25

3.3K 310 596
                                    

Busan yollarında azcık stres ve heycanla ilerliyorlardı. Annesi tüm yol boyunca durmadan nasihat verip durmuştu. Hyunjin alışık olduğu için sorun yoktu. Ama arka koltuktakiler pek memnun değillerdi.

Baygın gözlerle arkaya dönmüş Hyunjin'e bakarlarken Hyunjin neden böyle olduklarını iki üç saniye sonra anladı. Ama şimdi daha da stresi artmıştı. Annesinin onlarla kalacağını bilmiyorlar, sadece arabayla bırakıp gidecek sanıyorlardı. Ve bir de ev düzenini iki çift olarak yapmışlardı. Yani evde ki herşey çiftler içindi.

Annesinin konuma baktığı telefondan "Varış noktasına ulaştınız." Diye ses gelince camdan etrafa doğru baktı. Annesi park ettikten sonra kemerini çıkarıp arka tarafa doğru döndü. Felix ortada Jisung ve Minho onun iki tarafında omzuna yatmıştı.

"Hey! Çocuklar geldikk!"

Gözlerinin tekini yavaşça açan Felix ona bakan Hyunjin'e baktıktan sonra gözlerini tamamen açtı. Sağ ve solunda olan iki kafayı fark etti. Hyunjin ona hadi işareti yapınca omzunu oynatarak Minho ve Jisung'u sarstı.

Ji-Hye hanım arabadan inip bagaja doğru ilerleyince Minho ve Jisung'un uyanmasını bekleyemeyerek ona yardım için iksinin arasından kalktı. Felix aralarından kalkınca Jisung ve Minho'nun kafaları birbirleriyle tokuşup birbirlerinin kafalarını üst üste buldular.
Yol onları o kadar baymıştı ki. Özellikle içindeki ses.

Kafalarının acımasıyla ellerini kafasına götüren Minho uykulu ve birbirine yapışmış gözleriyle Jisung'a baktı.

"Ne yapıyorsun be!"

"Asıl sen ne yapıyorsun! Ne diye üstüme yattın."

"Hayır yatmadım!"

"Kafamı acıttın."

"Sanki benim acımıyor."

Arabanın açık penceresinden gelen sesle kavgayı kesip kafalarını o yöne çevirdiler.

"Gençler kavgayı bırakıp da yardım etseniz diyorum."

"Ahhh, kusura bakmayın Ji-Hye hanım."

Kafalarını özür anlamında egdikten sonra eşyaları zar zor taşıyan Ji-Hye hanıma yardım için birbirlerine göz devirerek araban indiler.

"Kavganız bitti mi beyefendiler."

"Offf Hyunjin sus şuan hiç çekemem."

"Ne yapacağız sizinle ya."

Bagajda kalan son eşyaları da hızla alıp binanın içine yerleştirdiler. Daha eşya var mı diye bakmaya giden Minho binaya doğru ilerleyen Ji-Hye hanıma dönerek

"Ji-Hye hanım biz çıkarırız yukarıya sizin işiniz vardır gidin."

"Yok zaten belim ağrıyor oğlum evi açacağım ya."

"Siz verin biz açarız."

"İlahi oğlum ne fark eder, ikimiz de çıkıyoruz yukarıya ahahah."

Apologize | Hyunlix Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz