Oy ve yorum kullanarak bana destek olursanız çok sevinirim.
Biraz ani oldu, sınava kadar bölüm yayınlamayacağım demiştim ancak bölümü bitirince, neden elimde boşu boşuna kalsın ki diye düşündüm. Arada sırada beeelki böyle sürprizler olabilir :)
Bölümde geçen SOMBER CUMHURİYETİ tamamen zihnimin ürünüdür, kitap fantastik de değil, sadece öyle bir Cumhuriyet yaratmak istedim. Kafanız karışmasın. Gerçeklerle hiçbir alakası yok :)
Sosyal Medya;
İnstagram; niscankaya
Twitter; nisacnky1Keyifle Okuyun!
- Suzan Hacigarip ft. Çağan Şengül, Sancı
- Emre Aydın, Eylül
Yüreğimden sürünerek sırtımı parçalayan, göğe yükselen kanatlarım vardı.
Kanatlarımın tüyü, onunla ilgili kurduğum tüm hayallerin heceleriydi.
Zaman bir an tüm acımasızlığıyla, aramıza sızdı ve hayallerimin kelimeleri kanatlarımdan koparken, kanatlarımı da sırtımdan aldı.
Yürümeyi o zaman öğrendim, ayak tabanlarımın altı mayındı.
Patlayıp paramparça olmayı o zaman öğrendim, umutlarım artık bir ahrazdı.Savaşmak bir zorunluluktu; vazgeçmek ise çaresiz bir seçim.
Vicdanımı sıkı sıkı saran zorunluluk kelepçeleri, beni her seferinde savaşmam için bir savaşın ortasına sürükledi ve karşı gelemedim. Vicdanım bana dedi ki, "Buna mecbursun, savaşmaya mecbursun, vazgeçmeyi seçtiğin an benden olacaksın."
O an korktum, vicdanım benim yaşamam için, iyi kalmam için tutunduğum en güçlü daldı. Onu bir uçurumdan aşağıya sallanırken öyle sıkı tutmuştum ki, o dalın elleri vardı ve beni asla bırakmazdı; ta ki ben vazgeçene kadar.
Bir savaşın ortasında, vicdanım kelepçelerle, zincirlerle sarılmışken savaşmaya çalıştım. Ne zaman ki karşı koyduğumu anladım, yıkıldım, paramparça oldum ve bu savaştan ben yenik düştüm.
Kazanamadım, hiçbir savaşı kazanamadığım gibi bu savaşı da kazanamadım.
Eli de, gözü de kalbindeki yaralardan başkasını görmeyen bir adamı kazanamadığım gibiydi bu yenilgi. Alışkındım ancak bir o kadar bıkkındım.
Kazanmak istediğim ilk an, Gökhan tarafından karnımın içine bir bomba koyulduğunu öğrendiğim andı. O isteği ben bile duyamadım, kulaklarım sağırdı. Ama şimdi çok net duyabiliyordum çünkü var olduğum karanlığın ortasında yapayalnızdım.
"Kaybedeceksin," demişti Gökhan kısık gözlerle sedyedeki yarı çıplak bedenimi izlerken. Karnımda açıkta kalan yara, her seferinde biraz daha sızlıyordu ancak sessizdim, üstümde bir ceset sessizliği vardı. "Kaybedişin benim en büyük zaferim olacak güzel kızım."
O an içimden dediklerimi o duymadı, ben duymadım, kimse duymadı. "Ben kazanacağım," demiştim kendi kendime. "Ben kazanacağım ve herkesin kaybetmesi, artık umurumda olmayacak."
O kadar çok kayıp verdim ki, artık bir başkasının kayıplarını duyamayacak hâldeyim.
Duyduğum tek bir şey var: kazanmaya dair duyduğum ihtiyaç.
Artık korkmak istemiyorum, artık dizlerimin üzerine düşmek, üzülmek, hayallerimin paramparça oluşunu izlemek istemiyorum.
"Baba," diyerek karanlık koridoru aştığımı ve salona vardığımı hatırlıyorum. Elimde heyecan içinde tuttuğum telefonun ışığı yüzüme vuruyordu. Salonun ışıkları yanıyordu ve gözlerim kamaşıyordu.

YOU ARE READING
ZİNCİR
Teen Fiction+18, yetişkin içerik. 18 yaşına yeni giren Eylül, kendi hayatının büyük devrimine ilk adımı atarak İstanbul'a üniversite okumak için gelir. Ancak bir anda gizemli yolları aşarak geçmişinin içinden çıkıp gelen Aras'la tanışmasıyla, kurduğu tüm hayall...