir ifadelerinde yer edinen endişeyle bakışları beni kontrol ederken, sonunda elinin baskısının ensemden çekildiğini hissettiğim Algan'la bakışlarım onu buldu.
Belimde duran elleri iki kolumu tutarak karşı karşıya durmamızı sağlarken, gözleri yüzümün her zerresinde ağır bir yavaşlıkla dolandı. Fakat bir türlü gözlerime ulaşmadı bakışları.
Bekledim. Dakikalarca, benden kaçışının bitmesini bekledim ancak o buna bir son vermedi. Devam etti kaçmaya nedenini anlamadığım sebepten dolayı. Ya da anlamak istemediğim...
"Birini öldürdüm. Kendi ellerimle, birini öldürdüm."
Ardı ardına tekrarladığım sözlerim, yutkunmasına neden oldu o an. Ancak elaları sonunda gözlerime değebilme cesaretinde bulunabildi.
"Zorundaydın." Tek bir kelimeydi söylediği. Gerisindeyse hiçbir şey anlayamadığım bir donukluk...
"Yapmak zorundaydın. İyisin, gerisi önemli değil." Gözlerimden şimdi ayrılmayan bakışlarında, sesinin aksine binlerce duygu kök salmıştı ancak en içten hissettiğim, onun da içini titreten bir korkuydu.
Kollarımı tutan ellerinden sıyrılarak geriye doğru adımladığımda, bu hareketime hiçbir şaşkınlık belirtisi göstermeden öylece durmaya devam etti olduğu yerde. Bir şey vardı onda da. Sebebin benimle alakalı olmadığını içten içe bildiğim ancak yine de 'ya benimle ilgiliyse?' dediğim bir tuhaflık...
أنت تقرأ
ZAMANSIZ SEVGİ
خيال علمي"Tüm gökyüzünü gözlerine taşımışsın. O maviliği bazen kara bulutlar örtmüş, bazen sağanak almış; hiç utanmadan akmış gözlerinden bir bir..." "Sana herkes kıymış ama sen kimseye kıyamamışsın. Nefret edenlere inat hep daha çok sevmişsin. Her yürümeye...