5

4.4K 401 901
                                    

2 gün sonra

Günler öncesinden ayarladıkları okul arası doğum günü gelmişti. Felix'e çaktırmamak için elinden geleni yapmışlardı. Süsleyip ayarladıkları yer küçük ve karanlık olmayan bir bardı. Tüm masrafları Chris ödemişti ve tüm organizasyon ona aitti.

Hyunjin ise günlerdir odasında kendi kendine nasıl açılacağı hakkında prova yapıyordu. Gerçekten prova yaparken bile kalbi gün güm atıyor, ayakları titriyordu. Eskiden aşırı özgüveniyle bilinen Hyunjin şimdi bu hallerdeydi. Gerçekten aşkın insanı değiştirdiğinin örneğiydi.

-----

Felix gelmeden önce neredeyse çağırdıkları herkes gelmişti. Herkes bara değilde düğüne gelmiş gibi giyinmişti. Hyunjin sade ama şık bir kıyafet giymiş, sarı ve uzun saçlarını küçük bir tokatla bağlamıştı.

O mükemmeldi. Aslında onu mükemmel yapan dış görünüşü değil, kalbiydi. Kalbinin yüzüne vurduğu insanlardandı. Fakat onu görmeyecek kadar körlemiş, kalbi kararmış bir insana aşık olmuştu.

Felix asla bar, parti gibi şeylerle ilgilenmediği için onu getirmenin zor olduğunu biliyorlardı. Fakat Chris kendisinin getirebileceğine emin bir şekilde söz vermişti.

Felix'in kapıda olduğunu söylemeleriyle bazıları ağzına aldığı parti malzemeleri, bazıları konfeti bazıları ise pankartla beklemedeydi. Hyunjin hâlâ nasıl açılacağını düşünüyor, dudaklarını kemiriyordu.

Chris'in elleri Felix'in gözlerini tutup içeri girerken Felix söylenip duruyordu. Tamamen içeri girdiğinde gözlerini açmalarıyla herkes bağırmaya başlamıştı.

"Sürprizzz."

Gözleriyle birlikte ağzı da açılan Felix şaşkınlıkla etrafına baktı. Gerçekten çok özenmiş, onun için bu kadar uğraşılmısti. Bu onu çok mutlu etmişti.

Alkışlarla birlikte Hyunjin önüne çektikleri ayak üstü olan masanın üzerine büyük bir pasta getirdi. Aynı zamanda "iyi ki doğdun Lixie" diye söyleniyordu.

Bu onu söylerken Felix ve Chris sadece birbirine odaklanmış gibiydi. Onu duymadı, fakat bunu umursamayarak pastayı bırakıp geri çekildi.

-----

Biraz zaman geçtikten sonra Hyunjin en kenarda kendi kendine olan Minho'nun yanına doğru ilerledi.

"Minho, ben ne yapacağım."

"Hyunjin, lütfen bana bir şey sorma."

"Niye ya."

"Gerçekten istiyorsan git söyle. Daha neyini soruyorsan."

"Ya terslerse."


Minho biraz durduktan sonra ona yalvarır gibi fikir soran Hyunjin'e bir fikir düşünüyordu.

"İçki."

"Anlamadım."

"İçkisini bol alkollü olandan yaptır, eğer terslerse de birşey olmaz sabaha unutur."

"Kralsın ya gel öpcem."

Diyip Minho'ya yapıştı. Onu ittirip duran Hyunjin çok geçmeden Felix'in içki yerine doğru gittiğini görünce koşarak ordan ayrıldı.

Felix'e kendisinin zaten ona söylediğini herkesin aynı şeyi içeceğini söyledi. Bu şekilde bar çalışanıyla baş başa kalmıştı. Ona da Minho'nun dediği gibi anlattıktan sonra sevinçle yerine geçip Felix'in içmesini bekledi.

---

Ortamda artık neredeyse sarhoş olmayan yoktu. Minho ve Jisung'la birlikte saatlerdir oturan Hyunjin Chris'in diğer kişilerle çok iyi anlaştığını görünce onun yanına doğru gitti.

"Oh Chris, nasıl gidiyor."

"Aishh Hyunjin niye hiç yanıma gelmedin!"

"Baktım çok iyi anlaşıyorsunuz bozmadım."

"Sahi hemen nasıl anlaştın onlarla hiç normalde konuşmazlar."

"Burda ki çoğu kişiyle geçen gece kulübünde tanışmıştık."

"Hatta başka şeyler de oldu."

Diyip sinsi ve şakacı bir şekilde gülümsedi.

"Chris Hyung tahmin ettiğim şeyler mi."

"Ahahaha."

"Yenge kızmasın bare."

Hyunjin sahte bir şekilde gülümseyerek hiç belli etmeden ortama uyum sağlamış, dediği şeyi normalleştirmişti.

Gerçekten buradaki kızlarla o tür şeyler mi yapmıştı? Dışardan hiç öyle biri görünmemesine rağmen böyle söylemesi onun gerçekten midesini bulandırmış ve ona karşı bir anda buz gibi hissetmişti. Bir de yeni evlenicek olması...

Boşverip odaklanması gerektiğini anlamasıyla birlikte Chris son bardağı da kafasına dikip gitmesini gerektiğini söyleyip barın koridoruna doğru yöneldi.

Chris gidince Hyunjin tekrar Minho'nun yanına döndüğünde Minho Felix'in koridora doğru ilerlediğini görünce Hyunjin'e hafif bir şekilde omzuna dokundu

"Şşş, gidiyor."

Minho'nun demesiyle gözlerini Felix'e çeviren Hyunjin, koridora doğru yöneldiğini görünce gideceğini düşündü.

"Hyunjin, neyi bekliyorsun? Çocuk gidiyor."

"Ahh, tamam dur kalkıyorum, lütfen bana şans dileyin çocuklar!"

Diyip onların yanından kalkarak insanların arasından koşarak geçmeye çalıştı. Onu durduran "ooo Hyunjin nasılsın, görmedim seni." Diyenler yüzünden strese girmiş, Felix'in gittiğini düşünmeye başlamıştı.

Sonunda insanların arasından geçip koridora varmıştı. Koridor boş gibiydi, fakat değişik sesler geliyordu. Yavaş adımlarla ilerliyordu. Koridorun sonunda sola doğru giden bir koridor daha vardı.

Koridorun sonuna vardığında sola doğru dönecekken iki kişi gördü. Nefes nefeseydi bu yüzünden ne olduğunu anlamayıp geri çekilip gizli bir şekilde tekrar kafasını sol koridora doğru hafifçe yöneltti ve gördüğü manzara karşısında nefesi kesildi. Ne olduğunu anlamıyordu, sürekli gözlerini ovalayarak gerçek mi olduğunu ayırt etmeye çalışıyordu.

Haklıydı.

Çünkü o gece orada üvey abisi Chris, platonik aşkı Felix'i delicesine öperken bulmuştu.

-----------------

-But when you told me the whole story, I felt like throwing up...

----------

Sanırım asıl şimdi başlıyoruz sizlere ve bana sabırlar dilerim.

Apologize | Hyunlix Место, где живут истории. Откройте их для себя