Dün duş alıp yatmıştık ve şimdi kahvaltıya iniyorduk. Üstümde mini, askılı bi açık mavi elbise vardı. Saçlarımı topuz yapmıştım.
- Sabah sabah bu kadar güzel olmak zorunda mıydın?
- Evet. Canım istedi.
- Çok da mütevaziyiz bakıyorum.
- Her zaman. Şuraya oturalım mı?
- Peki, dediğinde masaya oturduk ve kahvaltının gelmesini bekledik.
- Ne kadar kalacaz burda?
- Niye? Sıkıldın mı?
- Hayır, çok güzel ama merak ettim.
- İki hafta diye anlaştım ben. Ama istersen daha uzun da kalırız.
- Yok. İki hafta iyi hatta fazla bile. Şirket ne hale gelir kim bilir?
- Burdayken iş düşünmeyi yasaklıyorum, dediğinde tabaklar gelmişti. İştahla yemeğe başladım.
- Seni dün çok acıktırmışım belli, dediğinde direk suya uzandım.
- Utandın mı sen?- Yoo hayır.
- Her ne kadar hep dikbaşlı, kaya gibi olmaya çalışsan da şu uysallığın, çekingenliğin buna hep engel oluyo.
- Çekingenlik eskidendi Miran.
- Eskiden, doğru. Üniversite öncesi zamanlarımızı bi hatırlasana. Lisede.
- Hiç unutabilir miyim? Hep alay ederdin benle. Kıvırcık, ufaklık, küçük hanım...
- Öyleydin ama ne yapabilirim?
- Küçümserdin beni.
- Hayır ona küçümsemek denmez. Genelde benim takıldığım kızlara benzemezdin. O yüzdendi.
- Benzeyeyim mi isterdin?
- Evet, o zamanlar yani.
- Nasıl? Daha mı süslü? Ya da-
- Hayır süs püs değil. Güzellik olarak eksiğin değil fazlan vardı. Cesaret olarak diyorum Reyyan. Benden hoşlandığını hep biliyodum ama ben adım atsam da sen hiç atmadın.
- Sen aşık değildin çünkü, hala da değilsin. Ama ben, yine de evliliğimizi yürütebileceğimize inandım.
- İyi ki inandın, öyle olacak çünkü, dediğinde gülümseyerek ona baktım. O da bana bakıyordu ki yüz ifadesi birden değişti.
- Hadi hadi ye. Dışarı çıkıp dolaşacaz bugün enerji toplaman lazım bol bol.
_____Çarşının girişindeyken kolunu tuttum ve bana dönmesini sağladım.
- Eğer alışveriş yapmak istersem, hayıflanmak yok. Bekleriz, seçerim, alırım. Tamam mı?
- Peki, kabul, dedi ama buna pişman olacaktı. Çünkü çarşı çok güzeldi. Nerdeyse her dükkanda duruyordum. Bi şey almadan da çıkmıyordum. Girdiğimiz dört ya da beşinci dükkanda artık oflamıştı.
- Burdaa, biraz daha durmamız gerekebilir. Kıyafet deneyecem çünkü.
- Yok Reyyan daha sonra artık yoruldum ben gidelim.
- Ama tamam demiştin.
- O beş tane dükkamda iki saat harcamadan öncesiydi Reyyan hanım.
- Hayır, bak ben de senin istediğin bi şeyi yaparım, dediğimde durdu. Gözleri parlamıştı.
- Reyyan, sana yaptıkları bohçanın kıyafet kısmı yanında mı?
- Evet, Melike onu da koymuştu valize.
![](https://img.wattpad.com/cover/300696883-288-k42480.jpg)
YOU ARE READING
İşte ve Aşkta (ReyMir)
FanfictionBir şirketteki iki ortağın birbiriyle hep ters düşen çocukları... Hem ortaklığı sağlamlaştırmak hem onların arasını düzeltmek için evlendirilir. Miran hep sert, Reyyan'sa hem dik hem de yeri gelince uysaldır. Bakalım bu evliliğin altından nasıl kalk...