35. Bölüm⏳

483 25 7
                                    

Bölüm Şarkısı: Candan Erçetin~ Yalan

Çok önemli bir bölüm ve yorumlarınızı gerçekten çok merak ediyorum. Yorum ve beğeniler bölümün karşılığını versin istiyorum. Motivem yorumlarınız ve ne kadar çok yorum olursa o kadar erken bölüm gelir, şimdiden teşekkürler. İyi okumalar!

Dalgalar, kumları süpürürken geçmişi de önümüze iteliyordu. Durdum ve geçmişin kapılarının açılmasına izin verdim. Ama öncesinde geçmişteki ana ilk ben gittim.

Bir hafta önce...

O gece akşam yemeği tahmin ettiğimden çok daha güzel geçmişti. Sanki Aşır da bu evin çocuğuydu. Masada dönen sohbetlerin ana kişisi oydu ve kim onunla konuşuyor olursa olsun kendine hayran bırakmıştı. Açılan her konuda bilgi sahibiydi ve kelime seçimleri öyle muazzamdı ki sanki onunla ilk kez bu masada tanışmışım gibi büyülenmiştim. Bana karşı da her daim güzel sözleri olurdu, onun kelimelerle nasıl da güzel oynadığını biliyordum ama bu kadar kültürlü olmasını beklemiyordum. Kitapların içinde büyümüş olan ben bile çoğu konuda noksan kalmıştım.

O gece tek başına eve dönerken ben, bir gece daha kalmayı tercih etmiştim. Bir günümü aileme ve özellikle Arman ile geçirmek istemiştim. Yemekten önce çıktığı yürüyüşten sonra ona bir can gelmişti. Eve döndüğünde yüzünde büyük bir tebessüm vardı. Bu gülümsemesi bütün gece sürmüş ve masanın neşesi bir an olsun gitmemişti. Sanki hiç hapishanede kalmamış da aynı evde yılları geçirmiştik. Sonraki günde benimle vedalaştıktan sonra yine ortadan kaybolmuştu. Dayanamayıp bana söyleyeceğinden emin olduğum için onu zerre zorlamamıştım.

Evime gelmiştim, Aşır'ıma. Yumuşak halının üzerinde yerde yatarken kediler ve köpekler bir şekilde benimle temas kurarak etrafımda yerini almışlardı. "Annelerine kavuştular ya, nasıl mutlular. Ama şöyle de bir şey var ki ben daha mutluyum. Seninle birlikte neşem de gitmişti." Yattığım yerden ayakta duran Aşır'a gülümseyerek bakıyordum. "Göğsümde senin özleminle yaşadım ve bu ne demek bilemezsin." dedim. Her gün ziyaretime gelmiş olsa da ona doyasıya sarılamamış ve onun kollarında uykuya dalamamıştım. Bu da özlemin ayrı bir noktasıydı.

Kucağımdaki kediyi kaldırıp yere indirdi ve beni de ayağa kaldırdı. O sırada yavrularımın hepsi düşmancıl bir şekilde Aşır'a dönmüştü. Köpeklerden biri görmüyor olmasına rağmen Aşır'ı hissediyordu ve ona dönmüştü. "Sayende hepsi bana düşman oldu." deyip gülünce ben de güldüm. "Cazibeme kapılmamaları imkânsız." Gülümsemesi genişlerken kafamı kendine yaklaştırıp öpmüştü.

Koltuğa oturduğunda beni de kucağına çekmişti. Yan bir şekilde otururken bacağımı da kendime çekmiştim. Tam olarak cenin pozisyonunda kucağında duruyordum. Onun yanında yine ufacık kalmayı başarmıştım. "Hem her yeri yakıp hem de böyle uysal bir bebek gibi durmayı nasıl başarıyorsun çok merak ediyorum?" Düşünüyor gibi yaptım. "Buldum! Galiba doğuştan gelen bir şey." Yüzünde çocuk avutur gibi bir tebessüm vardı. "Hım, demek öyle..." Kafamı uysalca sallamıştım. "Kafasını ısırırım senin, şöyle tatlı durma." Gülünce defalarca kez saçlarımın arasına öpücükler kondurmuştu. Dışarıda onca şey vardı ama biz yan yana gelince bir an olsun her şeyi kapı dışarı ediyordum.

Kapının çalmasıyla sıçradım. Öyle çok ona dalmıştım ki zil sesi korkutmuştu beni. Yavaşça beni kucağından indirip kapıya doğru giderken ben de oturduğum yerden kalkıp kendime çekidüzen verdim. Saniyeler sonra içeriye Aşır ve Orhan amcası girmişti. Hâlâ bu adama karşı zerre sevgi hissetmiyordum. Sanki içinde kötülükleri taşıyor ve bunu da ben hariç hiç kimse göremiyormuş gibi hissettiriyordu bana.

Yakamoz Güzeli |Lahza|Where stories live. Discover now