4.UMUTSUZLUĞUN ÇATLAKLARINDAN FİLİZLENEN UMUT

30.9K 1.2K 257
                                    

              4

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


              4.UMUTSUZLUĞUN
ÇATLAKLARINDAN FİLİZLENEN UMUT

Yolum yönüm kaybolmuş halde, hayat çizgisinde, hayata inat hâlâ dimdik kendi ayaklarım üzerinde yürümeye devam ediyordum. Kaderim beni yaka paça kendi yazgısına götürmeye çalışırken, dizlerim parçalansa bile düştüğüm yerden kendi başıma kalkabiliyordum. En azından bugüne kadar...

Akrep ve yelkovanın zehirli iğneleri, gecenin bir saatine vurmuş öylece birbirlerini kovalamaya devam ederken bakışlarım yerdeki beyaz tüylü halıyı incelemekle meşguldü. Yaklaşık yarım saat önce sokakta yaşanılanlardan sonra paşa paşa kaçtığım eve geri dönmüştüm. Başka çarem yoktu. Kaçamıyordum. Kaderin benim için dikenli tellerle ördüğü gelecek, boğazıma dolanmış her an ölüm fermanımın verilmesini bekliyordu sanki. Yaşayacak mıydım bilmiyordum. Ama yaşamak istediğimden son derece emindim.

Oluşan sessizliğe uyan Romos ve Atena karşımdaki koltukta öylece oturmuş, bakışlarını bana dikmişken bunu hissetsem de onlara bakmadım. Baktığım an içimdeki yaşama isteğini baltalayarak açtığım ağzımı bozacaktım. Yaşamak istiyorsam sakin olmalı, mantıklı davranmalı ve bir anlık sinirimin kurbanı olmamalıydım. Buradan çıkış biletimi kendi ellerimle yırtıp atamazdım. Kendi sonumu kendi ellerimle yazmayacaktım. Aileme verdiğim bir yaşama sözü vardı hem. O üç soğuk mezar taşının karşısında, topraklarına bakarken verdiğim bir söz vardı. Onların göremediklerini görecektim, yaşayamadıklarını onlar yerine yaşayacak, onlar için her nefesime şükredecektim.

Başka türlü kendimi onların yanına gitmek adına durduramazdım... Verdiğim sözden vazgeçmek demek kendimden vazgeçmek demekti.

Kısa bir an gözlerimi kapatarak kendimi toparlamak adına iç sesimi dinledim. Evet, yaşayacaktım. Ben yaşadıkça ailemde benimle beraber, bende yaşayacaktı. Bir kez daha ölmelerine izin vermeyecektim...

İçinde bulunduğumuz sessizliği bölen adım sesleriyle kapalı duran gözlerimi aralayarak eğdiğim başımı hafifçe kaldırdım. Salona giren Algan'ın bakışları anında beni bulduğunda, aynı sakinlikle gözlerimi ondan çekerek yeniden önüme döndüm. Bozma ağzını kızım... Bozma...

"Açtım tuvaletin kilidini." Dediği anda hızla ayaklanan Atena'ya döndü bakışlarım. Beyaz teni hafif kızarmış gibiydi sanki.

"Çok şükür abicim, salıyordum az daha yeminle." Diyerek koşar adımlarla üst kata yöneldiğinde umursamaz gözlerle Romos'un arkasından attığı kahkahaları dinlemekle yetindim. Evet kapıyı kilitleyen bendim, anahtarı da koşarken düşürmüştüm yüksek ihtimalle, açıkçası ne olduğu umurumda bile değildi şu an.

Algan ifadesiz yüzüyle sabır dilenir gibi bir nefes vererek diğer koltuğa oturduğunda onun aksine Romos bu durumdan keyif alır gibi bir halle arkasına yaslandı.

ZAMANSIZ SEVGİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin