BÖLÜM 7

289 12 4
                                    

Yasin'in derste anlattıkları anlamlı gelmeye başlamıştı. Ben artık o kapıyı açmaya karar vermiştim. Duman'ı maziye atmam gerekiyordu. Yasin dışarıda birşeyler ile ilgilenirken, kapısında YASİN SOYKAN yazılı bir tabela bulunan odaya girdim. Odaya bir göz attım, ve kesinlikle Yasin'in odası olduğuna emin oldum.

Bana kağıt ve kalem lazımdı. Maziye bir geçmiş çekmem gerekiyordu. Bir kaç çekmeceyi karıştırırken, Yasin'in annesiyle olan fotoğrafını gördüm. Annesinin siması bana çok tanıdık gelmişti. Yasin'in gözlerinin ilk defa bu kadar parlak olduğunu görmüştüm. 12 yaşındaki Yasin Soykan, bana çok tanıdık geliyordu.

Bütün herşeyi boşverip, aradığım kalem ve kağıdı buldum. Duman'ın mezarına gitmem gerekecekti. Duman'a mektup yazıp, hayatıma yeni bir başlangıç yapmaya hazırdım. Ürkekçe yazmaya başladım.

...

Dualarıma Sığdıramadığıma..

Günaydın diyerek başlasaydım bu yazıya, anlamlı gelir miydi acaba sana? Artık çok uyudun, kalk o mezardan diye başlasaydım peki?

Acaba gündüzler kadar, gecelerinin de aydın olmasını dilediğimi anlayabilir miydin? Bir vazgeçiş öyküsü ile geldim sana.. Bu defa vazgeçme demeyeceğini bilerek geldim ama Duman. Beklentimi sorgulama, demeni isteyip istediğimi sorma.. Vazgeçmeliydim senden diye başlayan yığınla cümle kuracağım sana, sen anlayacak mısın acaba, kalbimin kırılışını, savruluşunu.. Senin gidişinin ansızın oluşunu, her zaman her yerde sebepsizce aklıma gelişini..

Sana kızgın değilim, yani artık değilim. Kızdığında bir kadın seviyordur, önemsiyordur, vazgeçemez. Yada ben sana karşı hep böyleyim. Veya böyleydim. Ben seni özlediğimde, toprağına sarılmak canımı acıtıyor. Kemiklerim sızlıyor adam, çok özlüyorumseni.

Ama sen beni özlemediğinde senden vazgeçmeliydim. Yanıma tekrar dönmediğinde, bana sarılmadığında vazgeçmeliydim. Ölümü tercih ettiğin için, beni umursamadığın için vazgeçmeliydim. İçim sana yanarken, sen ise buz iken senden vazgeçmeliydim. Ben cehennemin ortasında kaldığımda, senin cehenneminin kapılarını yüzüme kapattığında senden vazgeçmeliydim. Bana her sustuğunda, benden giden her bir umudum için senden vazgeçmeliydim. İyiliğin için diye kurulan ama iyiliğimi gözetmeyen cümleler kurduğunda, yüreğimi sana koşulsuz sunmak için geldiğimde, karşımda yok olduğun için senden vazgeçmeliydim..Gerçeklerini gerçeklerim gibi söylerken, beni yalanlarına inandırdığında senden vazgeçmeliydim. Gözgöze geldiğimizde, kalbimi heyecanlandırdığın için vazgeçmeliydim senden. Seni ilk gördüğümde üzerinde gördüğüm beyaz gömleğin rengi kadar beyaz olmadığın için vazgeçmeliydim. Bana susmayı, dürüst olmakla karıştırdığın için vazgeçmeliydim senden. Güneşim ol dediğimde, bana her defasında kış mevsiminin ayazlarını yaşatıp, içimde fırtınalar kopardığında vazgeçmeliydim senden. Seninle ölmeyi dilerken, benden önce öldüğün ve annemi bırakamadığım için vazgeçmeliydim senden, ya da kendimden. Bir selamını çok gördüğün için senden vazgeçmeliydim.. Ölüm hakkında kafanın içinde bin tilki dolanırken, bana aptalı oynadığın için senden vazgeçmeliydim. Bende herkes olmadığında, sende ise herkes olduğumu anladığımda senden vazgeçmeliydim. Denizin dalgalara karışan köpükleri kadar anlatılmaz bir sevdayı bir başıma yaşamak zorunda bıraktığında senden vazgeçmeliydim. Kalbimi defalarca kırdığın gün, o kalbi yapıştıramayacağımı anladığımda senden vazgeçmeliydim. Elime aldığım telefonun senli kaydını aradığımda, 'Aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz.' diyen kadının sesini duyduğumda vazgeçmeliydim senden. Belki de hemen vazgeçmeliydim senden.

Sen o anda, trafik kazası geçiriyordun, değil mi adam? Ben küçücük boyumla sana aşk tohumları beslerken.. Bak, şimdi kocaman çınar ağaçları oldu. O ağaçlar ise, en azından mezarında gölge oluşturdu..

DumanWhere stories live. Discover now