4. TRAVMA

3.6K 342 272
                                    

Multimedyaaaa: Işık Denizzzz 💓

Bol bol oy ve yorum bekleriiim 🫶🏽🍕

Keyifli okumalar.


"PARS!" Diye attığım çığlık insanların bu tarafa gelmesine neden oldu. "YARDIM EDİİİNNN DENİZE BİRİSİ DÜŞTÜ!" Diye bağırmaya devam ettim. Aslında çok komikti ama gülmemek için kendimi tuttum.

"Abla noluyor abla!" Boyu kısa bir velet benden de telaşlı bir şekilde bağırdı. Denizi gösterdim. "Çocuğun biri denize düştü kardeşim," dedim çok normal bir şey der gibi. Gözlerimi denize çevirdim. Hassiktir, Pars yoktu. Anam ciddi ciddi yoktu. İşte şimdi ciddileşip panik yapabilirdim.
"BİR ŞEYLER YAPABİLİR MİSİNİZ?! ÇOCUK YOK BURDA!" Dedim kendimden beklenmeyecek bir telaş ve panikle. "Tamam bacım sakin ol görevliler geliyor!" Diye bağırdı birisi. Ona bir şey demeden kayalığın üzerinde eğilip telefon flaşımı açtım ve denize tuttum. "PAARRSSS! Allah kahretmesin özür dilerim bilerek olmadı, nerdesin!" Diye bağırdım. Denizde hâlâ hareketlilik yoktu. Nereye kaybolmuştu bu çocuk? Şu an çok pis korkmaya başlamıştım.

Eğer benim yüzümden ona bir şey olursa kendimi asla affetmezdim.

Sahilin görevli ekipleri geldi. "Geri çekilin lütfen, neler oluyor?!" Dedi adamlardan birisi. Dolan gözlerimi kırpıştırıp, "Yanlışlıkla denize düştü ve bir dakikadır görünmüyor etrafta!" Dedim hızlı hızlı. Adamlar onaylayıp hızlıca bir işlere girişirken denizden ses geldi. Herkesin gözleri oraya döndü.

Pars aniden suyun yüzeyine çıkıp saçlarını geriye yatırdı. Yüzmeyi bilen biri gibi tekrar suyun içinde kayboldu ve birkaç saniye sonra kayalığın dibindeki tekrar yüzeye çıktı. "Pars, yaşıyorsun!" Dedim çok heyecanlanmış ve mutlu bir şekilde. Görevlilerden birisi elini uzattı çıkması için. "Yaşıyorum Deniz, yaşıyorum. Ama sen bu saatten sonra yaşar mısın onu bilemem. Yerinde olsam kaçmaya başlardım." Diye açık açık tehdit ettikten sonra yutkundum. Ayrıca adımı söylemişti. Sinirliydi demek. Yavaş yavaş geri adımlar atmaya başladım.

O ise görevlilerle konuşmaya başlamıştı. Aniden arkama döndüm ve yere inip koşmaya başladım. Yaşadığına ve sinirli olduğuna göre bir şeyi yoktu. Pislik, zaten korkutmuştu beni. Bir insan yüzmeyi madem biliyor niye salak salak suda kaybolarak  yürekleri ağza getirirdi ki...
Tam bad boylara yakışan bir hareket.

Birkaç saniye koştuktan sonra yürümeye başladım hızımı düşürüp. Arkama baktım, görünürde Pars yoktu. Hadi ama dostum, benim şu an eve gidip hayatı sorgulamam lazımdı ama ben ise şu an Pars'tan kaçıyordum! Geri önüme dönüp sakin sakin yürürken çantamdan telefonumu çıkardım. Tam bu sırada ekrana yabancı bir numaranın araması düştü. Çok düşünmeden açtım.

"Alo?" Dediğimde "Hemen buraya geri geliyorsun, mümkünse de yeni ve kuru kıyafetlerle." Pars'ın sesini duyduğumda duraksadım. "E ama kaçmamı söyledin." Dedim masum masum. "Deniz!" Dedi artık sabrı kalmamış gibi. "Tamam tamam, bir şey yapmayacağına yemin edersen gelirim." Deyip tekrardan geldiğim yöne yürümeye başladım. "Ne yapabilirim Deniz, çıldırtma beni!" Çok, çok gergindi.

Papatya tarlası gel koçum.

"Mesela intikam almak isteyip beni denize itebilirsin!" Diye bir fikir sundum. "Çocuk muyum ben Deniz? Boş yapmayı kesip gel buraya." Dedi. "Yalnız emir vermezsen sevinirim. Ayrıca bu numarada kimin?" Diye sordum. "Birinden aldım zeki kız. Sence niye? Hadi bir düşün bakalım." Üfledim. "Of tamam tamam sana akıllı telefonda alacağım. Yeterki kaynanalar gibi söylenme." Diye üste çıkmak gibi bir hamle yaptıktan sonra aramayı sonlandırdım.

BATERİST Where stories live. Discover now