NAZAR-I AŞK ( Askıya Alındı. Devam Edecek)

Karekter Tanıtımı.

Said... Ve Mâlik...

Biri merhametin, biri zalimliğin temsili...

Ve o iki a'da sahip kudretli bir adam...

SAİD BİN EL-MALİK!

Tüm servetin ve zenginliğin kilidini açan bir isim, Allah tarafından dünyanın bir adama sunulduğu bir makam; HALİFELİK!

Güç, ihtişam, debdebe, azizlik...

Tüm bunlar koca bir hanedanlığın veliahtı olan küçük bir çocuğun küçük omuzlarına sırtlanarak büyüyüp sahip olmasıyla başladı hikaye

Büyüyüp olgunlaştığında dünyanın anahtarı verildi ellerine. Güç, hâkimiyet, ihtişam...

Ve adı gibi Aziz ülke;

KATAR...

Bereketli ve ihtişamlı Arap topraklarının şah'ıydı. Bolluğuyla, yer altı zenginleriyle dünyanın en zengin ve en iyi ekonomiye sahip olan en zengin ülkelerinden biriydi.

Yıllarca nesilden nesile yönetildi. Ve yönetim Abdullah Bin El-Melik'in hanedanlığına gelmişti. Onun koca imparatorluğuna. Halifeliğin geçerek tahta oturdu ve yıllarca yönetti. Ve onunda tahtı devretme sırası geldiğinde ilk ve en büyük oğlu olan Fahraz Bin El Faris'e verecekti.

Ama yıllarca nesilden nesile, babadan ilk oğula verilen gelenek Melik' in ikinci gözde oğlu Mâlik'e vermesiyle bozuldu ve kurduğu imparatorluğuna başına kendi gibi zeki olan oğlunu geçirdi.

Said Bin El-Mâlik'i

Adı gibi ülkenin sahibi olup yöneten aziz adam

Kazandığı mertebe ile insanların önünde saygıyla eğilmesini sağladı. Milyonların sevgilisi oldu. Öyle bir saygı ve sevgi kazandı ki halkın gönlünde taht kurdu. Nefes kesen yakışıklılığıyla tüm Arap ülkelerinin kızların kalbini kazandı. Kral kızlarının, bakan kızlarının delicesine bir hırsla elde elde etmek istediği adam oldu.

Tüm kızların onun karısı olmak için yarıştığı bir adam iken, o hiçbir kadını karısı olmaya layık görmedi. Çünkü onun tek sevdiği kadın vardı. O'da Annesiydi. Ondan başka tüm kadınlara gönlünü kapatmıştı.

Güç para, mal, mülk... Herşeyi vardı ama mutlu değildi. Hayatını renklerindiren yegane varlık küçük bir çocuk iken elinden kayıp gitmişti. Hayatta herşeye sahipken hayatını sadece tek bir şeye adamıştı. İntikama! Tek gayesi Annesinin ölümüne sebep olan o alçak kadınla , baba demeye tiksindiği adamdan, Arap toplarından silinmeyecek bir öc almaktı. Kendini kin ve nefret duygularıyla yetiştirip intikama adadı. Babası olacak adamın gözüne istemese de girdi. Yönetimi kıvrak ve keskin zekasıyla ele geçirip hayatı o iki insana dar edip Annesinin ağlayışına şahitlik eden odanın içinde kan kusturup kızılcık şerbeti içtirecekti.

Kin, nefret ve intikamla harmanlamıs, zalimle perçinlestirmiş olan hayatının en büyük günü olan intikama ilk adımını attığı o büyük günde kaderin cilvesiyle dosyadan ayaklarını dibine üç resim düştü. Üç resimden biri kendini belli edip altınsı reng saçlara sahip olan kız gözlerinin önüne Allah tarafından gönderilmiş bir lütuf olarak armağan gibi sunuldu.