BÖLÜM 9

176 13 10
                                    

**

Ciddi rahatsızlıklarım nedeniyle, 20 gün gibi bir süredir bölüm paylaşamıyordum. Cidden çok üzgünüm, ders temposu sınav haftası derken iyice karıştı.. Sabrınız ve anlayışınız için çok teşekkür ederim. Yorum istiyorum, hemde çok ihtiyacım varken. Vote'leri eksik etmeyin. İyi okumalar.


**

"Annemin yanına şimdi gitmek istemiyorum." Kafamda bambaşka şeyler kurgularken ağzımdan bu cümle çıkmıştı. "Hı? Anlamadım Lavin?" dedi o soğuk sesiyle. Tane tane aynı cümleyi tekrarladım. "Annemin-yanına-şimdi-gitmek-istemiyorum." Bana ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bakmıştı. Ben ise bakışlarımı ondan kaçırmakla yetinmiştim.


Bakışlarımı gözlerine çevirdiğimde o buz mavisi gözlerindeki yangın, cehennem sıcağına benziyordu. "Ben ne senin yanında olmak istiyorum, ne annemin, ne bu İstanbul'un. Ben, yalnız olmak istiyorum. Senin yanında bir saniye daha kalmak is-te-mi-yo-rum!" Son kelimeyi heceleyerek söylemiştim. Yasin'in bana hâlâ bağırmaya başlamaması ilginçti.


Birden elini elimin içine kaydırdı ve sıkıca ellerimizi birbirine kenetledi. "Benim yanımdan ayrılamazsın. Gidemezsin. Kopamazsın. Bu bir rica değil, emir." Aniden beni apartmanın içinden çıkardı. Yola doğru hızlı ve sert adımlarla yürümeye başladı. Burası bir ara sokak olduğu için, arabalar çok nadir geçiyordu. Ve bu durumdan hiç şikayetçi değildim.


Arkasından beni sürüklemeye devam ediyordu. "Nereye gidiyoruz!" diye bağırdım sesimin sokakta yankılanmasını umursamadan. Söylediklerime kulak asmadan arabanın anahtarını diğer eliyle cebinden çıkararak kilidi açtı. Elimi daha sıkı kavrayarak kapıyı açtı ve beni yolcu koltuğuna sertçe oturttu. Kapımı kapatmasından bir saniye bile geçmemişti ki kendi koltuğuna oturarak hemen arabayı çalıştırdı.


Benle konuşmaya pek niyeti olmadığını anlamıştım. Onun hevesini kursağında bırakmıştım, ve bundan hoşnut olmayacağını biliyordum. Diken üstündeydim, her an her şey olabilirdi. O konuşana kadar tek kelime etmemeye karar verdim, ve bakışlarımı yola çevirdim.


Bir saatlik bir yolculuktan sonra o kadife gibi, pürüzsüz sesi kulaklarımı doldurdu. "İn." Yasin'in bu komut cümlelerinden bıkmıştım, ama ağzımı dahi açmadan dediğini yaptım. Kapıyı kapatarak sürücü koltuğuna doğru yöneldim. Arabadan inmeye tenezzül bile etmeden, camı aşağıya indirdi. "Arabayı bir arkadaşıma bırakacağım. Burada beni bekle. Bir yere gitmeye kalkarsan, olacakları sen biliyorsun. Uslu kız ol, tamam mı?" Başımı hafifçe aşağı yukarı sallayarak onu onayladım. "Aferin."


Dediğini umursamadan kaldırıma çıktım, gitmesini beklemeye koyuldum. Bir küfür homurdandığını duyarken, aldırış etmeden ona bakmaya devam ettim. Ardından kulaklarımı o acı tekerleğin sesi kapladı. Arabanın yolun sonundan sağa dönüşünü izledim, şuan yalnız kalmıştım işte.


Sokak havasının ciğerlerime dolmasına izin verirken, sokağı izlemeye koyuldum. Bu kaldırımlarda, duvarlarda çok şey saklı gibiydi. Buralar bana çok tanıdık geliyordu, anlam veremediğim bir tebessümle süzdüm etrafı. Etrafa olması gerekenden daha fazla detaylı bakarken, çocukluk günlerim aklıma geldi.


Duman'la beraber bisiklet süren arkadaşları ve onları uzaktan izleyen ben..


You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 27, 2015 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

DumanWhere stories live. Discover now