2. BAD BOY

4.2K 352 332
                                    

Bir rivayete göre yıldıza basanları çok seviyormuşuz.

Oy 💞    
Keyifli okumalaar.

Öfkeyle sahneden inip yürümeye başladım. Bir yandanda Pars malına sövüyordum. Kapıyı açıp dışarı çıkarken, "Bir de git biraz daha geliştir diyor, bok var sanki geliştirecek! Beyefendi çok film izlemiş galiba, böyle davranarak kendisini bad boy sanıyor ya!" Dedim sinirli bir tavırla.

Bu  sövme seansım kapının hemen yanındaki duvara yaslanmış bir halde bekleyen Pars'ı görene kadardı. Dedim bir an sıçtım.

Yavaşça yutkundum. "Duydun mu?" Dedim umutsuz bir şekilde. Yavaşça duvardan doğruldu. "Hemde seni bırak gruba almayı, müzik sınıfının önünden geçirmeyecek kadar."

Kara gümrük yandı mı bilmiyordum ama ben yanmıştım sanki.

"Yani öyle demek istememiştim. Bence bu kadar kızmamak lazım..." diye mırıldandım. "Ne demek istemiştin?" Dedi kaşlarını çatarak. Onu söyleyemiyoruz maalesef.

Aniden gelen cesaretle başımı dikleştirip ellerimi arkaya bağladım ve ona doğru bir adım attım. "Beni o gruba almak zorundasın." Dedim kelimeleri bastıra bastıra. Bu davranışım kaşlarını kaldırmasına sebep oldu. Başını yana yatırdı hafifçe. "Alınma ama... neden böyle bir şey yapayım?" Ay sabır sabır.

"Çünkü kusursuz çaldım, iki seferde de." Kendime hayretler ediyordum doğrusu. Demek ki neymiş, bunca yıl kendime boşuna acı çektirmişim başka bir karakter gibi davranarak. İnsanın içinden geldiği gibi konuşabilmesi ve özgür olması kadar zevkli bir şey yoktu.

"Neden böyle düşünüyorsun?" Diye sordu hafif bir alayla. Tek kaşımı kaldırdım, "Düşünmememi gerektirecek bir durum yok çünkü." Dedim fazlasıyla kararlı bir sesle. "Yeni bir defter açacak birine göre fazla eminsin sanki." Diyerek geri çekildi. Kabul ediyorum, bunu beklemiyordum. Yüzümde zar zor oluşturduğum kararlı ifade bozulur gibi oldu.

Bu halime karşı yandan ve yapmacık bir şekilde gülümseyerek yürümeye başladı. Böyle fazla özgüvenli davranmak işe yaramamıştı. B planına geçiyordum.

Koşarak yanına gittim. Hem onun yüzüne bakarak konuşmak hem de ona yetişmek oldukça yoğun odak gerektiren bir işti. "Tamam ya söylediklerim için kusura bakma. Ama neden almıyorsun ki gruba beni? Çok mu kötü çaldım? Bence çalmadım ama..." diye hızlı hızlı konuştuğum sırada durdu ve bana döndü.

"Bir şeyin ısrar edilmesinden pek hoşlanmıyorum. Hayır dediysek hayır, uzatma." Dedi ve bana daha hiç bakmadan yürümeye başladı. Havalara bak hele, sevmezmiş. Ömer İplikçi'ydi sanki pezevenk.

O sırada Ömer İplikçi: ben ne alaka amk

İzlediğim ilk yaz dizisi olduğu için yeri ayrıydı bende bebeğimin. Ondan dedim... neyse işte şu an konumuz bu değildi.

Bu muhteşem ikinci plan için kendime teşekkür sunarak C planına geçiyordum.

"O kadar insan arasından bir kişiyi bile seçmedin! Okul buna bir tepki göstermeyecek mi sence?" Diye bağırdım arkasından. Adımları yavaşladı ama durmadı. Başını arkasına çevirdi sadece.
"Ergenlerin ne dediğiyle pek ilgilenmiyorum." Bunu diyende onlarla aynı yerde öğrenim gören bir ergendi. Ardından yoluna devam etti. "Kendini bad boy sanmaya devam et aptal çocuk! Er geç beni o gruba almak zorunda kalacaksın!" Diye bağırdım arkasından bir kez daha. Bu sefer dönüp hiç bakmadı ve gözden kayboldu.

BATERİST Where stories live. Discover now