8.MAĞLUBİYETTEN DOĞAN GALİBİYET

20.2K 822 229
                                    

Zaman benim için kavramını yitiren bir olgudan ibaretti uzun süredir. Takvimden bir bir dökülen yapraklar ailemi kaybettiğim günün tarihinde takılı kalmış, zaman tam o an önemini yitirmişti benim için. Kimseyi onları beklediğim kadar beklememiş; kimseye yalvarmamıştım günlere, aylara, yıllara yalvardığım kadar. Onlarla beraber bende ömrümü durdurmuşken, zaten onlardan fazlasıyla uzak kalmış hissederken, şimdi aramıza giren yıllar topraktaki yerlerini bile kaybettirecek kadar çoktu. O son toprak parçasını da silip götürmüştü yıllar muhtemelen.

Bunu bilmek, bunun farkında olmak yıllardır acısını dindiremediğim yaramı daha da harladı bir anda. Korkuyordum, endişeliydim ve şu durumda ilk aklıma gelen kişilerden, sığınmak istediğim insanlardan içinde bulunduğumuz zaman göre aklımdan hesaplamakta zorlandığım kadar uzaktaydım. İzlerini bile bulamayacak kadar uzak hem de.

Tüm benliğimle içinde bulunduğum tarihi bir kez daha sorguladım. Bunun mümkünlüğünü mantığına oturtamayan zihnim artık bu işin nasıl olduğunu sorgulamayı bırakalı çok olmuştu.

Buradaydım. 3000 yılında nefes alıyordum. Kanlı canlı, tümüyle burada varlığım hayat buluyordu.

Aklımın, hayalimin dahi almadığı bir teknolojiyle gerimde bıraktığım yılları atlatarak buraya gelmiştim fakat gördüklerim, yaşadıklarım bunun mucizesini yaşamama bile engel olarak izin vermemişti. Buraya, üstelik benim isteğim dışında, attığım adımdan itibaren canımı yanımda emanet olarak taşıyordum. Bir yaşam güvencem yoktu. Zihnim az önce gördükleriyle, duyduklarıyla olduğu yerde sayıyordu hâlâ.

İlk önce tehlikeye giren hayatım, Algan ve annesinin kendi içlerinde verdikleri mücadeleden mucize eseri sağ kurtulmam, 3000 yılında olduğumu öğrenmem ve sonrasında karşımda tek bir saniye bile düşünmeyen Algan'ın canlı canlı birinin parmağını kırması... Ardı ardına gelişen olaylar silsilesinde henüz bir gördüğümü kendi içimde sindiremeden yenisine maruz kalıyordum. Zihnim tüm bu olanları kendi süzgecinden geçiremeden, başka bir yıkıcı dalgayla karşılaşıyor sonrasında da mevcut tüm düşünceler o dalgayla silinip gidiyordu. Yetişemiyordum tüm bu olanların hızına.

Kendi canımdan duyduğum bir şüphe vardı burada her şeyden daha da önemlisi. Buradan kurtulacağım net bile değilken, kendi zamanıma tek parça halinde dönmeyi dilerken buldum kendimi bir anda. Bunu dilemenin korkunçluğununsa sonradan farkına varabildim.

Şahit olduğum bu görüntü sonrasında yanıma gelen iki kişinin yönlendirmesi adı altında yatan gizli emirle odaya götürüldüğümde, içimdeki korku yeniden gün yüzüne çıktı. Algan... Benimle ne işi olduğunu hâlâ çözemediğim, beni tanımasına rağmen hayatımda bir kez dahi göremediğim bu adamın kim olduğunu artık çok daha fazla sorguluyordu zihnim.

Getirildiğim odayı incelerken, yanımda ki iki asker geri çıkarak kapıyı şifreleme yöntemiyle kilitlediler. Kilitlenen kapının üzerinden birkaç saniye geçmişti ki, duvarın önünde ki yerde koyu mor ışıkların çevrelediği saydam camdan yapılmış oturma yeri belirginleşti. Elim bu aniden belirginleşen yerle hızlanan kalbime gittiğinde, sinir dolu bir soluk döküldü dudaklarım arasından. Sonum ya kendi korkumdan ya da Algan'ın annesi tarafından gelecekti bu gidişle zaten. Hiç tanımadığım insanların beni bu kadar yok etme arzusuyla dolup taşmasına da ayrı bir anlam veremiyordum.

Mor ışıklarla çevrelenmiş cam yere oturduğumda başımı ellerim arasına alarak kendime düşünmek adına bir süre zaman verdim. Bundan sonra nasıl hareket etmem, ne yapmam gerektiği konusunda bir yol belirlemeliydim.

Fakat tüm düşüncelerimin arasında, hepsini baskılayarak en ön plana çıkan bir nokta vardı ki, o da şüphesiz zaman yolculuğu yapmış olmamdı. Bu durumda ben de zaman yolcusu oluyordum ve hatta tesisin bu endişesine, karmaşasına bakılırsa büyük ihtimalle 2022 yılının ilk zaman yolcusuydum.

ZAMANSIZ SEVGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin