64- ÇAKIR'IN SÜRPRİZİ

5.1K 399 32
                                    

Çakır uzun zamandır aklımda olanları Yusuf'a söylemek için üzerine üniformasını hızla geçirip lojmandan çıktı. Uzun zamandır kendini hazırlamaya çalışıyordu ve şimdi tam zamanı diye düşünüyordu. Çünkü düşündükçe daha çok geciktiriyordu. Ve bu da Çakır'ın endişe duyup kararından duymasına neden olabilirdi.

Sabah erkenden Enes gelip Devran'ı alarak birlikte kahvaltıdan önce yürüyüş yapacaklarını söylemişti. O yüzden Çakır lojmandan yalnız başına çıktı.

Yusuf'u kaçırmamak için hızlı hızlı yürürken birkaç dakikada onun çalışma odasında varmıştı bile. Son kez derin bir nefes alıp kapıyı çalarak gel komutuyla içeri girdiğinde, Yusuf kapıya bakarak elindeki su şişesini atmaya çalışıyordu.

" Oo hayırlı sabahlar olsun Çakır bey. Naçizane kıçınızı kaldırıp buraya getirtemeseydiniz birazdan bizzat ben gelip sizi alacaktım. " Diye dalga geçtiğinde Çakır kapıyı kapatırken ona göz devirdi.

Yusuf'un yanına gelip masanın önündeki sandalyeye kurulduğunda birazdan söyleyeceği şeyin gerginliği ve heyecanı vardı üzerinde. Bu yüzden Yusuf'un onu alaya almasına sesini etmiyordu.

Yusuf onun durgun olduğunu fark ettiğinde alaylı sözlerinin yerini ciddi bir surat ifadesi almıştı. Normalde Yusuf ne zaman Çakır'la dalga geçse, Çakır hiçbir şekilde alınma veya gocunma belirtisi göstermeden onun dediklerine gülüyordu. Ama şimdi belli ki bir şey olmuştu ki ciddi ciddi Yusuf'un yüzüne bakıyordu.

Yusuf elindeki su şişesinden bir yudum alarak yana koyup bedenini tamamen Çakır'a çevirdi. Dirseklerini de aynı saniyede masaya koyup Çakır'a biraz daha eğildi.

" Noldu lan, ne bu surat ifadesi? " Diye meraklı bir şekilde sorduğunda Çakır boğazını temizleyerek söylemek adına hazırladı kendini.

" Benim sana bir şey demem gerekiyor..." Diye kararsız bir şekilde mırıldandı Çakır.

" Ee? "

Yusuf'un ona beklentiyle ve ciddi bir surat ifadesi ile baktığını görünce bir an vazgeçecek gibi oldu Çakır. Acaba bu itirafı yapmasa mıydı? Sonuçta Yusuf onun tek dostuydu ve tek dostunu da kaybetmek istemiyordu.

Ama hayır işin ucunda Devran vardı.
O yüzden de kendine düşünmeye fırsat vermeden söyleme kararı aldı.
Ok yaydan çıkmıştı ve artık bunun bir dönüşü olmayacaktı.

" Bu söyleyeceklerim sana sürpriz olacak. Söylersem olmaz ama söylemezsem de olmaz. "  Diye hala lafı geveleyen Çakır'la Yusuf'un kafası iyice karışmıştı.

" Çakır sen ne anlatıyorsun Allah aşkına! "  Diye çatık kaşlarıyla istemsizce sorduğunda, Çakır henüz sadede gelmediğini anlayarak sesli bir nefes bıraktı. Bir şeyleri itiraf etmek ne kadar da zor bir şeydi.

" Şimdi bu söyleyeceklerim senin kafanı karıştırabilir. Çünkü sen şimdiye kadar beni çok daha farklı bir şekilde tanımıştın ve eminim böyle bir şey aklının ucundan bile geçmezdi. Ama inan benim de aklımın ucundan geçmezdi bir anda oldu her ne olduysa. Benim bir suçum yok çünkü bunu ben seçmedim, o yüzden bana kızma lütfen sana diyeceklerim için... "

Çakır'ın söylediği her sözde Yusuf'un beyni daha da yanarken kaşları da aynı oranda çatılmıştı. Acaba Çakır gelmeden önce bir şey mi kullanmıştı çünkü hiç böyle garip davranmazdı. Belki de hasta olmuştu ve ateşi başına vurmuştu.

Yusuf kendi kendine içinden sonuçlar elde ederken hala saçmalayan Çakır'a göz devirerek yandaki suya uzanıp eline alarak içmeye başladı. Çünkü şu an Çakır'ın ne dediğinden zerre kadar anlamıyordu.

SOĞUK-GayWhere stories live. Discover now