2. Bölüm

466 26 6
                                    

- Tamam, o zaman evleniyoruz.

- Emin misin Reyyan? Sonradan caymak yok.

- Ben tamamım. Asıl sen emin misin? Az önce diyordun öyle fark etmez bilmem ne.

- Dediğim gibi, fark etmez. Tabi benle evlenirsen şartlarım olur.

- Ne gibi? Bir de şart mı koşacan bana? Sanki meraklın-, dediğimde parmağını dudağıma yerleştirdi.

- İlk şartım, fazla konuşmak yok. Yani bana karşı çıkma konusunda.

- Kölen mi zannettin beni?

- İki. Şu sürekli birlikte çalıştığınız çocuk. Yalçın mıdır Yasin midir nedir-

- Yavuz?

- O lavuk işte. Neyse ne. Onunla da çalışmıyacaksın artık. Benle çalışırsın.

- Miran ne oluyor? E sen aşk insanı değilim diyordun.

- Evet değilim. Zaten bunu sana aşık olduğum için yapmıyorum Reyyan. Eğer senin, deyip bi adım attı bana.
- Sana aşık olmam gibi bi isteğin varsa, biraz hayal kırıklığına uğrarsın.

- Ne hayali be?

- Ama yine de, bu seni istemediğim anlamına gelmez.

- Miran ben seni anlamıyorum. Hem beni sevmeyip hem nasıl isteyebilirsin ki?

- Bunu ben de sorguladım, hele ki son günlerde. Ve bi cevap da buldum.

- Dalga geçme benimle! Sana gelip ciddi ciddi, bir mantık evliliği yapalım diyorum. Konu buralara kadar geldi. Galiba hatalı, alelacele verilen bi karardı. Hiç gelmedim say, deyip arkamı döndüğümde kolumdan tutup beni çevirdi ve sertçe kapıya ittirdi. Bileklerimi iki eliyle tutup başımın üstüne getirdi ve tek eline iki bileğimi de aldı. Biraz daha yukarı çıkıp sıkıca tutmaya başladı. Yüzlerimiz arasındaki mesafe yok denecek kadar azdı. Öfkeli görünüyordu.

- Ben daha lafımı bitirmedim, Reyyan Şadoğlu.

- Manyak mısın sen? Bırak beni!

- Ben sana bi şart koştum.

- Kabul, etmedim!

- Reyyan senin hakkında herkes kedi gibi uysal der güzelim, neden böylesin?

- Tırnaklarımı çıkarmasını da iyi bilirim, Miran Aslanbey.

- Şu an pek kullanamıyosun sanki. Hı? dedi gözlerini dudaklarıma indirerek. Sonra tekrar gözlerime baktı.
- Nerde kalmıştım? Bi cevap bulduğumu söylüyodum. Evet Reyyan, ben romantizmden falan anlamam. Aşk falan da bekleme benden. Çünkü benim bi kalbim yok, annem öldükten sonra o da öldü. Ama seni istiyorum. Bunu nerden anladım biliyo musun? Sana geçen günlerde yaklaşmıştım. Hatırlıyosundur belki.

- Evet, beni sinir etmek için.

- O gün, daha fazlasını yapmak istedim. Sinirlen diye değil, istedim diye, dediğinde boşta kalan elini sertçe belimden geçirdi ve birden kendine çekti. Zaten dipdibeydik. Bunu yapması yalnızca bedenlerimizin birbirini zorlamasına sebep olmuştu.
- Sana dokunduğumda içimde kabaran istek yüzünden, dediğinde gözlerini göğüs çatalıma indirdi.
- Biz seninle artık nişanlı sayılırız, hem babalar da konuştu.
- Nişanlınsam bi kaç şeye karar verebilmeliyim, deyip parmağını boğazımın altından kaydırarak iki yakamın arasına doğru gezdirdi.

- Miran!

- Hişşt. Sence de fazla düğme açık değil mi ? deyip ellerimi bıraktı. Yakalarımı birleştirip düğmelerimi kapatmaya başladı.
- Beğmenmediğimden değil, manzara müthiş. Ama artık bana ait olduğun için-

İşte ve Aşkta (ReyMir)Where stories live. Discover now