BÖLÜM 1: SERASKER ŞEHZADE MUSTAFA

1.6K 49 21
                                    

Konya:1549

Şehzade Mustafa, kardeşi Şehzade Mehmet'in ölümünden sonra Saruhan sancakbeyliğine kendisinin değil kardeşi Şehzade Selim'in geçmesi üzerine Amasya'da kalmamış Konya'ya atanmıştı. 

Sultan Süleyman'ın bu hareketiyle onu istemediğini düşünmüştü Şehzade Mustafa.

Bunu anlayan devlet adamları olaya el atmak için "Hünkarımız tahtı size bırakacak lakin Rüstem Paşa buna engel oluyor. Siz en iyisi sakal bırakın ve tuğ dikin ki babanız niyetinizin olduğu anlasın ve tahtı size bıraksın." demişti, ancak Şehzade Mustafa bunları dinlememiş asla sakal bırakıp tuğ dikmemişti.

"Babam beni gözden çıkarsa bile asla ona isyan etmem!" Diyerek son sözünü söylemişti.

(Nahçıvan seferi sıraları 1553)

Sultan Süleyman hasta olduğundan mütevelli ordunun başına serasker olarak Rüstem Paşa'yı tayin etmişti, halk ve askerler "Padişah yaşlandı, onun yerine Şehzade Mustafa'yı isteriz." Diyerek dedikodu çıkarmaya başladılar. Haberi alan Rüstem paşa bunun şehzade Mustafa'nın isyanı olduğunu padişaha mektup yazarak söylemiş ve ordunun başına kendisinin gelmesini istemişti.

Sultan Süleyman derin düşünceler içinde kalmıştı, babası Yavuz Sultan Selim'in dedesi Sultan Beyazıt'a yaptığı isyanı ve onu zehirlemesine bizzat şahit olmuştu. Aynısının başına gelmesinden korkuyordu, ama oğlunun merhametinede inanıyordu. Amasya çevresinde yazdığı mektuba karşılık bekleyen Rüstem Paşa'yı İstanbul'a geri çağırdı.

Ordunun başına geçerek Amasya'da ki Şehzade Beyazıt'ı Balkanlar için Edirne'ye yollamıştı.

Konya'ya gelmiş ve dinlenmek için ortağını kurdurtmuştu. Bunun haberini alan Şehzade Mustafa ordusuyla birlikte babasının ortağına geldi. Beyaz bir kaftan gitmişti üzerine, attan inip önünde vezirlerle otağa geldi. Silahsız bir şekilde otağdan içeriye girdi.

Sultan Süleyman tahtında oturuyordu...

"Hünkarım." Diyerek huzurda durdu Mustafa.

"Gel oğul..." Diyerek yanına çağırdı şehzade Mustafa'yı, yanına oturttu.

"Beni iyi dinleysin, bu konuşma bu otağdan dışarıya çıkmayacaktır..." Diyerek kimseye söylememesini buyurdu. " Ey oğul! Vaktimiz gelmişte kibrimiz haber etmemiş, Sultan Süleyman'ın vakti çoktan geçmiş. Bunca sene sabr eyledim, 38 sene boyunca bana isyan etmedin... Gözlerinde babam Sultan Selim Han'ın ateşini görürüm, bende atam Beyazıt Han gibi yorgun düşmüşüm..." Oğlunun gözlerine baktı bir süre. "Seni ordunun başına geçiriyorum, yeniçeri ve halk artık seni ister. Eğer yüce Allah'ta seni isterse nasip olur Nahçıvan'dan seferle dönesin, o vakit gelir tahta geçersin..." Şehzade Mustafa ne diyeceğini bilemedi, ayağa kalkıp Sultan Süleyman'ın elini öptü, helallik istedi. Sessizce ve şaşkınca çıktı otağdan, kapıda onu bekleyen Taşlıcalı Yahya'nın yanına gitti.

Yahya efendi fark etmişti yüzündeki şaşkınlığı.

"Şehzadem, ne oldu? Yüzünüz beyazlamış..."

Şehzade Mustafa birşey demeden kendi otağına girdi, kimseyi almadı yanına. Düşündü, kafasında tarttı biçti olayları. Babasının gözünden düştüğünü sanarken babası ona tahtını bırakmıştı.

Hünkarın otağından onun görevlisi çıktı, elindeki tuğra basılı mektubu okumaya başladı. Sultan Süleyman serasker olarak oğlunu, ordunun başına geçirdiğini Rüstem Paşa'yı veziri azamlıktan alıp yerine Ahmet paşa'yı getirdiğini söylemişti. Bunu duyan Taşlıcalı Yahya hemen şehzadenin otağına girdi.

Taht-ı MustafaWhere stories live. Discover now