58. BÖLÜM: "SAVAŞ"

1.2K 82 36
                                    

Oy ve yorum kullanarak bana destek olursanız çok sevinirim.

Sosyal Medya;

İnstagram; niscankaya
Twitter; nisacnky1

Keyifle Okuyun!

Billie Eilish, Khalid - Lovely

Bazen olur, en kırgın olduğun nokta en sağlam yerinmiş gibi davranmak zorunda kalırsın.

Bazen olur, en ağladığın geceyi, en çok güldüğün gündüze bağlarsın.

Bazen olur, öldüğün günün sabahında, cezalarını çekmek için ayağa kalkmak zorunda kalırsın.

Bazen olur, yaşamak için değil, yaşamamak için çabalarsın.

Üstümdeki siyah iç çamaşırlarıyla, onun bacaklarının üzerinde uzanırken, boş gözlerim tavandaydı ve bir elinin bacaklarına yayılmış uzun, siyah saçlarımda gezdiğini hissedebiliyordum ancak düşünceler öyle büyük hırsla zihnime vuruyordu ki, dokunuşlarının sesini duyamıyordum.

Bacaklarımı ikiye doğru kırarak, ayaklarımı koltuğun üzerine bastırmış, ellerimin ikisini de karnımın üstünde birleştirmiştim. Karnımın üstünde hâlâ sancıyan bir yara vardı, bunu bana yapan oydu ancak hiçbir suçlama hissini ona doğru tutmuyordum. Tutamıyordum. Beni parçalara ayırmıştı ve bunu ben parçalanmayayım diye yapmıştı.

Büyük ellerinden biri, yavaşça karnımın üstünde duran ellerimi kavradığında avuçlarındaki sıcaklık buz kesen parmaklarıma hızla yayıldı ve yutkundum. Gözlerimi tavandan ayırmadım ancak o bana bakıyordu, biliyordum.

"Sessiz olsan bile, düşüncelerin o kadar çok bağırıyor ki, kulaklarım sızlamak üzere." Akıcı ses tonundan çıkan boğuk mırıldanış karşısında yeniden yutkundum. Ahşap tavanı izleyen gözlerim kısıldı.

Tüm vücuduma vuran ateşin kızıllığı oradaydı, o rengi görmemek imkânsızdı. Ancak tenim o renge inat bembeyazdı, sıcaklığına karşın ise buz gibiydi. Nasıl üşüdüğümü hâlâ unutamıyordum.

"Bazen çok sessiz olmak istiyorum," diye fısıldadım kuru bir sesle. "O kadar sessiz olayım ki, sessizlik bile beni duyamasın." Gözlerimi kapattığımda bakışlarıma karanlık devrildi. Kirpik diplerim yanıyordu, tenimdeki soğuğa rağmen.

Boştaki eli alnıma doğru kaydı ve avucunu alnıma doğru sürterek saçlarımı geriye çekti. "Sesini duyuyorum Eylül," dediğinde sessizliğin bile beni duymadığı bir noktada onun duyacağını anladım. "Seni hep duydum, hep duyacağım."

Dudaklarımda, geleceğe dair gördüğüm karanlığın ürkütücü gülümsemesi oluştu ancak bunu fark etmesin diye hızlıca gülümsememi sildim. Alnımdaki elini geriye çektiğinde tenime yapışan sıcaklığı tekrardan üşümeye başladı.

"Küçük kız," diye fısıldadı. "Buz gibisin, giyinmen gerekiyor."

"İstemiyorum," diye fısıldadım. "Karşında çıplak olmak bana iyi hissettiriyor." Çünkü kendimi ondan saklanıyor gibi hissediyordum, bu his çok gerçekti. Çünkü öyleydi.

"Bana da kötü hissettiriyor diyemem." Muzip ses tonu karşısında hâlsizce gülümsedim, gözlerim hâlâ kapalıydı ve hapsolduğum karanlığın içinde onu göremiyordum. Ancak gülümsediğini sesinden anlamıştım. "Ama üşüyorsun."

"Bilirsin, bazen zihnin seni öyle çok yakar ki, üşüyesin gelir." Gözlerimi açtım, ona baktım ve yeşil gözlerindeki karanlık, zihnime hapsederek ondan sakladığım karanlığa karıştı. Elimin birini sıcak avucunun arasından çekerek yüzüne uzattım ve parmak uçlarımla çenesine dokundum. Kısa sakallarının sert ucu bıçak gibi parmak uçlarıma battı. "En iyi sen bilirsin," diye fısıldadım.

ZİNCİRWhere stories live. Discover now