Alexander
Kalbim kulaklarımda atıyordu. Nefes nefese kalmıştım. Kucağımda en az 70 kg olan omegayı koşarak Sanitatem'e götürmeye çalışıyordum. Nasıl böyle oldu aklım almıyordu. Vücudumun kontrolünü tekrar elime aldığımda prensi bir kayanın üstünde baygın görmüştüm ayağından gelen kanları fark edince de aceleyle kıyafetimden yırttığım bir bez parçasıyla yarasını sıkıca sarıp onu kucaklamıştım.
Şimdiyse kurduma içimden öfkeyle küfürler yağdırarak koşturuyordum. Muhafız Dizan her zamanki gibi kendimi temizlerken uyuyakalmıştı. O adam sürekli ağaçların tepelerinde uyumayı sevdiği için gür yaprakların arasında onu bulamamıştım. Onu bulacak fazladan zaman olmadığı için de bu omegayı ben taşımak zorunda kalmıştım.
Nefesimin tükendiğini hissediyordum . Aslında spor yapmayı seven biriydim .Bu kadarcık yolu elimde ağırlıklarla gitmek önceden hiçbir şeydi ama az yemekten zayıflamıştım. Başım dönüyordu ve görüşüm bulanıklaşmaya başlamıştı. Bayılacak gibiydim. Kalbimin kulaklarımdaki atışı artık diğer şeyleri duymamı engelliyordu. Daha az önce suya girip serinlememe rağmen alnımdan akan terleri hissedebiliyordum.
Alec sakın bayılayım deme . Omegam çok kan kaybetti. Lütfe-
Kurdum yalvarır bir ses tonuyla konuşurken öfkeyle onu kestim.
Kes sesini lanet köpek! Senin yüzünden başıma gelmeyen kalmadı. Senin şu saçma isteklerin olmasaydı şu an bu durumda olmazdım. O kadar şey arasında birde bunla uğraşıyorum.
Dinle Alec. Bana istediğin kadar sinirlenebilirsin ama lütfen bu sinirini ondan çıkarma.
Sinirimi çıkarmıyorum gördüğün gibi. Magnus'u Jace'in yanına bırakacağım.
Sonra da deponun içine saklanıp Magnus'un az önce olanları yaşadığı acı yüzünden bir halüsinasyonmuş gibi düşünmesi için Tanrı'ya yalvaracağım.O yarayı sen tedavi etmelisin. Jace'in dikişleri henüz yeterince iyi değil. Eğer eşimi o tedavi ederse yarası daha kötü hale gelebilir.Bunu sen de biliyorsun. Lütfen Alec ne istersen yaparım.
Kurdum bana yalvarırken Sanitatem muhafızları uzaktan görünmeye başlamıştı.
Lütfen Ale-
Ne istersem mi? Emin misin?
İçinde bulunduğum duruma rağmen gülmüştüm. Normalde çok gururlu olan ve asla boyun eğmeyen kurdum şu anda basit bir dikiş karşılığında ne istersem yapacağını söylüyordu. Bana yaptırdıklarını düşününce bunun verdiği zevk daha da katlanıyordu.
Evet. Eminim.
Tamam. Anlaştık o zaman ama ne istediğimi bu iş bittiğinde sana söyleyeceğim.
Nasıl istersen.
Kurdum sessizleştikten sonra hızla muhafızların yanına gittim. Vardığımda hepsi bakışlarını bana çevirmişti.
" Bana efendi Jace'i çağırın. Yaralı var."
Muhafızların başındaki adam arkasındakilere eliyle bir işaret verdikten sonra bir süreliğine içeri girdiler ve ellerinde sedye ile geri döndüler. Sedyeyi yanıma getirdiklerinde Magnus'u dikkatlice bıraktım. Rengi tam beyazlamasa da alnında ter damlacıkları birikmeye başlamıştı. Acele etmeliydim. Muhafıza baktığımda bana başıyla geç işareti yaptı.
![](https://img.wattpad.com/cover/300082670-288-k569765.jpg)
YOU ARE READING
The Prince and The Doctor (MALEC omegaverse)
FantasyGizemli bir yaşlı kadın sayesinde 700 yıl öncesine giden yalnız bir alfa olan doktor Lightwood. Alfaların kafeslenip köle gibi satıldığı karanlık çağlar Hayata tutunma , tutundurma ve alfaları küçük gören omegaların inancını toplama çabası. Ölüm...