2. BÖLÜM

228 27 14
                                    

Alec yüzüne esen tatlı esintiyle uyanmadı. Bu sefer altında sert bir kumaş ve beton soğukluğu vardı. Boynundaki sıkılığı da unutmamak gerekirdi. Gözlerini mahveden yakıcı ışıkla beraber uyandı ,yerinde doğruldu ve etrafı inceledi.



Etrafında demir parmaklıklar , yerde yatan kadın - erkek alfalar ( sayıları en az 30 du ) ve taştan duvarlar vardı. İçeriye  metalik bir kan kokusu hakimdi ( alfaları avlarken onları yaralamışlardı ) ve 30 kişiye göre dar bir alandı. Yerdeki birbirine geçmiş alfalara basmamaya özen göstererek parmaklıklara doğru yürüdü. İleriye baktığında birkaç meşale sonra taş yolda bir dönüş olduğunu gördü.




Parmaklıkların dibine yanındaki ıhlamur kokulu güzel alfa kadınını rahatsız etmeden oturdu .


Çok güzel bir kadındı.


Düzgün düşünmek için bir yere odaklanması gerekiyordu . Sanırım hedefi şimdilik bu kadın olacaktı dikkatinin.



Bir süre güzel kadının uzun ,sarı kirpiklerini açık kumral saçlarını inceledi ve bir anda aklına dank etti.


Çantası nerdeydi !!



Üstünde sadece giyindiği şeyler vardı . Telaşla etrafa bakmaya başladığında birkaç saniye sonra onu yakalanmadan önce bacağına bağladığını hatırladı. Şu anda bacağında yoktu ,o halde...


Hızla insanlara basmamaya dikkat ederek az önce yattığı yere gitti.



Şükürler olsun


Onun geldiği zaman ve yerden tamamen ayrılmamasını sağlayan bu şeyleri kaybetmediğine çok sevinmişti. Hemen onu eski yerine koydu.


Ne yazık ki bu sevinci uzun sürmemişti. Kısa süreli mutluluğu meşale ışığının altında beliren muhafız omegayla kesilmişti. Bayılmadan hemen önce gördüğü yüzü hatırlıyordu elbet. Omegaların başıydı o.



" Uyanın! Hemen!"



Bunu derken elindeki sopayla parmaklıklara vurup kulak tırmalayıcı bir ses çıkarıyordu.




Herkes ayağa kalktığında içeri muhafızlar girdi. Herkesi Ellerinden , ayaklarından ve boyunlarındaki deri tasmalardan birbirlerine tek sıra halinde bağlamışlardı.



" Yürüyün."




Omega kadın en öndeki adamın boynundaki tasmadan tutarak herkesi yönlendirdi. Büyük meşaleleri olan uzun koridorlardan geçerken Alec içinden plan yapmaya ... hayır düşünmeye başlamıştı .




Yapman gerekeni yap.




Acaba o yaşlı kadın yapması gerekeni yaptığında onu geldiği zamana gönderir miydi ? Bilmiyordu ama en azından denemeliydi. Bu arada yapması gereken neydi ki ?




Ona kalırsa burda daha bir şey yapamadan şu agresif feromonlu omega tarafından acımasızca öldürülürdü.




O bunları düşünürlen tempoları hızlanmaya başlamıştı ve büyük demir kapı görünmüştü.



"Durun"



Alfalar fısıltılar eşliğinde dururken Alec bunu fırsat bilip diğerlerini inceledi. Taştan duvarlara ve geniş kapıya baktı. Şansına güzel kadın tam arkasındaydı ve az önce baygın olduğu için göremediği gözlerinin mavi olduğunu farketti.



The Prince and The Doctor (MALEC omegaverse)जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें