8.BÖLÜM

216 28 24
                                    

Alexander


Aletlerin ne işe yaradığını anlatırken Jace hiç sesini çıkarmadan beni dinlemişti. Bunu yaparken yanındaki parşömen kağıdına notlar alıyor ve aletlerin resimlerini olabildiğince benzer bir şekilde çiziyordu. Bunları fırça ve mürekkep ile yaptığı için uzun sürüyordu bu yüzden anlatacağım şeylerin süresi uzamıştı. Göz kapaklarımı kapatmamak için mücadele verirken Jace sonunda insafa gelmiş olacak ki





" Bu günlük bu kadar yeter. Yarından itibaren bana bildiklerini öğreteceksin. Özellikle nasıl damar diktiğini ve yaktığını bilmek istiyorum."Dedi.



Alıştığım gibi kafamı eğerek



" Ama efendim hem işlerimi yapmak hem de size bunları öğretmek çok zor olur. Şu anda bile gözlerimi zar zor açık tutuyorum.  Bu şekilde size yanlış bilgi bile verebilirim."Diye itiraz ettim onu sinirlendirmemeyi umarak.








" Bundan sonra bana öğreteceklerin bitene kadar yarım gün iş yapacaksın." Jace pencerenin kenarındaki güneş saatine bakarak " 6 ile 12 arası benimlesin gece 12 ile 2 arası işindesin." Dedi.




" Çok teşekkür ederim efendim . Bu arada sormak istediğim bir şey var."




" Sor."



" General Raphael'in durumu nasıl ? Onu görebilir miyim?."




" Neden onun hakkında endişeleniyorsun ki? Sonuçta onu iyileştirmedin mi?"




" Yarasının üstündeki bezin her gün değişmesi gerekiyor ve ayrıca temizlenmesi yoksa kirlilikten yarasının durumu daha kötü olabilir." Enfeksiyon durumunu açıklayamayacağım için bu şekilde anlatmaya çalıştım.





"Anlıyorum. Görebilirsin ama benimle birlikte."





" Teşekkürler efendi Jace. Şimdi gidebilir miyim?" Dedim ona uyku dolu gözlerle bakarak.



" Git."




" Teşekkürler."




Son bir kez eğilip hızlıca depoya doğru yürüdüm. Hava hala karanlıktı . Uyumak için zamanım olduğuna sevinerek deponun zeminindeki samanlara kendimi attım . Tam uyuyacakken kafamı kurcalayan bir soru aklıma gelmişti.





Jace neden söylediklerimi hiç ifade değişikliği olamadan dinlemişti ki? Sonuçta ona bu çağda daha önce hiç duyulmamış şeyler öğretmiştim. Hatta bana 'büyücü' deyip yakacaklarını bile hayal etmiştim.





Gözlerime binen ağırlık yüzünden daha fazla düşünemeyip gözlerimi kapatmıştım. Bunu sonra merak edecektim.












Bütün sabahı Jace'e ders vererek geçirmiştim bu yüzden üstüm başım kan içindeydi çünkü Jace damar dikme alıştırması yapmak için avcılarına bir tane yaban domuzu yakalatıp kestirmişti. Ona o kan içinde eğitim vermek zordu özellikle kimseye görünmeyip şüphe çekmemek için ormanın içine kadar en az 1 km yürümek beni zorluyordu. Bunun nedenini sorduğumda ise bana " Bir köleden ders aldığımı bilmelerini istemiyorum " demişti. Dedikodular gerektiğinden büyük problemlere yol açabilirmiş.




En önemli sorumu sorduğumda ise şöyle bir cevap vermişti.



Büyüye inanmıyorum.


The Prince and The Doctor (MALEC omegaverse)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin