62- KUCAK

9.6K 555 70
                                    

Yusuf, generalin verdiği özel dosyayı öğlene doğru bitirdiğinde dosyayı eline alarak komutana bizzat vermek için odasından çıkıp kapıyı kapattı. Çünkü General ondan bitirdikten sonra kendileri ile teslim etmesini istemişti. Koridordan geçtiğinde kapının önünde duran nöbetçi asker anında ayağa kalkarak ona selam durdu. Yusuf yanından geçtiğinde asker tekrar yerine oturmuştu.

Askeriyenin içinde ilerlerken uzaktan ağaçların altında oturmuş gülüşerek konuşan askerlere baktığında yüzünde bir tebessüm oluştu. Askerler çoğunlukla asker olmanın kıymetini bilemese bile Yusuf için asker olmak çok önemli ve gurur verici bir duyguydu. Eğer yapabilseydi Yusuf tekrardan asker olup o güzel yıllarını yeniden yaşamak isterdi. Çünkü en güzel dostlukları asker olduğu zamanda yapmıştı.

Generalin kaldığı bölüme girdiğinde nöbetçi askere haber vermesini istedi. Asker anında ayağa kalkıp emri yerine getirerek generalin odasına girdiğinde Yusuf elinde tuttuğu dosyayı arkasına götürüp, arkadan ellerini birbirine dolayarak ayakta beklemeye başladı.

Bir dakika içinde kapı açılıp asker ona geçmesi için selam verdiğinde Yusuf bekletmeden içeri girdi. Onu bekleyen generale gidip dosyayı teslim ederek birkaç dakika boyunca dosya hakkında konuştular. Ardından işi kalmayan Yusuf generale selam verip dışarı çıktı.

Sabah generalle konuştuklarını daha Çakır'a söylemediği için şimdi de gidip Çakır'a bulması gerekiyordu. Askerlerin olduğu alana ilerlediğinde köşeden çıkan Çakır ve Devran'la birlikte adamlarını oraya yönlendirdi. Gökte aradığı bedeni yerde bulduğu için anında yanına yaklaşıp daha kendisini fark etmeyen Çakır'a seslenerek durmasını sağladı.

Çakır ve Devran Yusuf'un olduğu tarafa baktığında, Yusuf yanlarına gelip önce Devran'a merhaba dediğinde, mavi gözlü genç başını önleyerek utangaçça cevap vermişti. Yusuf onun bu sevimli haline bıyık altından gülerek bu sefer Çakır'a yöneldi. Çakır'ın bakışları Devran'ın üzerindeyken kıvrılan dudağının farkında bile değildi. Ve Devran'a bakarak gülen Çakır'ın yüz ifadesini görerek kaşlarını çatmıştı Yusuf. Ama geliş nedeni bu olmadığı için onu boş vererek konuşmaya başladı.

" Bu sabah General ile konuştum. " Dediğinde Çakır anında gözlerin ona çevirmişti. Merakla Yusuf'un ne diyeceğini beklerken, Yusuf'un sustuğu her saniye sanki ona eziyet gibi geliyordu.

" Ee ne dedi, izin verdi mi? "  diye hevesle sorduğunda Yusuf'un verecek olumlu cevabını beklemeye başladı.

Yusuf birkaç saniye boyunca durup onun gözlerinin içine baktı düz bir ifadeyle. Sustuğu her saniye Çakır'a bir eziyet gibi geldiğinin farkında içten içe gülüyordu onun bu haline. Çünkü Çakır da zamanında ona askerlikten atıldığını astığı surat ifadesi ile göstererek onun yüreğine indirmişti. Şimdi de aynı eziyeti çekme sırası Çakır'daydı.

Devran anlamadıkları konu üzerinde konuşan ikiliye şaşkın şaşkın bakarken, Yusuf düz tuttuğu ifadesini anında güler hale getirip daha fazla ona eziyeti çektirmeden konuşmuştu.

" Hadi yine iyisin, General kabul ettin."

Çakır durduğu şey karşısında ağzı açık kalmıştı. Her ne kadar General onu sevsede yine de kabul etmemesini bekliyordu. Ama yine de hiç olmadığı kadar çok mutlu olmuştu. Vicdanını ağırlaştıran yükün bu haberle biraz da olsa hafiflediğini hissetmişti.

" Çok sağ ol Yusuf, sen olmazsan ne yapardım. " diyerek, kendisine sırıtarak bakan adama sıkıca sarılmıştı. Yusuf da onu sarılarak sırtını patpatladı.

Devran onları hala anlamakta güçlük çekerken birbirlerine sarılan ikiliyle onun da yüzünde bir tebessüm olmuştu istemsizce. Çünkü Çakır mutluydu ve bu mutluluk bile Devran için yeterliydi.

SOĞUK-GayWhere stories live. Discover now