Bölüm. 37: Güven ve korku.

2.1K 176 62
                                    

"Ciddi olamazsın Said!" dedim gözlerimi belerterek, şok içinde. Bana bir ada almış olamazdı. Bu kadarı da olamazdık. Koskoca bir adadan bahsediyorduk. Denizin ortasında olan bir adada!

Hem denizin ortasındaki ne yapacaktık ki?

Sıkılırdım ben orada.

"Ya ne yapacağız biz orada? Sıkılırım. Sarayda bile sıkılıyorum çoğu zaman. Hayır gitmek istemiyorum." dedim.

Eli çenene uzandı. Baş parmağıyla çenemi okşadı."O sarayda benim mutlu olduğum gün sen gelmeden önce yoktu. Annemin ölümü her gün aklıma geliyor. Kasvet orası benim için. İstiyorum ki seninle ikimize ait bir evde yaşayalım. Beni hayatında istemeyen herkesten uzak sadece sen ve ben olsun istiyorum. Sıcak, huzurlu, eğer bir çocuğumuz da olursa çekirdek bir ailem olsun istiyorum. Bana hayatımda çoban kız yeter." dedi.

Ama ben daha kardeşi Eray'la aralarında bir köprü olacaktım. Ama o bunu anlamıştı zaten çoktan. Ben düzeltmeye çalışırken daha da mesafe koyuyordu arasına.

"Ailen orada Said. Ben kimsenin hakkımda geldi, abimizi götürdü demesini istemiyorum." dedim vazgeçirmeye çalışarak.

Başını iki yana salladı. "Hayır güzelim. Sadece mutlu olmak istiyorum. Zaten onlarda buna mutlu olur emin ol. Kendi hallerine bırakıyorum işte. Giden giderse gitsin. Ki zaten emin ol ki ben gittiğim an bir haftaya kalmaz sarayda bak insan kalıyor mu?" diyerek kahkaha attı.

Kahkahası gerçek değildi. Alaya alıyordu. Ama canının yandığını biliyordum. Saklamaya çalışıyordu ama istenilmemesi zoruna gidiyordu. Kalbim ona deli gibi üzülürken elimi yanağına koyarak şefkatle okşadım.

"Sen zaten Benim ailemsin. İnananları bilmem ama ben seni asla bırakmayacağım." dedim.

Gülümsedi. Safir gözleri ışıldadı. Yanağın okşayan elimden sevgi aradı. "Hep yalnızlık. Beni annemden başla kimse bile sevmemişti. Dile getirmesem bile jel zoruma giderdi. Bu kadar mı sevilmiyorum da istenmiyorum derdim. Kendimi değersiz hissederdim. Ama bugün kendimi yıllar sonra tekrar değerli hissediyorum. Sevilmeyi annesinden sonra unutan bir adama tekrardan sevilmeyi tattırdığın için teşekkür ederim. İyi ki benim mavimsin."

Gülümsediğimde eğilerek alnımı canı gidercesine öptü. "Bir gülüşüne bin kez ölürüm, gülüşü cennet olan kadın."

Sımsıkı sarıldı. Başını boynuma gömüp kokumu içine çekerken yakınırcasına fısıldadı. "Beni bırakma. Sevginle Said oldum. Bırakırsan Mâlik olurum. Mâlik olmak istemiyorum güzel gözlüm."

Onu hiçbir zaman bırakmayacaktım.

Annesinin safir gözlü diyerek sevdiği Said'den babasının zalim oğlu olan Mâlik'e dönmesine izin vermeyecektim.

Hep Said kalarak kalacaktı.

Sürmeli, safir gözlü adama hep Said diyecektim. Mâlik asla demeyecektim.

Elindeki kumanda ile şoförle bizim aramıza set çekti. Otomatik set ile bizi görmeyecekti. Siyah film kaplı pencere ile de dışarıdan bizi kimse görmeyecekti. Kıkırdarken beni gülerek beni kucağına çekti.

"Güzeller güzelim."

Kollarımı boynuna dolarken bacaklarımı koltuğa uzattı. Alnı alnıma dayanırken gözleri büyü bir aşkla bakıyordu bana. Safirleri büyülüydü. Beni büyülüyordu. Gözlerinin sürmeli kirpikleri o siyahtı ki safirleriyle aşırı keskinleşmişti. Bu kadar keskin bakan bir adam sadece bana aşkla bakıyordu.

NAZAR-I AŞK ( Askıya Alındı. Devam Edecek)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin