Bölüm 4 (+18)

16.8K 492 177
                                    

Ben rahatlığını hazmetmeye çalışırken parmaklarının kadınlığıma dokunuşu ile dudaklarım aralandı. Islaklığımın eline bulaştığını bilmek başımı döndürdü. Beni hızlıca kendine çevirdi. Cam gibi olan gözü ve beni gördüğünü bildiğim tek gözüne baktım. Birkaç saniye sürdü bu bakış. Saniyeler sonrasında omzundaydım. Görüş açım lacivert eşofmanı ve parkelerden ibaretti.

Beni çok hafifmişim gibi omzuna atmıştı. Değildim. Ergenliğe girdiğim o seneden sonra bir daha hiç zayıf, çıtı pıtı bir kız olmamıştım. Kalın bacaklarım ve geniş basenlerime tezat ince sayılabilecek bir belim, kalçalarımın büyüklüğü ile ters düşen küçük göğüslerim ve beni biraz olsun kırılgan, zarif gösteren belirgin köprücük kemiklerim vardı. Ben omuza atılabilecek, kucaklanabilecek bir kız değildim. Üvey kardeşlerim gibi incecik bacaklarım sıkı kalçalarım ve karın kaslarım yoktu.

Bu yüzden babamın bana güzel diye hitap etmesini hep komik bulmuştum. Güzel olmamı sağlayacak bir özelliğim bile yoktu. Laura gibi uzun bacaklı bir sarışın değildim. Claude gibi büyük memelerim de yoktu. Ortalamanın da altındaydım ve hayatım boyunca bu gerçeği duyarak yaşamıştım. Ben şaşkınlığım ve düşüncelerimle boğuşurken gözlerim eşofmanının sardığı sıkı poposundaydı. Güzel bir popoydu. Bir kapı kırılırcasına açıldığında edepsizleşen düşüncelerimden uzaklaştım. Elleri eteğimin altından külodumu buldu ve beni omzundan indirmeden külodumu çekip odanın bir köşesine attı.

Bir sonraki fırlatılan ben oldum. Popom yatak ile buluştuğunda hızlı düşüşle hafifçe yükselip alçaldım. Odanın ışığı kapalıydı. Camdan vuran bahçenin ışığı vardı; içeri az biraz aydınlatan. Etrafıma bakmam bittiğinde gözlerimi yüzüne sabitledim. Ellerim çarşafın üstündeydi ve bedenimi dik tutmama yardımcı oluyorlardı. Elleri ayak bileklerimden birine sarıldı. Bakışını yüzümden ayırmadan ayakkabımı çıkardı. Bunu  o kadar yavaş yaptı ki yalvarabilirdim. Öbür ayağıma geçmeden önce çıplak ayağımı göğsüne yasladı ve elleri kaval kemiğimden üst bacağıma kadar geldi. Duruşumuz sebebi ile eteğimin açıldığını gözleri yüzümden çekilene kadar fark etmedim. Spordan uzak oluşumun kanıtı olan yumuşak baldırımı kavradı ve sıktı. Yutkundum.

"Çok güzelsin," dedi.

Olmadığımı biliyordum fakat bana dokunuşu ve bakışı güzel hissettiriyordu.  Nasıl karşılık vereceğimi bilemedim. O da güzeldi.

"Sen de," dediğimde sırıttı. Üzerime doğru eğilirken, "Yalancı," diye fısıldadı.

Bacaklarımı bulan elleriyle beni ters çevirdi. Beni dizlerimin üstüne sabitlerken tek eli ile eteğimi yukarı kaldırdı. Omuzlarıma yakın bir hizadan başımı yatağa bastırdı. Eli hala giyinik olan üzerimde dolaşıp çıplak kalçamı buldu. Kalçamı önce hafifçe sonra sertçe sıktı ve elini çekti.

Eli kalçamla tekrar buluştuğunda çıkan ses odanın sessizliğini bölerken kulaklarımı çınlattı. Kalçama yediğim sert tokat ile başımı ona doğru çevirip kaldırmaya çalıştığımda öbür eliyle beni bir kez daha yatağa sabitledi ve daha sert bir şekilde tekrar vurdu.

"Yalan söylememelisin."

"Ben-"

Bir şaplak daha lafımı böldü. İnledim.

"Say," dedi.

Acının tatlı hissi ile başım dönmüştü. Onu ikiletmek istemedim.

"Bir," Bir tane daha. "İki." Bir tane daha ve dudaklarımdan bir yakarış koptu. "Üç." Bir tane daha.

Nefesini kalçamda hissettim. Vurduğu ve büyük ihtimalle kızarttığı yeri öptü.  Ben hâlâ kalçam havada duruyorken elleri bacaklarımı araladı ve dili kadınlığımı buldu. Kıvrandım.

Çirkin Güzelliği (+18)Where stories live. Discover now