2- BOŞLUKLARIN ÇIĞLIĞI

517 32 31
                                    

Mc; Halsey - Nightmare

Zorluğun zoru diye ya da zorun imkansız yolu diye bir tarif duymadım. Kolay şeyler beklemiyorum ama bazı şeylerle savaşmak insan üstü gibi geliyor. Başarısız olmak en büyük başarı gibi hissediyorum çünkü tek yaptığım başaramamak. Farkında olmadan hızlanan arabayı yavaşça frenledim. Soğuk düşüncelerim bana zarar verecek kadar keskin. Beni bölen bir titreme aldı. Telefonum titriyor. "Efendim Derya." Bıkkın bir ses çıkardım.

"Akşam oldu hala yoksun?" Sesi kuşkulu geliyordu. Sorun zaten baş tacı benim için.

"Geliyorum Derya, şuan sokağa girdim." Derin bir nefes aldığını duydum. Neden tedirgin olduğunu anlamıyorum. "Sorun ne?" Buz gibi sesim ona ulaştı.

"Sorun yok. Hızlı ol diye aradım." Konuşmama izin vermeden telefonu kapattı. Neden böyle olduğunu anlatacak nasılsa. Derya bir şeyi sorun ediyorsa o gerçek bir sorun demektir. Elimle şakağımı okşadım. Direksiyonu sola kırarak geçen hafta ki konferansı düşündüm. O günden sonra üniversiteye tekrar gitmedim. Kim olduğunu merak ettiğim adamı araştırmamıştım. Ondan daha önemli konular olduğu için kenara iteledim. Mesela piskolojik danışman olarak göreve başlıyorum. Babamın da isteği üzerine konuşma yaptığım üniversiteyi seçtik. Ki kendimde işe yaramayan piskoloji başkaları üzerinde işe yarıyor. Sakin kalkmak gerçekten özel bir güç. Sonunda sokakta park edecek bir yer buldum. El firenini çekip arabadan çıktım. Sağı ve sola kısa bir bakış attım. Kediler çöpleri karışıyor, sokak lambalarının sarı ışığı etrafa fark veriyor. Bakışlarımı Derya'nın bahçesine diktim. Hızla bahçeyi geçip kapıya dayandım. Neyseki evi müstakil bir ev. Çalınması ile açılması bir oldu.

"Hoşgeldin." Narin'in cici sesi dikkatimi çekmedi.

"Nerde lan o!" Sahte bir öfke ile içeriye daldım. "Ne var lan?" Eline aldığı kola ile koltuğa yayılmıştı. Ceketi çıkarmadan üzerine yürüdüm.

"Sabahtan beri karı gibi cırladın hadi, aynısını bekliyorum." Sakinlikle kolayı yudumladı. Kestane rengindeki kısa saçları kıvır kıvırdı yine. Mavi gözleri cama eş değer ama hangisi daha iyi keser sorgulanır.

"Geç otur. Haberlerim var." Ciddileşince ona ayak uydurup kabanı çıkardım. "Hah anlat şu kıçının derdini." Bana ölümcül bakışlarını yolladı. Koltukta hafif doğruldu ben de karşısındaki tekli koltuğa iyice abandım. Narin ise sesiz sedasız benim karşımdaki tekli koltuğa oturdu.

"Bir kere de düzgün sohbet edin." İkimizde ona baktık. Sakince nefes verdi. "Gerçekten fazla samimiyetsiz konuşuyorsunuz canlarım." Gözlerimi devirip Derya'ya döndüm. En son düşüneceğim şey Narin'in psikolojisi. Derya'da dudaklarını birbirine bastırıp ofladı. Ona cevap vermeden konuya girdi. "Sayit'in sabıkası olmasa çoktan ayağına dolanmıştı biliyorsun değil mi?" Kaşlarımı çattım. "Onun o gereksiz beyni bazen çalışıyor, kurtarmış kendini." Kafasını ağırca eğdi. "Kılıç Şehgünnare. O kurtardı, yoksa amir hala tutardı onu." Açıkçası şaşırmadım. Bir haftadır yüzünü görmüyorum, Kılıç Beyin payı büyük. Narin araya girdi.

"Sayit Abi bara da uğramıyormuş." Dudak büktüm. Tırsak hali gözümün önüne geldi.
"Demek Sayit Abi saklanıyor. Şimdilik gözden ırak olsa iyi olur zaten." Kızlar beni onaylamakta geç kalmadılar. "Peki Cengiz Han Amca ne diyor?" Omuz silktim. Cebimden sigaramı çıkarıp yaktım. Dudaklarımın arasına alıp zehirini içime çektim. "Adaletin güzel kadehini yudumluyor. Egosu şu aralar herkesi geçiyor." Narin sesizce kıkırdadı. "Kimin babası." Diye mırıldandığını duydum. Devamında kızlar günlük yaptıklarını anlattılar. Ben beynimin beyan ettiği şeylerle meşgul olmaya başladım. Seyit artık fazla bir pürüzlük çıkarmaz diğer topuğunun sağlam kalması için susar. Babamı arayıp geceyi burada geçireceğimi söylemeliyim.

BERMUDA +18Where stories live. Discover now