14. BÖLÜM, ACIDAN DOĞAN MUTLULUK

2.5K 136 24
                                    

Bebekler bolca yorum yapmayı unutmayın....

Yorumlarınız benim için çok değerli, bu yüzden hepinize teşekkür ediyorum, en çok desteğinize tabi ki. 💗

Umarım beğenirsiniz.
İyi okumalar.)

🍃

"Kenarda dur geliyorum hemen!" dedikten sonra telefonu kapattım. Sonunda konağın kapısına geldiğimde, açılan kapıdan hemen sonra karşımda belirlenen korumayla sıkıntılı nefesimi verdikten sonra bekledim. Ellerini önünde bağlayan çocuk "buyur hanımağam," dedi.

Kapının açık kalan küçük aralığından dışarıyı izleyen biriyken, şimdi zordu rahatça bu kapının önüne gelerek, dışarı çıkmak için birşeyler söylemek.

Birşey dememi beklediğini belli edercesine başını eğip yüzüme bakmaya başladığında konuştum.

"Acil bir yere gitmem gerekiyor, araba hazırlar mısın?"

Konuşmam biter bitmez "hemen!" dediği gibi koşan korumayla rahat bir nefes verdim. Bu kadar basitti yani, istediğin an evden çıkmak. Salakça gülümsedim. İlk defa korkmadan, yakalanırsam neler olacak diye düşünmeden çıkacaktım bir evden!

Avzem hanımın sesini duyduğum an gülüşü yüzümden silip arkamı döndüm.

"Zelal, kızım hayırdır?" diyerek tam yanımda durdu.

"Şiyar aradı okulda bir sorun çıkmış yanına gidiyorum," dediğimde konağın kapısında arabada belirlendi.

Endişeli yüzünden sonra, "hayır olsun, bende geleyim ister misin?" diye sorduğunda başımı hayır dercesine salladım. "Teşekkür ederim ama gerek yok, izninizle." dedikten hemen konaktan çıkıp arabaya bindim.

"Çarşıdaki liseye." Araba hareket edince arkama yaslandım.

Hazırlanmıştım. Uyandıktan sonra kahvaltıya inmiş, ardından tekrar odaya çıkmıştım. Kafamı dağıtmak için derli toplu dolabı bile yeniden düzeltmiştim ama yine de rahatlamamıştım. Saat henüz iki buçuk falandı. Şiyar aramıştı. Okulda bir kavga olduğunu aslında hallettiğini ama müdürün Reşit ağayı aramakla ısrar ettiğini o yüzden benim gelmem gerektiğini söylemişti. Reşit ağaya giderse bu olay, Şiyar'ı okuldan alma ihtimali gittikçe büyüyordu. Gerçi bu olmasa bile yine de onu öylece bırakmazdım.

"Hanımağam, Eflâl ağam, sen dışarı çıktığında haber vermemiz gerektiği için bizi tembihlemişti. İstersen sen ara."

Söylediği şeyin saçmalığıyla korumaya baktım. Bunu hangi hakla isterdi? Önemlisi böyle bir şey isteyeceğini hiç düşünmemiştim. Daha önce dışarıya çıkmak gibi bir isteğim olmadığı için bunu da bilmiyordum. Gerçi bu çocuk olmasaydı, hala biliyor olmazdım. Çünkü diğer korumalar bana böyle bir şey sunmayı düşünmeden hemen Eflâl'e haber verirlerdi. Bu korumanın bu işte acemi olduğunun en büyük kanıtı buydu galiba.

"Buna gerek yok."

"Ama hanımağam."

KİMSESİZLİĞİMİN KURTULUŞU Where stories live. Discover now