+18, yetişkin içerik.
18 yaşına yeni giren Eylül, kendi hayatının büyük devrimine ilk adımı atarak İstanbul'a üniversite okumak için gelir. Ancak bir anda gizemli yolları aşarak geçmişinin içinden çıkıp gelen Aras'la tanışmasıyla, kurduğu tüm hayall...
Bir aradan sonra yeniden buradayım, hemen olması gereken açıklamaları yapacağım çok uzatmadan ve sonra sizi Aras Devrim'le baş başa bırakacağım.
Bölüm, Aras Devrim'in ağzından, onun doğum günü için özel olarak yazdığım bir bölüm.
İlk ancak son değil, onun ağzından çok bölüm okuyacağız, zihnini seviyorum.
Okumadığınız sahneler var içinde, haberiniz olsun :)
İkinci kitap içinse tarih vermemek tercihim, sınavıma beş buçuk ay kaldı, bu dönem içerisinde yeni bir başlangıç için hazır değilim. Zaten boş durmamaya, bir şeyler yazmaya çalışıyorum ama yine de şu anlık önceliğim ders çalışmak. Beni anlayacağınızı umuyorum.
Herkese iyi okumalar o zaman!
Perdenin Ardındakiler, Her Gece
Redd, Beni Sevdi Benden Çok
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hayatımın ellerimin arasından kayıp gittiği ânı hatırlıyorum.
Paramparça bir arabanın içinde göğsüme batan camların arasında nefes almaya çalışırken gözlerimi aralamaya çalıştığımı ve bunu yaparken bile nasıl zorlandığımı hatırlıyorum. Ölümü dilemek için açılan ağzıma batan camlardan dolayı gözlerimin üstüne sıçrayan sıcak kan damlalarını hatırlıyorum.
Ben her şeyi hatırlıyorum. Yaşadıklarımı, yaşattıklarımı ve yaşanılanları.
Aras Devrim'in öldüğü günü hatırlıyorum.
Yaşamım o gün sona ermişti.
Bir insan ölürdü. Ve onun ölümü, geride kalanları canından ederdi. Bir insan yok olurdu ve onun var ettiği her şey onunla birlikte giderdi. Bir kadını kaybettiğimde dört beş yaşlarındaydım. Anne diyerek soğuk ellerine muhtaç bir şekilde sarılmıştım ve o soğuk ellerden kalbime yayılan sıcaklığı hatırlıyorum.
Kadının bana bakan koyu kahverengi gözlerini, seyrek kirpiklerini, dipleri beyazlamış kahverengi saçlarını ve dudağının altındaki iki beni. Hiçbirini unutamıyorum. O kadın içimde öyle vardı ki, anne kavramını o kadından ibaret zannediyordum bir zamana kadar.
O zaman ise Eylül'ün annesini gördüğüm andı.
Bir annenin elleri sıcaktı. Bunu, kucağındaki bebeğini sevmem için bana cesaret verip ellerimi tutmasıyla öğrenmiştim. Oysaki annelerin ellerinin hep soğuk olduğuna inanırdım. Bebeğe doğru yaklaştıkça, annesinin bedeninden aldığım kokuyu da hatırlıyorum.