Hepinize keyifli okumalar!
73. BÖLÜM: BOŞ EVİN İÇİNDEKİ HAYALET ADIMLAR
Raviş, Yara :)
Zincir'in evinden kovulmak, kalabalık bir evin içinden eksilen seslerin ardından baktığın boşlukta dinlediğin bir sessizlik gibiydi.
Sanki onlarlayken beni kucaklayan kalabalık hissi, onlar beni terk ettiğinde ruhumu bırakıp gitmiş ve ben o sessizlikte ses arayan çaresiz biri hâline gelmiştim.
Değişimlerin ani olması, bazen insanı yıkardı.
Ve ben, bir zamanlar seslerle dolu o evden sertçe koparıldığımda; o boş evin içindeki hayalet adımları dinlediğimde bunu çok net hissetmiştim.
"Ne yapacaksın?"
Uzun süren sessizliğin ardından bu soruyu sormamla, Asya'nın gözleri bana kilitlenmişti ve birkaç saniye boyunca sadece bana bakmıştı. Ona bakarken, bir şeyler söylemesini bekliyordum sessizce. Ama o hiç konuşmayacak gibiydi.
"Bilmiyorum," diye fısıldadı, gerçekten bilmiyor gibiydi. "Bu konu aramızda kalsın," diyerek devam etti. "Kimsenin bilmesini istemiyorum, Aras da dâhil."
"Merak etme," dedim. "Söylemem kimseye."
"Aşağı inelim, daha fazla şüphe çekmeyelim üstümüze."
Kafamı sallayıp kapıya yöneldiğim sıra bir anda beni bileğinden tutup durdurdu ve ona döndüğümde, "Teşekkür ederim," dedi. Sesinde kısık da olsa bir minnet duyuluyordu. "Zarfı açıp bakmadığın için."
"Meraklı biri olabilirim ama istenmediği hâlde sürekli bir geçmişi kurcalamak beni ağır yaraladı," dedim ve yavaşça gülümsedim. "Dersimi aldım, önemli değil."
"Yaptığın tüm yanlışlardan dersler çıkarmışsın," dedi ve eli bileğimi yavaşça bıraktığında kolum aramızdan çekildi. "Sürekli belli ediyorsun bunu."
"Hayat da bu değil mi Asya? Hatalar büyütüyor insanı, büyüdüğündeyse o hatayı ölse yapmıyor. Ben de yapmayacağım. Hiçbir hatamı, tekrarlamamaya yeminim var."
Gülümsemese bile öyle sıcak bakmıştı ki bedenimizin arasında birkaç adım uzaklık olsa bile bir an sarıldığımızda aldığım o sıcaklığı tekrar hissetmiştim. Sanki sarılmıştık...
"Senin adına sevindim," dedi. "En azından kendini yaralamak için çabalamıyorsun."
Yavaşça yutkunup kafamı kabullenerek salladım ve aynı yavaşlıkta ona sırtımı dönüp odadan çıktım. Aşağıya indiğimde Bartu elindeki kovanın içindeki mısırı avucuna doldurup ağzına tıkarken salona geçiyordu. Koridorda karşılaştığımızda beni görüp sırıttı ve dişlerindeki mısır parçalarını gördüm.
Uzanıp kovadan birkaç parça mısır aldım ve ağzıma attım. "Kısmetse Olur izliyoruz sanırım," dediğimde yine aynı şekilde sırıtarak kafasını sallamıştı. "Süper, özlemişim."
Bartu boştaki koluyla beni altına alıp salona doğru yürüdü, ona uyum sağladım. Birlikte içeriye girdiğimizde çoktan bölümün açık olduğunu görmüştüm. Çocukların yukarıda olması omuzlarıma yük bindirse de, biraz olsun kafamı dağıtmaya ihtiyacım vardı.
Ve böyle zamanlarda Zincir'le oturup Kısmetse Olur izlemek, şifa bulmak gibiydi...
Aras'ın yanına oturdum, o yine hiç umursamıyormuş gibi yapıp telefonuna indirdiği oyunu, dudağına yasladığı diliyle oynamaya çalışıyordu ama biliyordum ki kimsenin fark etmemesini umarak Kısmetse Olur'u hem izliyor, hem dinliyordu. Hem de büyük bir heyecanla.

YOU ARE READING
ZİNCİR
Teen Fiction+18, yetişkin içerik. 18 yaşına yeni giren Eylül, kendi hayatının büyük devrimine ilk adımı atarak İstanbul'a üniversite okumak için gelir. Ancak bir anda gizemli yolları aşarak geçmişinin içinden çıkıp gelen Aras'la tanışmasıyla, kurduğu tüm hayall...