Bölüm 2

43.5K 1.8K 143
                                    

02.12.2021

     Alya Derin'in Ağzından

"Ya ben istemiyorum" odamda eşyalarımı valize doldururken bir yandan da yatağımda yatıp beni izleyen Bora'ya gitmek istemediğim hakkında olan söylemlerimi iletiyordum.

Olanları Bora'ya anlatmamın üstünden bir kaç gün geçmişti dün ise diğerlerine anlatmıştım. Ve dün evde oturup bir yandan olayın kritiğini yapıp bir yandan da içerken benim biyolojik aile kapıya dayanmıştı.

Biyolojik annemin o ilk gün olan sana zorla bir şey yaptırmayız tavırları boşaymış çünkü dün akşam: toplanmamı ve bugün öğlene doğru beni almaya geleceklerini ve ne kadar istemesem de onlarla gitmek zorunda olduğumu söylemişti' ve böylece tam şuan olduğumuz duruma gelmiş bulunduk. Şuan gece saat 04.45'di ve ben oturmuş dolabımı topluyordum.

"Kardeşim yapıcak bir şey yok reşit olsaydın senin için ölene kadar savaşırdım ama maalesef imkanlar el vermiyor" diyen Bora ile gözlerimi eşyalarımı doldurduğum valizden çekip suratına çevirdim ona boş boş bakmamla tekrar konuşmaya başladı

"Ayrıca yarın sabah ararsın onları gelmesinler ben bırakırım seni" demesiyle

"Ararım sabah, atarlar konumu" dedim o da başını sallayıp yattığı yerden kalktı ve

"Bahçeye çıkıyorum, sigara içeceğim işin bitince gel sende" işim bitmiş sayılırdı zaten kalanları da daha sonra yapardım odanın kapısına giden Bora'ya

"Geliyorum ben de işim bitti zaten" deyip arkasından odadan çıktım paketimi ve çakmağı alma gereği duymamıştım çünkü evin her yerinden bir paket ve çakmak çıkardı.

Anlayacağınız ev elwindin evi ile yarışır haldeydi bunda hafta da iki defa evi temizlemek için gelen Birsen ablanın iki haftadır gelmemesinin de payı vardı.

&&

Gözlerimi sırtımın deli gibi ağrımasıyla açıtım. Gözlerimi tamamen açıp görüşümü netleştirdiğimde evin arka bahçesinde havuza bakan oturma gruplarında uyuya kaldığımızı fark edebilmiştim.

Sonunda gerinip dikildiğimde ayaklarımı uzattığım yerde Bora'nın oturur pozisyonda uyuya kaldığını fark ettim. Bir ayağım ile karın boşluğuna tekme atmamla uyanmış bulundu. Uykulu çıkan sesi ile

"Olum ne yapıyorsun yaa" diye mırıldandı gözlerini ovalayıp biraz dikildi olduğumuz yeri algılayınca

"Hassiktir!! bütün gece buradaydık hasta olacaksın" deyip beni yattığım yerden kucaklayıp koştura koştura eve sokmuştu. Mutfağın bahçe kapısından eve girdiğimizde mutfak tezgahında olan telefonunu eline alıp saate bakmasıyla ağzından tekrar

"Hassiktir!!" sesi çıkmıştı telaşlı bir şekilde mutfaktan çıkıp merdivenlerin oraya geldiğinde kucağından inip

"Ne oluyor amına koyayım ne bu telaş" merdivenlere koşarken bir anda bana dönüp

"Lan salak!! annemler gelecek seninle vedalaşmaya ve evin halini görüyorsun" deyip merdivenlerin aynındaki içki şişeleri ile dolu olan çöp poşetini göstermişti

Geçen günlerde bütün üst katların odalarındaki boş şişeleri falan toplayıp çöp poşetine koymuştuk ancak güzel olanları ayırıp bodrum kattaki Bora ile ikimizin yaptığı şişe koleksiyonuna koyacaktık bu yüzden merdivenin yanında duruyorlardı.

Şişe koleksiyonumuz ise ilk başta salonun bir köşesinde ufak bir masada duruyorlardı ancak sonralarda koleksiyon genişlemeye başlayınca bodrum katta olan boş bir odanın duvarlarına boydan boya kapaksız full raf dolaplar yaptırıp ortaya da ada yaptırmıştık. Adaya o çok pahalı, aşırı pahalı olan şampanyaların koyuyorduk çünkü onlar çok güzel oluyorlar birde adanın üstüne  pahalı olanları koymamızın bir sebebi de adanın üstünün cam kaplı olması.

"E çok iyi sen git duş al falan ben salonu halledeyim zaten orada otururlar muhtemelen" deyip merdivenlerin yanında olan büyük çöp poşetini aldım. Zar zor taşıdığım çöp poşeti ile bodruma inmeye başladım merdivenlerden inerken artık yerini ezberlediğim lamba anahtarına basıp bodrumun ışıklarını yaktım.

&&

Bodruma çöp poşetini bırakmış salondaki küllükleri toplayıp boşalttıktan sonra bulaşık makinasına atmıştım. Paşamız Utku'nun olan cam küllük sevdasından evde asla plastik küllük bulunmazdı full o mafyalı falan dizilerde kullandıkları kristal küllüklerden kullanırdık. Kendini Ramiz Karaeski zanneden bir arkadaşımız vardı çünkü.

Bunlar harici salonu silip süpürmüştüm o sırada duş alıp gelen Bora buzdolabındaki içkileri alıp kendi odasındaki buzdolabına taşımıştı bende arkasından bulabildiğim bütün sigara paketlerini odasına taşımıştım. Bora'nın odasında böyle durumlara karşı buzdolabı almıştık çok da işe yarıyordu.

En sonunda bende odama çıkıp duşumu almış üstüme siyah bir eşofman, siyah crop, cropun üstüne de siyah oversize fermuarlı hırkamı giymiş Bora'nın ailesini beklemek için aşağı inmiştim.

Ben düşüncelere dalmış otururken Bora

"Anneni arasana konum atsınlar" demesi ile aklıma dün akşam Bora'nın beni bırakmasına karar verdiğimiz  gelmişti. Ona dönüp kafamı salladım ve ayaklarımı uzattığım orta sehpada ayaklarımın yanında duran telefonuma uzanıp aldım ve biyolojik annemi arayıp gelmelerin gerek olmadığını bana konum atmalarının yeterli olacağını söyleyip konumu istemiştim onlarda konumu atmıştı. Atılan konumu inceleyen Bora

"Biliyorum ben burayı ya hani canımız evde pes atmak istemeyince gittiğimiz bir yer var ya oralarda bir yerlerde" dedi. Cümlesini bitirmesiyle eş zamanlı olarak zil çalmıştı Bora gergin bir şekilde etrafa göz gezdirip kapıyı açmaya gitti.

Bu kadar gerilmesini elbette anlayabiliyordum çünkü annesi evde sigara kokusunu bile duyumsadığı an onun ağzına sıçardı bu yüzden evde aşırı fazla bir naneli şeker stoğu vardı.

Ağzımdaki naneli şekeri hızlı bir şekilde dişlerimle ezip ortadan yok etmiştim. Salona doğru gelen sesler ile oturduğum yerden kalkıp üstümü düzeltip ayakta dikilmeye başladım ve sessizce mırıldandım

"Kazamız mübarek olsun"

_______

Canım keşlerim böyle devam ederlerse bir-iki seneye kalmaz ölürler muhtemelen.

Selametle.

DerinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin