BÖLÜM 4

345 11 6
                                    

Bölüm Parçası:

Damien Rice - Cheers Darlin'

Ensemin arkasında çok güçlü bir ağrı hissederek uyandım. Buram buram uyku kokuyordu oda. Sağa sola baktığımda nerede olduğumu bir an idrak edemedim. Ama gece mavisi gardrobun tokmağında Yasin'in siyah kısa kollusunu görünce anladım buranın onun odası olduğunu.

Birden bire kapı çaldı. Kendimi her okuldaki müdürün olduğu gibi kel, gözlüklü gibi hissettim. 

"Gelebilirsin."

Gözlerim pörtlemiş Yasin'in suratına bakıyordum. Her bir tarafı ıslaktı. Ne olmuştu bu çocuğa?

"Bana öyle gözlerini fal taşı gibi açacak mısın? Yardımıma gelebilirsin mesela."

Gözlerim biraz daha irileşirken,

"Sen, ve benden yardım istemek? Kafana saksı düşmediğine emin misin? Bir doktora gidelim bence."

"Dalga geçmeyi kes bayan çok bilmiş."

Ben kıkırdarken o çoktan gardrobuna yönelmişti bile.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen ya?"

Şu çocuğu afallatmayı seviyordum.

"Sence? Giyineceğim, ne yapacak olabilirim? Seni gardroba tıkıştıracak halim yok ya. Aslında, iyi fikir. Gelsene buraya bir şey deneyeceğim."

Gözlerimi devirerek karşılık verdim.

Aniden beklemediğim bir hareket yaparak üzerini çıkardı. Ne yapıyor bu Allah aşkına? Kafamı yastığa gömerek nefes alamayacağım bir pozisyonda 'Çabuk giyiiiin' demeye çalışıyordum. Anlaşılan ise 'Çobok goyoooon' oldu.

Bu lafın üzerine kahkahalar atmaya başlayarak iyice sinirimi bozmaya başladı. Yavaş yavaş kafamı yastıktan kaldırdım. Bakışlarımı ona çevirdiğimde giyinmişti. Sonunda, Allah'ım adak adayacağım sözüm söz.

"Giyindim baş belası. Şimdi yataktan kalk, bir yere götüreceğim seni."

"Nereye gidiyoruz demeyeceğim, yatakta uyumak istiyorum Yasin."

Başımı yastığa tekrar gömdüm. Deve kuşu gibi hissediyordum. Kafam yere gömülüyken ben kimseyi göremiyordum. Onlar ise beni görebiliyordu.

Düşüncelerimi tenin tene çarpma sesi böldü. Başım yastığın altından çekildi ve havalandım. Sakın kucağıma aldım deme. Sakın. Kafamı kaldırdığımda, hemen gözlerimi açtım.

Yasin Soykan'ın kucağındaydım.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen Yasin! İndir beni!"

Bağırıyordum, cidden sinirlerim bozulmuştu. O kim oluyordu da beni kucağına alabiliyordu?

"Mızmızlanmayı bırak, dişican. Sinirlerimi bozmaya başladın. Ve sinirlenirsem, en iyi sen biliyorsun neler olacağını."

Buz kesilmiş gibi konuşuyordu. Her kelimeye ayrı bir vurgu yüklüyor, konuşmadan önce nefes alıyordu. Bağırsa bu kadar etkili olmazdı sanırım. Aniden yere indirdi.

"Şimdi giyinebilirsin hanımefendi. Salonda bekliyor olacağım."

Kafamı sallamakla yetindim. O gittiği gibi gardrobunu açtım. Hepsi erkek kıyafeti, ne giymemi planlıyordu ki? Biraz daha karıştırdığımda kalın italik bir yazıyla: 'Lavin..' yazılmış çekmeceyi açtım. Çekmecedeki bütün kıyafetler siyahtı. Beni birazcık tanıması güzel bir duyguydu. Çekmeceden siyah dar pantolonu, siyah kısa kolluyu ve deri ceketi aldım. Ayakkabı olarak bilekli siyah Converse'leri giymiştim.

DumanWhere stories live. Discover now