Bölüm 9

7.5K 492 92
                                    

Gözlerimi yüzünden çekmedim. "Benim acınacak bir halim yok." Senin de yok. "Sakın bir daha böyle bir şey söyleme hatasına düşme."

Yüzüme bakan suratının yarasız tarafındaki dudağı yukarı kıvrıldığında gözlerim ağzına takıldı. Dün boynumda dolaşmış olan dudaklarının dudaklarım ile hiç buluşmadığını fark ettim. Bakışlarımın dudaklarında olduğunu anladı. Boynunda hareket eden ademelmasına kaydı gözlerim. Yutkunuşunu izledim.

"Beni öpmedin."

Şaşırdığını belli eden anlamsız bir ses çıktı dudaklarından. Bu soruyu beklemediği belliydi.

"Beni öpmedin. Dün hiç öpüşmedik."

"Öpüşmeli miydik?" Boğulan sesi göğsümden karnıma indi ve mideme oturdu.

"Seviştik ama öpüşmedik."

Omuz silkti, "Sevişmek için öpüşmemiz gerekmiyor."
O konuşurken gözlerimi dudaklarından ayırmadım. İlk kez yüzünü bu kadar net görüyordum. Fark ettiğim gerçek ile kirpiklerim kırpıştı. Yüzündeki yaralardan ağzına doğru kayan biri tam dudağının bitişinde bitiyordu. Adam konuşurken, mimik yaparken ağzının o kısmı tam anlamı ile adapte olamıyor ve geride kalıyordu. Ona sormak istedim. Öğrenmek istedim. Beni bu yüzden mi öpmedin, demek istedim fakat biz sevişirken ajanstan gelen bir seks işçisi olduğumu düşünüyordu. Beni bu yüzden de öpmemiş olabilirdi. İlk kez yakaladığım bu sohbet imkanını canını sıkacak bir soru ile kaçırmak da istemiyordum. Konuyu değiştirdim.

"Babanla ne konuştun?"

Gözleri tepsiden ayrıldı ve tekrar benimkiler ile birleşti. Canını sıkacak bir soru sormuştum, konuyu değiştirme olayına çalışmalıydım. Açıkça pek kabiliyetsizdim.

"Bir torun."

Kaşlarım çatıldı, "Ne?"

"Bu evliliğin bitmesine izin vermesinin tek yolunun ona bir torun vermem olduğunu söyledi."

"Henüz gerçekleşmemiş bu evliliğin bitmesi için mi? Bir torun mu? Senin baban. Tanrım senin baban lanet herifin teki! Sana şantaj yaptığı yetmiyor! Bana şantaj yaptığı yetmiyor! Bir de böyle absürt bir şart mı koşuyor! Lanet bunak herif! Ondan o kadar nefret ediyorum ki! Aptal! Aptal! Aptal! Baban iğrenç biri! İğrenç!"

Ben yerimden ayaklanmış volta atarak bağırarak babasını aşağılarken arkasına yaslanmış, yüzündeki yamuk gülümsemesi ile beni izliyordu. Keyif alıyordu sanki. Öfkemin tüm bedenimi titrettiğini hissettim. Ellerimi saçlarımdan geçirip ensemi havalandırmaya, sinir ile basan sıcaklığı ferahlatmaya çalıştım. Kapanan gözlerimi Adam'ın kahkahası ile açtım. Bulaşıcı gülüşüne eşlik ederken buldum kendimi. Gülmesi azaldığında, "Gerçekten iğrenç biri gibi davranıyor. Sanırım onu bu duruma ben getirdim." dedi.

"Beni boşayacak mısın? Bir çocuğumuz olduğunda?" Bir çocuğumuz mu olacaktı? Bir çocuk mu yapacaktık? Biz? Dün tanıştığım adam ile ben. Tanışma şeklimiz bir şeyler yapacağımızı açıkça gözler önüne seriyordu fakat çocuk? Onu tanımadan, onu sevmeden, düşüncelerimi susturan sesi oldu.

"Bella. Daha evlenmeden tek çıkış yolunun bu olduğunu düşünmek istemiyorum. Sana şantaj yaptığını söyledin. Açıkla."

"Babam battı. Anlaşmaları babamın borçlarının kapanması üzerine. Oğluna bir gelin istemiş."

"Baban da bunu kabul mü etmiş?" Sesi öfkeliydi.

"Hayır tabii ki. Onu ben ikna ettim."

Kaşları çatıldığında devam ettim. "Babam için bir şeyler yapabilmek istedim." Şanslıysam bu kararın benim için de bir şeyler yapabilmeme yardım edeceğini umut ettim.

Derin bir nefes verdi. "Eğer seninle evlenmezsem beni mirasından silecek. Miras derken paradan söz etmiyorum. Umurumda değil. Kendi işim var. Beni aileden silecek Bella. Soyadımı alacak. Reddedecek."

Anlayış istiyordu benden. Onu anlamamı diliyordu.

"Desene, ikimiz de sıkışıp kaldık."

"Birbirimizle. Beraber sıkıştık güzel."

"Beni boşayacak mısın? Bir çocuğumuz olursa?"

"Evet. Bu ikimiz için de en iyisi olur. Çocuğuma sahip çıkarım. Sakın aksini düşünme. Maddi olarak da destek olurum. Ev, araba. Ne gerekiyorsa."

Bu kadar netti.

"Tek çıkış yolu bu değil diyordun?"

"Senin için bir çıkış yolu bulabilirim belki. Benim tek şansım bu. Seninle evlenmesem de biri ile evleneceğim. O huysuz bunak yakamdan düşmeyecek."

"Başka bir çıkış yolu istemiyorum."

Cam gözüne baktım. Suratında donup kalan yamuk sırıtışına. "Emin misin?"

"Evet fakat şartlarım var."

Bakışları kısıldı, "Ne şartı?"

"Aldatılan kadın olmayacağım. Sadık bir eş olmanı istiyorum. Evli olduğumuz süre zarfında hayatında ne duygusal biri ne de parasını ödediğin biri olamaz. Olmayacak. Benden başkası olmayacak Adam."

Yüzünü aydınlatan gülüşü ile iki elini havaya kaldırıp bacaklarına bırakırken, "Peki." dedi.

Peki.

"Söz veriyor musun?"

"Müstakbel eşimi aldatmayacağıma, sadık bir eş olacağıma söz veriyorum. Sağlıkta ve hastalıkta."

"İyi."

"İyi mi?" dedi kalkan kaşları ile.

"İyi." deyip omuz silktim.

"Sözüme eşlik et güzel. Beni tekrarla."

"Sadık bir eş olacağıma söz veriyorum. Sağlıkta ve hastalıkta," dedim tane tane. Tüm ciddiyetim ile. "Adam?"

"Evet?"

"Ben hemen şimdi, bu sene bir çocuk sahibi olmak istediğimi düşünmüyorum." Seni tanımadan. Bilmeden. Sevmeden.

"Anlıyorum. O zaman anlaşmamıza iki sene diyelim mi?"

"Nasıl?"

"Bu sene çocuk yok. Gelecek sene içerisinde çalışmalarımızı o yöne çekeriz," dedi gülümseyerek.

"Çocuk doğar doğmaz boşanacak mıyız?"

"Ona o zaman karar veririz. Boşansak dahi çocuğumuzu alıp gitmeni isteyeceğimi sanmıyorum." İç çekti. "Belki de 7 sene demeliyiz."

"Zaman belirtmesek?" Hayır, çünkü gittikçe garipleşiyor da.

"Haklısın. Belirtmeyelim. Böylesi daha sakin," dedi.  Başını sallayıp tepsideki tatlı tabağını kucağına aldı. Dolu dolu bir kaşığı ağzına götürürken onu izlemeyi sürdürdüm. Evlilik yeminlerimizi ettik. Kitapların şahitliği önünde.

"Beğendin mi?" diye sordum ikinci lokmasını yuttuğunda.

"Evet. Potts bunu daha önce yapmamıştı."

"Bunu ben yaptım," dedim. Neredeyse göğsümü şişirerek. Gülümsedi. Biliyordu.

"Beni böyle mi tavlayacaksın?"

Adam ve Bella'nın hikayesi nasıl gidiyor kuşlarımm? Keyif alıyorsunuzdur umarım 💓 bu kız şimdi Khalida'ya koşuyor 😋 okumayanlarınız, fantastik seviyorsanız ona da bir göz atın 💓 yorum yaparsanı sevinirimmm fikriniz benim için önemli😋

Çirkin Güzelliği (+18)Where stories live. Discover now