2

5.2K 446 1.8K
                                    

"Anlayamadım."

"Oğlum babanın ilk eşinden olan oğlu, hani Amerika'da olan abin."

Diyerek bana gülümseyen annemle artık anlamıştım. Babamın ilk evliliğinden olan oğluydu. Onunla ne bir kere konuşmuş ne de tanışmıştım. Annesiyle birlikte Amerikada yaşıyordu. Babam sürekli onunla görüntülü konuşurdu. Hiç ilgimi çekmedigi için yüzüne bile bakmazdım. Şimdi ise babamı görmek için gelmiş olmalıydı.

"Ahh, özür dilerim ben adınızı unutmuşum."

"Ahaha sorun değil bro."

Bro mu? Huhhh. Sanırım böyle laf arasında ingilizce kullanmaktan hoşlanmıyorum. Ya da ondan biraz hoşlanmadım.

Bende mi sorun var bilmiyorum yani hemen bir insana ısınamıyorum. Yıllardır babama tek baba diyen ben iken, bir adam geliyor babama "baba" diyor. Rahatsız edici.

"Okul nasıl gidiyor Hyunjin."

"İyi gidiyor."

Soğuk mu davranmıştım. Hâlâ olayın şokundaydım. Ortamı bir sessizlik almıştı. Ya da benim soğukluğum mu sessizleştirmişti bu ortamı?

"Artık gitmeden önce bırakırsın okula kardeşini Ferrari arabanla."

Diyerek hafif kahkaha atarak şakalaşmaya çalışan babam ortamı düzeltmişti. Ferrari mi? Gerçekten onun Ferrari'si mi vardı? Onun bu şakasına ciddiyetle cevap veren Chris

"Ahh şaka maka yarın seni ben bırakırım. Arkadaşlarını, burada ki okul ortamını da merak ediyordum."

"Ooo tamam hâlde oğlum yine iyisin yarın Ferrari yle gidiyorsun okula ahahhahaha."

Ne kadar ondan hoşlanmasam da belki bu şekilde samimiyet kurabilirdik. Bu yüzden sessiz kalıp yarını bekledim. Ne kadar 1-2 hafta sonra gidecek olsa da ona alışmalıyım. Umarım ona alışabilirim.

-----

Sabah gözüme vuran güneş ışığı ve nefret ettiğim o iğrenç alarm sesiyle uyandım. Gerçekten şu alarmı bir gün alıp camdan aşağı atacağım, sinir bozucu!

Kalkıp saate baktığımda erkendi ama yine de aceleyle yüzümü yıkayıp kıyafetlerimi giydim. Uzun saçlarımı tarayıp ince tokamla at kuyruğu yapıp altından saçlarımı akıttım. Dünden hazırladığım çantamı sırtıma atarak hızla merdivenden aşağı indim.

İndiğimde annem kahvaltı kurmuş hâlâ bir şeyler hazırlıyor, Chris ise masada olan şeylerden utangaç bir şekilde yiyordu. Annem sabahları kahvaltı kurmayı bırakın asla bu saatte kalkmaz. Sırf onun için yaptığı ortadaydı. Bir gün dahi bana kahvaltı kurmazken ona kurması kırıcıydı.

Ahhh ya da ben ne saçmalıyorum. O misafir. Tabii ki hazırlayacak. Bu aralar herşeye alınan şımarık biri gibiyim. Fazla mi ilgi istiyorum ya da ilgisizlikten mi böyleyim?

Merdiven başında bunları düşünürken sanırım yürümeyi unutmuştum. Öylece durup kalınca hemen beni davet ettiler.

"Hyunjin, neden gelmiyorsun. Hadi yiyelim de çıkalım."

Apologize | Hyunlix Where stories live. Discover now