18

11.7K 1.3K 538
                                    

medyamızı minsungun seçtiği şarkı ve koreografisi olarak düşünebiliriz

-

"Bunu yaptığıma inanamıyorum."

"Çok güzelsin söylenme artık."

"Bu hiç etik değil Minho. Ben dans edemiyorum bi kere, kabul etmemem lazımdı."

Jisung kolundan çekiştirilmesine karşı kostümün de verdiği ağırlıkla paytak adımlar atıyordu. Sahanın girişine geldiklerinde kalabalığın sesi iyice kulaklarını doldurmaya başlamıştı. Görüş açısının kısıtlı olması da hoşuna gitmemişti. Gerçekten Minho bunların içinde durup nasıl dans ediyordu?

"Minho vazgeçtim olmaz." Jisung olduğu yerde durunca Minho da onunla beraber durmak zorunda kaldı. Sahanın içine kısa bir bakış atıp Jisung'a döndü.

"Gerçekten eğlenceli olacak akışına bırak."

"Ya daha kafamda taşıyamıyorum," sinirle elini kaldırıp başında timsah kafasına vurdu. "Hem bunu başkası giymiyor muydu?"

"Felix arada giyiyor."

"Minho davetiye mi bekliyosun lan?!" Hyunjin kapının girişinde gördüğü arkadaşıyla ona seslenmişti. Maça başlamak için herkes onu bekliyordu ama Minho kapıda dikilmiş ilerlemiyordu.

"Bi dur anasını satayim." Minho arkadaşına karşı söylense de Hyunjin onu duymadığı için tekrar Jisung'a döndü. Ellerini timsahın yanaklarına koyup yaklaştı. Dışardan gören biri için cidden komik bir manzaraydı.

"Kendini bana bırak Jisung, tamam mı? Güvenmiyor musun?"

Jisung gözlerini bu hâlde bile kaçırdığını fark edince kendi salaklığın güldü. "Tamam ama kimse benim olduğumu bilmeyecek. Söz ver çabuk."

Minho gülümserken aynı zamanda kafasını salladığında kostümün renkli saçları hareket etmişti. "Söz kimseye söylemem. Şimdi sadece dans edelim."

Jisung kafasını sallayarak onayladı. Dans etmeyi sözde beceremese de Minho'ya güveniyordu. Sahanın girişinde duran bedenlerini içeri doğru ilerlettiklerinde Minho'yu gören seyirciler büyük bir alkış koparmışlardı.

Bu sırada Chan elindeki topu karşısında duran takım arkadaşına attı. "Felix?" Yeşil kostümlü maskota bakarak konuştu fakat arkasındaki Felix onu bekletmeden cevap verdi. "Ben burdayım."

"Sen burdaysan o kim?" Hyunjin de merakını sesine yansıtarak konuştuğunda takımdaki herkes bilmediği için ses çıkarmamışlardı. Kapışacakları takım yerini aldığında yarım saha olarak bölüşmüş, ortada sadece maskotların durmasına izin vermişlerdi. Bu bir gelenekti. Her maç öncesi maskotun gösterisi olur ve topu havaya atarak maçı başlatırdı.

Tabii Minho için bu durum maçın sadece başında geçerli olmuyordu. Hoşuna gitmeyen ya da aksine giden durumlarda birilerini güldürecek bir şey buluyordu. Bu maçı izlemek için geliyorsanız bilmeliydiniz ki her an bir krem şanti tabağı yüzünüze gelebilirdi. Ya da belki havadan patlamış mısır yağardı, kim bilir?

Minho ortaya çektiği Jisung'u bırakıp köşede müziği ayarlayan arkadaşına yöneldi ve duyabileceği bir seste konuştu.

"Yavaş bir şeyler çal!"

"Daisy'le başlamıyor muyduk?"

"Dediğimi yap."

Arkadaşı anlamasa da omuz silkip dediğini yapma kararı aldı. Açıkçası elinden başka şey de gelmezdi zaten.

"Jisung olmasın lan?" Felix şüpheyle ortada duran timsaha bakıyordu. Minho yanından ayrılınca bile olduğu yerde durması alışık olmadığının göstergesiydi onun için.

mascotWhere stories live. Discover now