36. Bölüm

1.2K 103 8
                                    

Günlerim şimdilik tekdüze geçiyor ve bu monotonluktan o kadar memnunum ki.. Şu kısacık zaman diliminde yaşadığımız olayların bir ömre yeteceğini düşünüyorum ve artık sakin bir hayat istiyorum. Celil'le birlikte upuzun ve huzurlu bir hayat.

Celil'in bir akşam açtığı evlilik konusunu da bu niyetle geçiştirmek istedim ama o inatçıydı. Aliyeden boşanmak için mahkemeye başvuracağını söyledi, şu anda bir de bunun karmaşasını çekemeyecektim çünkü yeni yeni bir düzen oturuyorduk.

Aynı zamanda o gece eve gelen adamdan da daha Celil'e bahsetmemiştim, önceleri keyfini kaçırmak istemediğimden sustum, şimdi de neden söylemediğim için kızar diye açılmaya çekiniyordum.

Kısaca hiçbir sorun istemiyordum ama yaşam böyle bir şey değildi ki. Sürekli akıyordu ve yeni bir şeyler getiriyordu önümüze. Ben gözümü kulağımı kapattım diye hayat bizi rahat bırakmayacaktı. Yine ne yaşayacaksak bize getirip avuçlarımıza bırakacaktı.

O akşam da bunu bir kere daha anladım. Celil işten biraz geç gelmişti. Kapıyı her zamanki gibi güleryüzle açtım ama neden geciktiğini sormak istiyordum. Böyle sorular hesap sorma gibi gözüktüğü için de bir yandan onu boğmak istemiyordum. Neyse ki ben sormadan o cevabını verdi.

Koltuğa oturmuştu ve beni de kucağına çağırdı. Bir saniye bile birbirimize dokunmadan duramıyorduk. Sanki bizi çeken bir mıknatıs vardı tenimizde. Yan yana geldik mi mutlaka o çekim gücü bizi etkisi altına alıyordu.

Boynumu körükten sonra konuşmaya başladı.

-Neden geciktiğimi merak etmiyor musun?

-Evet muhtemelen beni aldatıyorsun.

-Bu kadar çabuk yakalanmam kötü oldu, cezamı bekleyeceğim mecburen.

-Nasıl biri acaba, benden güzel mi?

-Çok güzel, ama sen de fena sayılmazsın.

-Of sus tamam, şakasını bile sevmedim.

Kahkaha attı.

-Akşama doğru baban aradı beni?

-Ne? Ne istiyormuş?

-Bir şey değil, düşündüğün gibi bir şey değil yani. Sadece seni görmek istiyorlar.

Düşündüğüm şeyi hemen anlamıştı, tabi ki Celil'den para isteyeceğini düşünüyordum, sonuç olarak beni de para için Celil'e vermişti.

-Ben onları görmek istemiyorum.

-Nazenine sormam lazım, ben bu kararı veremem dedim tabi ama bence bir düşünmelisin.

-Düşünmek istemiyorum, beni bir cehennemin ortasına attılar kolayca. Ya sen olmasaydın? Ya senin yerine bana eziyet eden, iğrenç biri çıksaydı karşıma? Hayatımın en iyi kararıymış senin yanına gelmek ama ya sen değil de başka biri olsaydı? O zaman halim ne olurdu düşündün mü?

-Haklısın, ne desen haklısın. Ama biliyorum ki sen ne dersen de içinde hala onlara duyduğun sevgin duruyor, ve bu seni yiyip bitiriyor. Birinden nefret etmek isterken onu sevmek ve bu sevgiden utanmak ne denektir benden iyi kimse bilemez. Yıllarca babama bunu hissettim ben, o yüzden seni çok iyi anlıyorum. Ama şunu da biliyorum ki insanı içten içe yiyip bitiren en kötü duygu birine hissedilen garez ve intikam hissidir. Benim başka çarem yoktu ama senin affetmek için bir şansın var. Huzuru anca böyle bulabilirsin bence, ben sadece senin için en iyisini yapmaya çalışıyorum. Halini de görüyorum, içini biliyorum. Aklında onlar var, onlar ne yaparsa yapsınlar senin ailen. Çok büyük bir yanlış yaptılar evet kabul ediyorum ama bir şans verirsen bunu onlar için değil kendin için yapmış olacaksın. En azından bir dene, istemezsen bir daha gerçekten de görmezsin. Kimse sana zorla bir şey yaptıramaz, o devir kapandı artık. Ben buradayım. Ne istersen onu yapmak için, herkesi senin isteğine göre hareket ettirmek için yanındayım. O yüzden korkma. Sonunda için tamamen rahat etsin diye bu seçeneği de denediğini bil en azından.

Sustu ve yüzüme dikkatlice bakmaya başladı, içimde bir savaş yaşadığımı biliyordu.

-Bu kadar mantıklı konuşmak zorunda mısın? Keşke biraz daha az olgun olsan!

-Eh birimizin mantıklı olması gerekiyor.

Güldüm, sıcacıktı yüzü. Tüm korkularım uçuyordu onu görünce. Söylediği her şeyin arkasında duracağından o kadar emindim ki. Bu kolay bir şey değildi, böyle birine denk gelmek yani. İlk aşkımda bunu bulmam beni çok şanslı hissettiriyordu.

-Tamam, gelsinler. Yemeğe çağır. Ama söz verdin ben ne dersem o. İstemezsem bir daha ısrar etmeyeceksin.

-Asla, istemem dersen bir daha seni görmek için beni aşmaları gerekecek ve bu imkansız. Ben önünde durduğum sürece sana kimse ulaşamaz.

-Tamam Celil bey anladık beni etkilemeye çalışıyorsunuz.

-Başardım mı acaba? Çünkü gerçekten şu an tek istediğim seni yatağa götürmek.

-Bilmiyorum hala düşünüyorum.

-Belki seni ikna edebilirim. Biraz daha deneyeyim mi?

Elini sağ kalçama götürdü ve bir süre orada tuttu, sonra okşamaya başladı, giderek daha sert bir şekilde. Gömleğinin düğmelerini yavaşça açmaya başladım.

-Çok kolay ikna oldunuz Nazenin hanım.

Beni kaldırdı ve kucağında odamıza çıkardı. Onunla böyle nefeslerimiz birbirine karışmış halde, bedenlerimiz yapışmış gibi birleştiğinde ve zevkten kendimizden geçtiğimizde gerçekten de hiçbir şeyin anlamı kalmıyordu, ne geçmişin, ne duyduğum kinin ne de acılarımızın. Her şey unutulurdu, herkes affedilirdi, Celil yanımdaydı ve kulağıma bana olan aşkını fısıldıyordu. Beni ne yıkabilirdi ki? Hiçbir şey.. Celil'den başka. Beni yerle bir edecek de kendisiydi sadece. Bana hem dünyaları verecek hem de beni öldürebilecek güce aynı anda sadece o sahipti. Bu güzel olduğu kadar bir yanıyla da korkutucuydu. Ama ona güveniyordum, bu gücünü kullanmayacağını biliyordum. Sadece aşkıyla yaşatacaktı beni, öyle sanıyordum. Zaman herkesi olduğu gibi beni de vuracaktı, ama o zaman bunu bilmiyordum, aklıma bile getirmiyordum.

Sabah olduğunda ben uyurken giyinmiş ve gitmeye hazırlanıyordu. Yatağa eğilip beni usulca öperken uyandım.

-Uyuyakalmışım, kahvaltı ettin mi?

-Ettim Nazenin bebek miyim, kendi kahvaltımı hazırlayabilirim.

-Olsun ben hazırlamak istiyordum, nasıl uyudum bu kadar.

-Sabaha karşı uyuduk çünkü, hadi uyu yine sen. Ben çıkıyorum.

-Dur geçireyim.

-Kalkma dedim ya. Akşam annenleri çağırıyoruz şimdi değil mi? Son kararımız bu?

-Çağır, gelsinler bakalım. Neymiş dertleri.

Uzunca öptü beni ve çıktı.

Ben de zar zar uyumaya çalıştım ama uykum açılmıştı bir kere. Beni zor bir gün bekliyordu ve stresi şimdiden sarmıştı.

Kalkıp giyindim, komodinden saatimi alırken Celil'le olan fotoğrafıma baktım. Neden bu kadar korkuyordum ki? O buradaydı. Bana kimse bir şey yapamazdı. Artık değil.

(20 beğeni sonrasında yeni bölüm gelecektir, herkese iyi okumalar ♥️)

VİCDANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin