Öğlen olmak üzereydi. Birazdan toplantı başlayacaktı ve Miran ortada yoktu. Gelenleri tek başıma karşılayacaktım. O sırada Yavuz'u gördüm.
- Miran bey nerde kaldı ?
- Bilmiyorum ki Yavuz. Gelmesi lazımdı. Aradım telefonuma da çıkmıyor.
- Meşgule mi atıyo?
- Hayır ulaşılamıyor beyfendiye.
- Tamam, sakin ol. Sen halledersin tek başına, diyerek koluma elini koydu. Başımı salladım. O sırada bi el beni belimden tutup kendisine doğru sırtımı sertçe yapıştırdı. Yavuz'un eli boşa düşmüştü.
- Günaydın karıcım. Sana da günaydın Yavuz.
- Günaydın Miran bey. Reyyan ben toplantı odasına geçiyorum.
- Tamamdır Yavuz, dediğimde elimi Miran'ın belime koyduğu eline attığımda daha sertçe elini karnıma bastırdı.
- Kıpraşma Reyyan, dedi saçıma doğru konuşup başımı öperek.
- Sana noluyor ya her fırsatta beni öpüyorsun?
- Karım değil misin? İstediğim kadar öperim kim karışır? Ama o Yavuz sana dokunursa ben karışırım.
- İnsan sevdiğine sevgi gösterip öper sarılır. Bu sende yok. Bırak o yüzden şu hareketleri hoş durmuyor, deyip kendimi ileri attığımda belimdeki eli çözülmüştü.
Günboyu bir daha görmedik birbirimizi. Saat 6 olunca da odaya girdi.
- Hadi Reyyan çıkalım artık, dediğinde hiç itiraz etmeden kalktım. O kadar yorgundum ki. Ayağımdaki topuklular çok rahatsız ediyordu.
Eve girdiğimizde ayakkabılarımı çıkarıp kendimi koltuğa bıraktım. Gelip yanıma oturdu.
- Çok yorgun görünüyosun.
- Öyleyim çünkü. Şurdan kalkacak halim bile yok. Burda yatacam bugün, diyerek koltuğa uzandım.
- Yok öyle. Ben yanımda karım olmadan yatar mıyım? Var mı bende o göz bak bakiyim sen bi, dediğinde yattığım yerden ayak ucumda oturan Miran'a baktım.
- Şu yorgunlukta bile ne kadar güzel göründüğünü bi bilsen, diyerek kalkıp beni kucağına aldı. Sesimi çıkarmadım ve yatağa doğru ilerledik. Yatağın örtüsünü kaldırıp beni bıraktı ve gelip yanıma uzandı.
- Seni şirkete götürmeyecem artık Reyyan.
- Aa neden?
- Yoruluyosun. Planlarıma uymuyo.
- Ne planı?
- Var kafamda bi şeyler.
- Diyorsun.
- Diyorum, derken gözlerini dudaklarıma indirdi.
- Aslında senlik bir şey yok. Sen sadece yine aynı böyle yatacaksın. Saçların yastıkta dağılmış olacak. Ben kıyafetlerini-- Miraan!
- Yalan mı? Sonra bana bırakacaksın kendini. O kadar.
- Miran yat. Bak çok yorgunum.
- Yarın şirket falan yok. Evdeyiz.
- Kalkıp gidecem ama şimdi.
- Şirkete mi?
- Hayır oturma odasına!
- Hani yorgundun? Dediğinde arkamı dönüp yattım.
___Uyandığımda saate baktım. Öğlen 1'e geliyordu. Hemen yataktan kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Miran mutfaktaydı.
![](https://img.wattpad.com/cover/300696883-288-k42480.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İşte ve Aşkta (ReyMir)
FanfictionBir şirketteki iki ortağın birbiriyle hep ters düşen çocukları... Hem ortaklığı sağlamlaştırmak hem onların arasını düzeltmek için evlendirilir. Miran hep sert, Reyyan'sa hem dik hem de yeri gelince uysaldır. Bakalım bu evliliğin altından nasıl kalk...