Bölüm 8

7.5K 522 72
                                    

Adam öfkeli solukları ile yüzüme bakıyordu. Bayan Potts ile birbirimize baktık. İkimiz de ne yapmamız gerektiğini, ne söylersek sakinleşeceğini düşünüyor tartıyorduk. Gözlerimi tekrar Adam'a çevirdiğimde elini cebine sokup çıkardığı telefonu kulağına götürdü. Bay Eric'i mi arıyor diye düşünürken çalan bir telefonun sesi uzaktan kulağımıza ilişti. Hepimizin başı koridora döndüğünde elinde küçük karton bir torba tutan Lumiere görüş alanımıza girdi. Havanın gerginliğini anlayabilecek kadar yakındı. Adam'ın tek elinin yumruk hâline geldiğini gördüm. Adam seslice yutkundu.

"Açıkla." Adam'ın boğazından çıkan hırıltılı sesi sessizliği delip geçti.

"Bay Adam ben-"

"Laf kalabalığı yapma Lumiere. Açıkla."

Lumiere'nin gittikçe kızaran yüzü beynine giden oksijen sayısının oldukça azaldığını düşünmeme sebep oldu. Öne bir adım atıp topu devraldım. "Bunun onunla bir alakası yok."

Adam bir rüzgar çıkaracak hızda bana döndü. Kapüşonu başından düşerek yüzünü gözlerimin önüne serdi. Sinirden kasılan çenesini net bir şekilde görebilmiştim böylece. "Sen karışma."

"Ne demek sen karışma? Benim üzerimden bir hesap sormuyor musun? Lumiere'nin bir hatası yok!"

"O zaman neden hâlâ buradasın?!"

Burada olmam bir hataydı. Ben bir hataydım. Silkelendim. "Babana sormalısın bunu! Ah bekle, zaten baban ile konuşmadın mı? Ne oldu? İstediğin gibi gitmedi?" Ard arda kurduğum cümlelerle öfkeden büyüyen gözleri şaşkınlığı ile kısıldı.

"Ne o Adam? Bunun da beni ilgilendirmediğini mi söyleyeceksin? Sana kötü bir haberim var, ilgilendiriyor! Sakın bir daha bana karışma gibi saçmalıklarla gelme! Söz konusu senin hayatın senin özelin olduğu kadar artık benim de!"

Yükselen sesim ve salladığım parmağım ile ağzıma geleni saymıştım. Kelimelerim tükendiğinde ona biraz yaklaştığımı fark ettim. Kızgınlık gözümü kör etmiş, ona yaklaştığımı, salladığım parmağımın göğsüne göğsüne vurduğunu ancak oda sessizliğe gömüldüğünde anlamıştım. Elimi indirip bir adım geriledim. Adam gözlerini benden çekti. Bayan Potts'a, Chip'e ve son olarak da biraz ardında duran Lumiere değdirdi bakışlarını. Sonra da geldiği hışımla salonu terk etti.

"Sanırım aç değil," dedi Chip. Onun çocuksu bilmiş sesi yüzümü güldürdü.

"Evet, sanırım aç değil. Hadi Lumiere sen de gel."

Hep beraber yemeğimizi yediğimizde aklım giden ve dönmeyen Adam'daydı. Sofrayı topladık. Bayan Potts bulaşıklara yardım etmeme izin vermedi. Bir tepsiye yemeklerden ve tatlıdan koyup Chip'ten teyit aldığım odaya yöneldim. Kapısını çaldım. Açmadı. Bir kez daha çaldım. "Adam bu çocukça." Komikti. Dün gece aklıma düştüğünde, çocukça kelimesi Adam'ı tasvir etmek için kullanılabilecek son kelime olmalıydı, diye düşündüm. Kapıyı açtım ve başımı içeri uzattım. Oda boştu.

Bayan Potts'un dediklerini hatırladığımda kütüphanenin yolunu tuttum. Kapının önünde derin bir nefes aldım. Tepsiyi saran parmaklarım titriyordu. Tek elim ile kapıyı çalarken tepsiye daha sıkı sarıldım.

"İstemiyorum," dedi. Kapıyı açma zahmetine bile girmeden. Ne getirdiğimi bile görmeden.

İçeri girdiğimde her yer kitaplıktı. Kapının sol ve sağ yanı tamamen yerden duvara kadar tıka basa kitap doluydu. Kapının karşısındaki duvar da ortalamadan geniş bir pencere vardı ki, onun da çevresi raflar ve kitaplardan oluşuyordu.

"İstemiyorum dedim."

Sesin geldiği yere ulaşabilmek için birkaç adım atıp döndüm. "Evet ve bu kabaydı. Ne getirdiğimi bile görmedin."

Sonunda onu gördüğümde odanın büyüklüğüne hayran kaldım. Asma katlı bir odaydı. Oda iki katlıydı! Ve her yer kitaptı! Yüzlerce, hayır binlerce kitap vardı burada. Odanın tam ortasında ikinci ve daha büyük pencerenin karşısında tekli bir koltuk vardı. Onun hemen karşısında da Adam'ın oturduğu iki kişinin kolay sığmayacağı ama tek kişilik demenin de ayıp olacağı büyüklükte bir koltuk duruyordu . Kol kısmından önüne doğru ufak bir sehpa yükseliyordu.

"Ne getirdin?" Elinde tuttuğu kitabın arasındaydı parmakları. Yüzümü okuyormuş, ruhumu görüyormuş gibi bakıyordu bana. Belki de cam gözünün verdiği bir histi bu.

"Yemek ve tatlı."

Elindeki kitabı koltuğa bıraktığında tepsiyi sehpaya koydum. O tepsisini önüne çekip hiçbir şey demeden yemeğine gömülürken gülümsedim.

"İstemiyor hâlin buysa," dedim ve dudaklarımı büzüp güldüm.

Ağzına götürdüğü kaşığı havada asılı kalırken yüzüme baktı. "İştahımı kaçırma."

Onu yemeği ile bırakıp etrafıma bakınmaya başladım. Cennetten bir parçaydı burası. Eğer cennet kişisel bir hediye olacaksa benimkinin böyle görünmesini isterdim. Rafları gezdim tek tek. Aralarında okuduğum, aldığım, almak istediğim kitaplar olduğu kadar adını bile duymadıklarım vardı. Raflar arasında okuduğum kitapları gördükçe seviniyordum. Benzer zevklerimiz vardı gerçekten.
Kitaplık düzenini de beğendim. Her raf ayrı bir kategoriydi. Polisiye, gerilim, romantik, klasikler...her biri ayrı ayrı ayrılmıştı. Gözüm asma kata takıldı. Oraya da çıkmak istiyordum ama bir şekilde çıkamıyordum işte.

"Aralarında okudukların var mı?"

"Hıhı, var." ellerimi arkamda belimde birleştirmiş tüm rafları tek tek inceliyordum.

"Kitap okur musun?"

"Çok severim. Babamın evinde bu kadar büyük olmasa da benim de birkaç kitaplıktan oluşan kişisel bir kitaplığım vardı. Düzenlemeni beğendim. Benimki böyle değildi."

"Nasıldı?" Bunu gerçekten ilgilendiği için sorduğunu hissettim.

"Okuduğum kitapları ters çeviriyordum. Böylece okumadığım kitapları daha rahat ayırıyordum."

"Okumadığım kitapları raflara dizmiyorum."

"Bunların hepsini okudun mu?"

"Evet."

"Bu imkansız!"

"30 yaşındayım, Güzel. 11 yaşından beri kitap okuyorum."

Aramızda 9 yaş vardı...

"Ben 21 yaşındayım."

"Hem yaşlı hem çirkin bir kocayı hak edecek ne günah işledin acaba?" deyip güldü kendi kendine.

Kaşlarım çatıldı. Sinirlerim bozuldu. "Şunu yapmayı kes!"

"Neyi?"

"Kendine acımayı. Kes. Sinir bozucu bir huy," dedim önündeki tekli koltuğa otururken. Uzun bir sohbet olacağını düşünüyordum. Bir başlangıç. Bir tanışma.

"Kendime acımıyorum Bella. Sana acıyorum."

Migrenden bayılıyorum ama bir bölüm yazıp atmak istedim 🥲 beğendiniz umuyorum🤞🏼 bu bölüm @zuzusc içindi 😋

Hala Khalidayı okumadıysanız onu da okuyun 😡 🥲💓

Bu bölümden sonrası kurgudaki gidişat değişikliğinden dolayı değişecek dostlarımm haberiniz olsun. Bölüm başlıklarına ekliyorum değişiklik olduğunu 💓

27.11.2023 düzenlendi.

Çirkin Güzelliği (+18)Where stories live. Discover now