26. BÖLÜM; BEYAZ AY

1.8K 136 28
                                    

instagram; @alessia.maii

@kimsesizligiminkurtulusu

@gecmisinsilinmeyenizleri

twitter; alessiamaii

takip edebilirsiniz.

Hiç rahat hissetmiyordum.

Bu durumda olmamın sebebinde ikimizinde payı varken, artık bu durumda sanki onun hiç umrunda değildi. Soğuktu. İlk tanıdığım adamdan, çok daha farklı bir ifadesizliğe bürünmüştü.

Günlerdir konuşmuyorduk. Artık öyle saçma bir hal almıştı ki bu durum, Eflâl herkesten sonra, çok geç vakitlerde eve geliyor, çalışma odasında kalıyordu. Öyle ki bende, gerekmedikçe odadan çıkmıyordum. Ara sıra Melisay bazen de Şilan geliyordu.

Bundan sonra ne olacağını, nasıl olacağını, nasıl devam edeceğini düşünmemeye çalışıyordum. Çünkü bir sonuca varamıyordum.

"Zelal?" Melisay'dı bu. Bugün çarşıya gidecektik. O, artık yaklaşan oğlunun doğum günü için alışveriş yapacakken bende bir kaç gecelik takımı alacaktım. Yanımdaki çantayı elime alıp, boynumdan geçirdikten sonra yatağın ucundan kalktım. Sağ olsun Eflâl'in emriyle çıkartılan koltuk yüzünden oturduğum tek yer yatak oluyordu.

Kapıyı açıp, dışarı çıktığımda kocaman gülümseyen Melisay'la göz göze geldim. Onca acısı, derdi varken her seferinde nasıl böyle gülebiliyordu gerçekten hayret ediyordum.

Koluma girdiği gibi yürümeye başladık.

"Ay, sonunda gidiyoruz!" derken fazla heyecanlıydı. "Efe nerede?" diye sorduğumda, daha geniş bir şekilde gülümsedi, "Avzem teyzem sağ olsun, ona emanet ettim."

Anladım dercesine başımı salladım. Bakışlarımı önüme çevirecekken, "halletmediniz mi?" diye sorduğunda tekrar ona bakmıştım.

"Konuşmuyoruz," bakışları şaşkınca açıldı. Durduk, kolumdan çıkıp bedenini yan bir şekilde bana döndü.

"Zelalciğim, neden kendini üzüyorsun?" Sesinde sitem vardı.

Kabul edemiyordum çünkü, inanmaya çalıştığım biri yüzünden tekrar sırtımdan vurulmayı. Vazgeçmiştim herşeyden, ölmek istediğim her andan. Eflâl ile bazı şeyleri aşabilirim, ona güvenebilirim sanmıştım. Yine sandığımla kalmıştım işte.

"Alışkınım," dediğimde sinirli bir bakış attı. "Bunu kendine de, Eflâl'e de yapmaya hakkın yok güzelim. Mutlu olmak, onca acıdan sonra en çok senin hakkın değil mi?"

"Denedim, onunla, onun bana verdiği her bir sözle mutlu olmayı denedim ama olmadı,"
yutkundum, hayır olmuştum. Bunu inkar edersem Eflâl'e büyük haksızlık olurdu.

"Oldum, fakat sonra yine inanmaya çalıştığımdan alındı mutluluğum. Şimdi sen söyle, her seferinde inandığı birinden tekme yiyen biri olarak bir kez daha kendimi
nasıl teslim edebilirim?"

Sustu, bakışlarını çekti benden. Bu kadardı herşey işte. Kimse buna bir cevap veremezdi, ben bile veremiyordum zaten. Her zaman ki gibi arada kalıyordum sadece.

Avluya indik, Avzem hanım, onun kucağında Efe ve Behçe hanım vardı. Bizi görür görmez Avzem hanım gülerken, Behçe hanımda meraklı ve ters bakışlarla bakıyordu.

"Nereye böyle gelinler?" diye soran Avzem hanımdı. Bakışlarım ifadesiz, eminim suratımda soğuk duruyordu.

"Çarşıya gidiyoruz," dedi Melisay samimi bir gülüşle.

KİMSESİZLİĞİMİN KURTULUŞU Where stories live. Discover now