ÖZEL BÖLÜM 2

8.5K 390 67
                                    

Çakır, bir saat kadar önce uyanmış ve yatakta uyuyan bedeni seyrediyordu. Her iki kolunu de kendine çekerek Çakır'ın göğsüne başını gömmüştü. Dudakları göğsüne baskı yaptığı için büzülmüştü. Siyah saçları beyaz tenine dökülmüş ve darmadağın görünüyordu.

Çakır'ın içi gidiyordu ona. Nasıl her defasında bu kadar kendini ona kaptırmış bir şekilde buluyordu aklı almıyordu. Devran her zerresiyle onundu artık. Bu bakmaya doyamadığı güzellik tamamen onundu. Küçük kalbi kendisi için atarken, Çakır daha ne isterdi ki.

Çakır her ne kadar onu rahatsız etmek istemese de, göğsüne kıvrılmış uyuyan bedene dokunmadan daha fazla duramayacaktı.

Bir kolunu Devran'ın altından çıkarıp beline sardığı gibi Devran'ı altına aldı. Mavi gözlü genç rahatı bozulduğu için huysuzca mırıldanmıştı ama yine de uyanmamıştı.

Çakır onun dağılmış saçlarına ve uyumak için bedenini diğer tarafa çevirmesine gülerek baktı. Devran Çakır'ın altından çıkmaya çalıştı ama üzerinde ağırlık her iki kolundan tutarak onu kendisine çevirmişti.

Başının iki yanında elleri sabitlenirken hareket edemediği için huysuzlandı Devran, ama dudakları başka dudaklar tarafından öpüldüğünde sesi kesilmişti. Gözlerini kırpıştırarak araladığında, üstünde ona sırıtarak bakan adamla gözlerini devirdi. Yine Çakır kendine hâkim olamayıp onu uyandırmıştı. Artık alışmıştı buna.

Devran gözlerini açtığında Çakır bu sefer kendine hâkim olmadan üzerine eğilip öpmeye başladı. Devran'ın saçlarını, gözlerini, burnunu, boynunu öperken, Devran da gözlerini kapatmış bitmesini bekliyordu. Birkaç dakika sonra Çakır başını Devran'ın boynundan kaldırıp yüzüne bakmıştı.

" Günaydın Devran. " diye mırıldandı Çakır, ona bakan mavilere. Devran sırıtıp ona uzandığında çenesini öptü.
" Günaydın komutan. " diye karşılık verdiğinde Çakır dişlerini sıktı.

Devran'ın ona komutan diye seslenmesine bayılıyordu. Pembe dudaklardan çıkan o kelimeyle Devran'ı akşama kadar yataktan çıkartmak istemiyordu. Ama bugün işleri vardı o yüzden bu hayal başka bir güne kalmıştı.

Devran kollarını çektiğinde Çakır bırakarak onu tutup yataktan kaldırdı. Ardından dağılmış saçlarına elini atıp düzelterek mavilerini ortaya çıkardı. Ardından elinden tutup yataktan çıktılar birlikte.

Çakır banyoya girerken Devran da peşinden uslu uslu geliyordu. İçeri geçip duşa kabine yanaştı. Üzerindeki kıyafetleri çıkardığında Devran'a döndü.

Devran ona mavilerini şaşkınca açmış, ellerini önünde bağlamış ona bakıyordu çekingence. Çakır onun bu hâline sırıttı. Sanırım Devran onu yanlış anlamıştı. Çakır, hâlâ ondan utanan Devran'ı tutup kendine çekerek kollarını beline sardı. Ardından eğilip ona utangaç bir şekilde bakan gencin burnunu öptü. Devran hâlâ ona bakmaya utanırken Çakır güldü.
Elinin tersiyle Devran'ın yanağını okşayıp, onu daha fazla korkutmamak için konuştu.

" Korkma birtanem, bir şey yapmayacağız. Sadece birlikte masum bir duş alacaktık... Tabii sen istersen aklından geçeni hemen yapabiliriz. " diye hınzırca konuştuğunda, Devran başını onun göğsüne gömmüştü hızla.

Çakır kahkaha atarak geri çekilip Devran'ın da üstünü soymaya başladı. Devran bu sefer ona izin vermişti.

Kısa sürede çıplak kalarak duşun altına girdiler. Çakır Devran'ı göğsüne çekip başını köpüklemeye başladı. Gözlerini kapatan adamı içine sokası geliyordu. Bu kadar da tatlı olunmazdı!

Kendi başını da yıkayıp, kurulanarak çıktılar duştan. Çakır beline havlu doladığında arkasında bir çift mavi gözün ona baktığını hissediyordu. Devran her ne kadar onun yüzüne bakarken vücuduna bakmaya utansa da, Çakır ona bakmadığı zamanlarda sürekli gözünün onda olduğunu biliyordu. Bu yüzden de Devran'a çok bakmıyordu utanmaması için.

SOĞUK-GayOnde histórias criam vida. Descubra agora