Alıntı.

30.4K 1.2K 881
                                    

Sonu gelmez gibi uzun ve sık ağaçlarla dolu ormanda genç kız delicesine koşuyordu. Peşindeki adamın saplantılı aşkından ve kendi gibi tehlikeli adamlarından kaçıyordu. Nefesi artık ciğerlerine batarken, koca ormanda nereye kaçacağını bilmiyordu. Bedeni koşmaya artık takat bulamazken bir çınar ağacının yanına yaklaşıp nefes nefese oturdu. Sırtını ağacın gövdesine yaslarken soluklanmaya çalıştı. Bir yandan da onun gelip gelmediğini kontrol ediyordu. Genç kızın titreyen göz bebekleri korkuyla etrafı kolaçan ederken heyecandan titreyen elleri şişmiş karnını sardı. Bir anne olarak ondan korumak istercesine sıkıcasına sardı.

" Sabret bebeğim. Dayan kurtulacağız. Gideceğiz bu ülkeden. Az kaldı. "

Göz yaşları içinde mırıldanırken beş buçuk aylık bebegini okşadı. Bebeği de annesinin sevgisini ve korkusunu hissetmiş olacakki minik bir tekmeyle destek oldu. Ağaçtan destek alarak koşmaya başladı. Yerdeki çalılıklar bacağını çizerken bu izbe ormanda bir ev bulabilmek umuduyla etrafına bakındı. Gecenin karanlığında bulmak çok zor olsada dayandı. Belki bir köye rastlardı.

Dakikalar zamanı kovalarken genç kız koşmaya devam ediyordu. Bağırış, ve gürültü sesleriyle uzakta olmadığını hissediyordu. Hala peşindeydi. Tek bir an için bile olsun vazgeçmiyordu.

Çünkü o Said Bin El-Malikti!

Kaybetmeyi ve vazgeçmeyi hiç sevmezdi.

Karnını tuta tuta ormanlık alanda koşarken ormanlık alanın bitişinde bir kaç metre ilerde ışıkları yanan bir köy olduğunu farkedip durdu. Adeta gözleri heyecanla parladı. Yüzünde hüzünle karışık bir gülümse belirirken bir umutla hızla köyün olduğu yöne koşmaya başladı.

Sonunda köye varabilmişti. Gecenin bu kör vaktinde köpek sesleri hariç köyde çıt yoktu. Köyün meydanın ortasına gelirken koşmayı bırakıp derince soluklandı. Hamile halde koşmasına ve yorulmasına rağmen, içindeki umut kendisine güç veriyordu. Boncuk mavisi gözleri bir kaç evden oluşan evleri inceledi. Tükenen bedeni yorgunluktan bayılmak üzereydi ama dik durmaya çalışıyordu. Yorgun adımlarla ileresindeki taştan eve doğru ilerledi. Eski tahta menteşeli kapının önünde durup kapıya bir kaç kere hızlıca vurdu. Açılmasını umut edip beklerken bağırış seslerinin yaklaşmasıyla telaşla kapıya art ardı ardına vurdu.

Çok yakındaydı. Konuşmalarını dahi anlayabilecek kadar yakındalardı. Eğer kapı biraz daja geç açılırsa kendisini görebilirlerdi. Kapının hala açılmaması üzerine çaresizce bağırdı.

" Kimse yok mu? Allah rızası için birisi kapıyı açsın! "

Adım sesleri duyduginda kapının kilit sesini işitti. Heyecanla yerinde kıpırdandı.

" Kim o?"

Sonunda biri çaresiz bağırışını duymuştu.. " Lütfen yardım edin! Kapıyı açın ," dedi endişeyle.Kapı açıldığında yaşlı bir teyze çıkmıştı karşısına.

Yaşlı kadın karşısında üstü başı perişan olmuş ve zorlukla ayakta durmaya çalışan kızı görmesiyle neye uğradığını şaşırdı. Genç kız hızla yaşlı kadının elini tutarak yalvaran gözlerle baktı.

NAZAR-I AŞK ( Askıya Alındı. Devam Edecek)Where stories live. Discover now