BİTMESİN

25 4 5
                                    

Yukarıdaki müziği açmayı unutmayalım.

Kaybolmuştu tüm anılar, elimde birkaç fotoğraf, bitmiş bir aşk ve gözyaşından başka hiçbir şey yoktu.
Yolda öylesine yürüyordum. Her adımımda daha çok üzülüyordum, evet bir bebeğin yaşamını güzelleştimeye imza atmıştım. Ama aynı zamanda bu imza bizim bitişimizin de imzasıydı. Yine tek sevdiğim yer ve  dönüş yolum Sahil yolu olmuştu. Oturup anlatmaya başladım yine.
- Yine ben geldim şehrimin en güzel varlığı, ben bugün hem mutlu hemde mutsuzum. Bir bebeğin yaşamı güzel olsun diye sevdiğimden vazgeçtim, dedim.
Hava öyle fırtınalıydı ki, sanki İzmir bugün şehirdeki bütün kötülükleri süpürüp götürüyordu. Uraz'ın bana evlilik teklifi ettiği yere baktığım sırada arkamdan bir el bana dokununca irkilip gözyaşlarımın  arasında arkama baktım.
Burak gelmişti, bana sarılıp;
- Ağlama, görseydi üzülürdü dik dur.
- Bundan sonra üzülmez, dedim.
Gözyaşlarımı elleriyle silip ;
- Aranızda ne geçerse geçsin, ne biterse bitsin tek damla gözyaşına dünyayı yakar o, dedi.
Burağın omzuna başımı koyup, öylece bakakaldım denize.
- Burak?
- Efendim Nehir?
- Niye yalan söylediniz bana?
- Siz birbirinize çok aşıktınız, bende biz zaten Ada ile olamıyoruz diye Rüya ile konuşup Umut'u sahiplendim  ama o salak ortalığı karıştırdı.
- İsmi gibi onlar Umut olur umarım, dedim.
Başka diyecek birşey yoktu, olsa bile bize düşmezdi. Bize düşen onlara yol vermekti. O yolun rotasını ancak onlar çizerdi.
Gözyaşlarımı onun için son kez akıtmıştım belki de. Burak beni yeni evime bırakmıştı. O kadar yorgundu ki ruhum sadece uyumak istiyordum.
Yatağıma uzanıp duvarlara baktım. Aklıma Uraz ile birlikte uyuyacağımız gece geldi.
Uraz beni izliyor uyumuyordu;
- Niye uyumuyorsun Uraz? Dediğimde, " benim en sevdiğim şey yıldızları sayarak uyumaktır, bende öyle yapıyorum" demişti. Odanın içinde yıldızlar yoktu ama o beni yıldızlara benzetmişti o gün. Yinede, sen beni izliyorsun ama demiştim.
O da;
- Evet, sen bir yıldız değil misin? Işıl ışıl parlıyorsun, bende seni izliyorum bu yüzden, demişti.

Bir an telefonumun çaldığını farkettim, arayan Sude'ydi. Kimseyle konuşacak halim yoktu telefonu meşgule verip kafamı yastığa koyup gözlerimi kapattım. Hemen ardından Ada aradı, bu demek oluyor ki şuan birliktelerdi, Ada'yı da meşgule alıp gruba girdim.

SONSUZLUĞA UĞRAYANLAR:

Nehir: Ben iyiyim, evi düzenlediğim için yorgun düştüm bu yüzden uzanacağım, süreki aramanıza gerek yok.

Sude: Eminim iyisindir, ama kız kıza takılalım diyoruz, " sen, ben, Ada" .

Ada: Evet güzelliğim bende buradayım, sende gel işte.

Nehir: Çok yorgunum gerçekten, başka bir gün.

Sude: İnatçılık etme kızım ya.

Burak: Zorlamayın kızı, demek ki istemiyor.

Ada: Sen karışma, hem neredesiniz siz?

Uraz: Sahil yolundayız.

Sude: Tamam madem Nehir gelmiyor, siz gelin önemli birşey konuşacağım sizinle.

Uraz: Tamam yarım saate geliriz.

Nehir: Neyse ben çıkıyorum görüşürüz, yazıp çıktım.

Başımın döndüğünü hissettim bir an, kalkıp bir bardak su içtim. Bugün çok yorulmuştum sanırım bundan dolayı oluyordu diye düşündüm ve sıcacık yorganımın altına girip kendimi uykunun huzuruna bıraktım.



( URAZ'IN DİLİNDEN...) 

Sahil yolunda Burak ile oturup sohbet ettik,

UMULMAZ GERÇEKWhere stories live. Discover now