BÖLÜM 7: GELEN HATUN

804 29 6
                                    

"Valide Sultan'ım, kardeşiniz Belkıs Sultan hünkarımız için size hatun gönderdiler."

"Getirin hemen." Hatun Valide Sultan'ın huzuruna çıktı.

"Adın ne?" Diye sordu Valide Sultan.

"Begüm sultanım." Diye yanıtladı hatun, oldukça güzeldi.

"Sultanım, Belkıs Sultan adını bir hükümdar olacak kadar zeki olduğu için Begüm koyduğunu yazmış." Valide Sultan kafasını salladı.

"Eğitimin ne durumda?"

"Belkıs Sultan bir yıldır beni yetiştiriyor. Valide Sultan'ım." Diye yanıtladı hatun.

"Alâ, hemen hareme alın. Münasip bir zamanda aslanıma sunun."

"Emredersiniz sultanım." Diyerek çıktılar daireden, Fidan kalfa geri döndü.

"Mihrunisa ve Hümaşah hazır mı?" Diye sordu kitabını kapatıp.

"Mihrunisa Sultan hazır, Hümaşah Sultan'da Şehzade Süleyman'ı uyutuyor hemen gelecek"

"Yola çıkalım o vakit." Mihrunisa ve Hümaşah Sultan hazır olunca cariye taşlığından çıkıp külliye'ye gittiler.

"Valide Sultan'ın arkasındaki kadınlar kimdi?" Diye sordu Begüm hatun, yanındaki cariye cevap verdi.

"Şu mor elbiseli olan Mihrunisa Sultan, Sultan Mustafa'nın tek nikahlı karısı, iki Sultan'la bir şehzade anası. Bir de Sultan Mustafa'nın göz bebeği, şehzadeyken babası karşı çıkmasına rağmen ona nikah kıymış öyle büyük bir aşk, mavi elbiseli olanda Hümaşah Sultan, oda bir şehzade doğurdu girdi hanedana..."

"Bu gece ben gideceğim hünkarımızın yanına, beni özel olarak istediler öyle geldim." Dedi yanındaki cariyeye.

×××

Kaptan-ı derya Piyale paşa yola çıkmıştı, sefere gidiyordu. Mahidevran Sultan ve gelinleri külliyeye gelmişlerdi.

"Allah size ve padişahımıza uzun ömürler versin!" "Allah sizden razı olsun!" Diye bağırıyordu halk onlara, hepsine selam vererek içeriye girdiler.

"Sizinle böyle hayır işlerinde bulunmak ne de güzel validem." Dedi Hümaşah, Mahidevran Sultan gülümsedi.

Külliyeyi ziyaret ettiler, Mahidevran Sultan külliye'deki eksiklerin tespit edilmesi için emir vermişti. Gelinleri aynı Mahidevran Sultan gibi halkla ilgilenmiş, yoksullara yardımda bulunmaya çalışmışlardı.

Akşama doğru saraya geldiklerinde herkes dinlenmek için dairesine çekilmişlerdi, Mahidevran Sultan yeni gelen hatunun hazırlanmasını emretmişti. Hümaşah Sultan etrafı dolanmak için cariyeler taşlığına inmişti.

"İpek..." Diye seslendi Mihrunisa Sultan, içerden gelen hatun Mihrunisa Sultan'ının karşısında durdu.

"Mutfaktan bana bir kekik yağı getir, başım ağrıyor çok fena."

"Tabiki sultanım." Diyerek daireden çıktı, mutfağa gitmek için cariyeler taşlığından geçerken bir cariyenin Hümaşah Sultan'la konuşmasına şahit olmuştu.

"Evet sultanım kendi ağzıyla söyledi hatun, beni özel olarak getirdiler bugün hünkara gideceğim dedi. Şimdi de ortalarda yok, hamamda hazırlanıyordur belki."

"Allah kahretsin..." Diye söylendi Hümaşah Sultan. İpek hatun hemen mutfağa gidip kekik yağını aldı, geri döndü Mihrunisa Sultan'ın yanına.

"Sultanım getirdim kekik yağını." Mihrunisa Sultan almak için elini uzattı, ipek hatunda şişeyi verdi.

"Sultanım, ben az önce taşlıkta bir şeyler duydum."

Taht-ı MustafaWhere stories live. Discover now